9181
çocukluğumdan itibaren, yarım dakika koşunca nefes alamaz duruma geldiğim için mahalle maçlarında hep kalecilik rolünü üstlendim. oynadığım sürece fena da değildim hani. bu sebeple kalecilere karşı özel bir zaafım mevcut.
zoran simovic'ten itibaren kalemizi koruyan tüm kalecileri izledim. tüm bu kaleciler arasında en sevdiğim kaleci fernando muslera'dır. en iyileri olduğunu iddia etmiyorum kesinlikle, fakat en çok onu seviyorum. büyük hayranıyım.
buna rağmen, bugün yönetim çıksın mantıklı bir plan, bir gerekçe sunsun, şu şu sebeplerden dolayı muslera ile yollarımızı ayırmamız gerekli desin, ayakları yere basan bir plan ortaya koysun, itiraz etmem. en nihayetinde ayrılık olacak bir yerde, gönül ister jübile ile olsun fakat olmazsa da ne yapalım...
fakat allah aşkına, ne olur hepimiz gerçekçi olalım. galatasaray taraftarı her platformda futbolcusunu gömmek için bahane arıyor, bundan zevk alıyor resmen, görüyoruz hep birlikte. adı sanı duyulmadık genç kaleciyi, başakşehir'in artığını filan sağ bırakır mıyız biz? hele ki kaleci gibi hassas bir mevkide? ozan kabak daha ilk dakikadan nasıl bir futbolcu olduğunu gözümüze gözümüze sokmasaydı, biraz tökezleseydi onu da cehennemin dibine gömerdik (penaltı muhabbetleri aklımızdadır sanırım hepimizin). ismail çipe için de aynı durum söz konusu, ciddi maçlarda birkaç defa tökezlemesine bakar kum torbasına döndürülmesi, kupa maçlarında aldığı övgü ve destek mesajları bana çok inandırıcı gelmiyor açıkçası.
sözün özü, gerçekçi olmakta fayda var. fernando muslera ile vedalaşacağımız gün geldiğinde, yerine geçecek kaleci ilk dakikadan "oh be" dedirtecek biri olmalı. yoksa taraftarımız o kalecinin üzerinde kendi egosunu tatmin eder, hepimize yazık olur.
zoran simovic'ten itibaren kalemizi koruyan tüm kalecileri izledim. tüm bu kaleciler arasında en sevdiğim kaleci fernando muslera'dır. en iyileri olduğunu iddia etmiyorum kesinlikle, fakat en çok onu seviyorum. büyük hayranıyım.
buna rağmen, bugün yönetim çıksın mantıklı bir plan, bir gerekçe sunsun, şu şu sebeplerden dolayı muslera ile yollarımızı ayırmamız gerekli desin, ayakları yere basan bir plan ortaya koysun, itiraz etmem. en nihayetinde ayrılık olacak bir yerde, gönül ister jübile ile olsun fakat olmazsa da ne yapalım...
fakat allah aşkına, ne olur hepimiz gerçekçi olalım. galatasaray taraftarı her platformda futbolcusunu gömmek için bahane arıyor, bundan zevk alıyor resmen, görüyoruz hep birlikte. adı sanı duyulmadık genç kaleciyi, başakşehir'in artığını filan sağ bırakır mıyız biz? hele ki kaleci gibi hassas bir mevkide? ozan kabak daha ilk dakikadan nasıl bir futbolcu olduğunu gözümüze gözümüze sokmasaydı, biraz tökezleseydi onu da cehennemin dibine gömerdik (penaltı muhabbetleri aklımızdadır sanırım hepimizin). ismail çipe için de aynı durum söz konusu, ciddi maçlarda birkaç defa tökezlemesine bakar kum torbasına döndürülmesi, kupa maçlarında aldığı övgü ve destek mesajları bana çok inandırıcı gelmiyor açıkçası.
sözün özü, gerçekçi olmakta fayda var. fernando muslera ile vedalaşacağımız gün geldiğinde, yerine geçecek kaleci ilk dakikadan "oh be" dedirtecek biri olmalı. yoksa taraftarımız o kalecinin üzerinde kendi egosunu tatmin eder, hepimize yazık olur.