69
https://youtu.be/WOOrFro9p2Q
“biz kendi hayatımızı efendi gibi yaşamaya çalışırken,
ne bileyim;
sağa sola salça olmadan...
belki en büyük keyfimiz;
güneşin allahına kadar vurduğu altın sarısı biramızı yudumlarken, birbirimize ask acılarımızı,
''pardon! gözüme toz kaçtı!'' hissiyatı içinde fısıldarken,
bacağımıza sürünüp duran bir kediyi okşarken;
''oğlum bu kedi hayvanı var ya, tekamül zincirinin en son halkası lan"
"buda'dan bile daha bilge lan bu hayvan!'' şeklinde naif muhabbetlerimizi yaparken,
kanımızı dökerek kurduğumuz ayyaş cumhuriyetin en aşşağılık başkentleri aksaray meyhanelerinde,
ileri karakolları olan parklarda...
gökte sadece sahici bi dolunay...
elimizde güzel marmara...
şehrin götünde pireler uçuşurken...
ve biz terk edilen bir sevgili nasıl üşürse;
işte öyle üşürken...
ve daha on yedi, on yedi iken aşk konuşulur değil mi?
hayır biz senin adını fısıldıyorduk gaassaray.
bunu hiç bilmeyeceksin!
gecenin çükünde her türk babası gibi ayyaş bir babanın sızmasını bekledikten sonra,
yine boynumuzda sarı-kırmızı kaşkollar,
yine aynı dolunayın altında buluşup,
bağrında gecelemek için sana koşarken,
içtigimiz o güzel marmaranın bile adın kadar içimizi ısıtamadığını hiç bilmeyeceksin gaassaray!
1980'ler. sokağa çıkma yasakları. daha on yedi. on yedi bile değilken,
geceleri boynumuzda sarı kırmızı kaşkollar,
elimizde sarı kırmızı pankartlar. bir militan gibi toplum polislerinden kaçarken...
ve bütün yaşıtlarımız,
geceleri, gayrimeşru bu şehrin gayrimeşru duvarlarına kahrolsun faşizm yazarken,
biz geceleri aynı duvarlara; en büyük cimbom yazdık!
ve bütün yaşıtlarımız gündüzleri mütemadiyen fenerli iken,
biz aleme inat seni sevdik.
komik olan şuydu;
tarihinin en zavallı dönemiymiş meğer.
hiç şampiyon olamazdın o zamanlar.
biz de zaten farkında değildik. hep güzel marmaraydık çünkü.
daha on yedi, on yedi on yedi bile değildik.
neden gaassaray? diyenlere;
because, güzel marmarayla güzel gidiyor! derdik.
ki bunu hiç bilmezsin!
daha on yedi, on yedi bile değildim diyorum... alooooooo?
ulan gaassaray! söyleyecek o kadar çok şeyim var ki sana!
ulan! anlatacak o kadar çok hikayem var ki gaassaray!
anam avradım olsun hiç bilemeyeceksin!
bu kediler var ya; çok enteresan hayvanlar abi...”
deep web’in en psikopat videosu. liseye ilk geçtiğim zamanları hatırlatan(2008-2009 falan) o zamanlar gözler yaşara yaşara deliler gibi dinlediğim, bir 14 şubat’ta akla gelen güzel beste. sabah aklıma geldi ve onlarca kitap okuduk, üniversiteye geçtik, büyüdük, gerçek aşkı da yaşadığımızı düşünürdük derken dinlediğim an hala içimde bir yumru şeklinde kaldığını farkettim. hey gidi çocukluğum, ulan gaassaray...
only you
“biz kendi hayatımızı efendi gibi yaşamaya çalışırken,
ne bileyim;
sağa sola salça olmadan...
belki en büyük keyfimiz;
güneşin allahına kadar vurduğu altın sarısı biramızı yudumlarken, birbirimize ask acılarımızı,
''pardon! gözüme toz kaçtı!'' hissiyatı içinde fısıldarken,
bacağımıza sürünüp duran bir kediyi okşarken;
''oğlum bu kedi hayvanı var ya, tekamül zincirinin en son halkası lan"
"buda'dan bile daha bilge lan bu hayvan!'' şeklinde naif muhabbetlerimizi yaparken,
kanımızı dökerek kurduğumuz ayyaş cumhuriyetin en aşşağılık başkentleri aksaray meyhanelerinde,
ileri karakolları olan parklarda...
gökte sadece sahici bi dolunay...
elimizde güzel marmara...
şehrin götünde pireler uçuşurken...
ve biz terk edilen bir sevgili nasıl üşürse;
işte öyle üşürken...
ve daha on yedi, on yedi iken aşk konuşulur değil mi?
hayır biz senin adını fısıldıyorduk gaassaray.
bunu hiç bilmeyeceksin!
gecenin çükünde her türk babası gibi ayyaş bir babanın sızmasını bekledikten sonra,
yine boynumuzda sarı-kırmızı kaşkollar,
yine aynı dolunayın altında buluşup,
bağrında gecelemek için sana koşarken,
içtigimiz o güzel marmaranın bile adın kadar içimizi ısıtamadığını hiç bilmeyeceksin gaassaray!
1980'ler. sokağa çıkma yasakları. daha on yedi. on yedi bile değilken,
geceleri boynumuzda sarı kırmızı kaşkollar,
elimizde sarı kırmızı pankartlar. bir militan gibi toplum polislerinden kaçarken...
ve bütün yaşıtlarımız,
geceleri, gayrimeşru bu şehrin gayrimeşru duvarlarına kahrolsun faşizm yazarken,
biz geceleri aynı duvarlara; en büyük cimbom yazdık!
ve bütün yaşıtlarımız gündüzleri mütemadiyen fenerli iken,
biz aleme inat seni sevdik.
komik olan şuydu;
tarihinin en zavallı dönemiymiş meğer.
hiç şampiyon olamazdın o zamanlar.
biz de zaten farkında değildik. hep güzel marmaraydık çünkü.
daha on yedi, on yedi on yedi bile değildik.
neden gaassaray? diyenlere;
because, güzel marmarayla güzel gidiyor! derdik.
ki bunu hiç bilmezsin!
daha on yedi, on yedi bile değildim diyorum... alooooooo?
ulan gaassaray! söyleyecek o kadar çok şeyim var ki sana!
ulan! anlatacak o kadar çok hikayem var ki gaassaray!
anam avradım olsun hiç bilemeyeceksin!
bu kediler var ya; çok enteresan hayvanlar abi...”
deep web’in en psikopat videosu. liseye ilk geçtiğim zamanları hatırlatan(2008-2009 falan) o zamanlar gözler yaşara yaşara deliler gibi dinlediğim, bir 14 şubat’ta akla gelen güzel beste. sabah aklıma geldi ve onlarca kitap okuduk, üniversiteye geçtik, büyüdük, gerçek aşkı da yaşadığımızı düşünürdük derken dinlediğim an hala içimde bir yumru şeklinde kaldığını farkettim. hey gidi çocukluğum, ulan gaassaray...
only you