21015
şampiyonluğu kaybedecekse, deplasmanda stoper ve beklerin, yapılan baskıdan oyun kuramamasından kaybedecek takımdır.
biraz detaylı açıklayalım:
öncelikle bu takıma marcao geldikten sonra zor gol yiyeceğimiz belli oluyor, bunu göztepe maçından önce de alanya maçından önce de görmek mümkündü. aslında 2 maç da birbirinin benzeri bir stratejiye sahipti. ev sahibi baskısını kır, 1 tane at, 3 puanı al. keza alanya'da da bu plan tutacakken muslera'nın saçmalaması ile 2 puan bırakmış olduk.
bizim gol yememiz ne kadar zor ise deplasmanda 2 gol atmamız da o derece zor. bu yüzden yemeyip 1 tane sıkıştırmaya çalışacağız.
peki neden gol sıkıntısı yaşıyoruz?
topu rakip kaleye 35-40 metrede çevirebilirsek mutlaka gol atarız, burada belhanda-feghouli-mariano gibi pas kalitesi iyi, araya bırakabilen adamlar var. diğer tarafta da patlama gücü yüksek bir onyekuru.arada sırada fernando, ndiaye de süpriz paslar atabildiğinden yaratıcılıkta sınır yok.
fakat sıkıntı atak başlangıçlarında topu kaleciden defansa, defanstan ise orta sahaya aktaramıyoruz. aktarmaktan kasıt sırtı dönük değil, yüzü dönük.
yani topu alıp, dönüp atak olgunlaştırabilecek, topu rakip sahaya taşıyabilecek oyuncumuz yok ne yazık ki. her ortasaha topu aldığında arkasındaki rakip oyuncudan sıyrılamadığından geri pas yapıyor ve verimlilik oluşmuyor.
bu işin kolayı bekleri yüzü dönük topla buluşturup 2'ye 1'ler ile ilerlemek ancak mariano olmayınca linnes-ömer bayram gibi adamların pas kalitesi de buna yeterli olmuyor.
çıkabilmek için de ya fernando defansın ortasına gelip takımın boyunu uzatıyor ya da belhanda geri gelip verimsiz bölgede topla buluşuyor.
yuto döndü fakat bu sefer de mariano sakat deniyor. bekler olmazsa işimiz zor gerçekten.
bu seneyi bir şekilde atlatıp seneye mutlaka bu geçiş oyununda sırıtmayacak pas kalitesine sahip bekler aramamız lazım.
tabi bir de ortasahaya sırtı dönük top alıp, dönüp atak başlatabilecek biri.
bunun en güncel örneği için:
(bkz: frenkie de jong)
ortasaha bulmakta çok sorun olacağını zannetmiyorum açıkcası, melo gibi sırtını dayayıp dönüp gidebilecek biri en kötü brezilya'dan flan bulunabilir ancak şimdiden iyi scout etmek gerek.
marcao'da ki nokta atışını bu bölgede de tutturabilirsek o adamın satışından kulüp borçları bile sıfırlanabilir,öyle önemli bir bölge artık.*
esas sorun belirtilen özellikle bek bulmakta. hem tempolu hem pas kabiliyeti iyi bir bek bulmamız bana göre imkansıza yakın, o yüzden asamoah gibi büyük takımların yedeklerini kovalamak gerek şimdiden.
bir diğer alternatif de hakan şükür dönemindeki gibi, rakip sahada kalabalık bekle, pivot santrafora uzun at, dönen topları topla ve atağa çık. tabi bu dönem nadiren uygulansa da miadı doldu diyebiliriz.
1 şubat ile yaz transfer döneminin sonuna kadar geçen sürenin kalitesi ve verimliliği kulübün kaderine etki edecek gibi.
oyuncuları belirleyip, çalışmalara başlayıp sene sonu da feghouli, maicon, belhanda gibi oyunculardan gelecek ücretler ile hızlı bir şekilde transferleri tamamlayabilirsek hem mali hem kadro kalitesi açısından önümüzdeki 3-5 sene rahat nefes alırız.
umarım yönetim de bu dönemin öneminin farkındadır.
biraz detaylı açıklayalım:
öncelikle bu takıma marcao geldikten sonra zor gol yiyeceğimiz belli oluyor, bunu göztepe maçından önce de alanya maçından önce de görmek mümkündü. aslında 2 maç da birbirinin benzeri bir stratejiye sahipti. ev sahibi baskısını kır, 1 tane at, 3 puanı al. keza alanya'da da bu plan tutacakken muslera'nın saçmalaması ile 2 puan bırakmış olduk.
bizim gol yememiz ne kadar zor ise deplasmanda 2 gol atmamız da o derece zor. bu yüzden yemeyip 1 tane sıkıştırmaya çalışacağız.
peki neden gol sıkıntısı yaşıyoruz?
topu rakip kaleye 35-40 metrede çevirebilirsek mutlaka gol atarız, burada belhanda-feghouli-mariano gibi pas kalitesi iyi, araya bırakabilen adamlar var. diğer tarafta da patlama gücü yüksek bir onyekuru.arada sırada fernando, ndiaye de süpriz paslar atabildiğinden yaratıcılıkta sınır yok.
fakat sıkıntı atak başlangıçlarında topu kaleciden defansa, defanstan ise orta sahaya aktaramıyoruz. aktarmaktan kasıt sırtı dönük değil, yüzü dönük.
yani topu alıp, dönüp atak olgunlaştırabilecek, topu rakip sahaya taşıyabilecek oyuncumuz yok ne yazık ki. her ortasaha topu aldığında arkasındaki rakip oyuncudan sıyrılamadığından geri pas yapıyor ve verimlilik oluşmuyor.
bu işin kolayı bekleri yüzü dönük topla buluşturup 2'ye 1'ler ile ilerlemek ancak mariano olmayınca linnes-ömer bayram gibi adamların pas kalitesi de buna yeterli olmuyor.
çıkabilmek için de ya fernando defansın ortasına gelip takımın boyunu uzatıyor ya da belhanda geri gelip verimsiz bölgede topla buluşuyor.
yuto döndü fakat bu sefer de mariano sakat deniyor. bekler olmazsa işimiz zor gerçekten.
bu seneyi bir şekilde atlatıp seneye mutlaka bu geçiş oyununda sırıtmayacak pas kalitesine sahip bekler aramamız lazım.
tabi bir de ortasahaya sırtı dönük top alıp, dönüp atak başlatabilecek biri.
bunun en güncel örneği için:
(bkz: frenkie de jong)
ortasaha bulmakta çok sorun olacağını zannetmiyorum açıkcası, melo gibi sırtını dayayıp dönüp gidebilecek biri en kötü brezilya'dan flan bulunabilir ancak şimdiden iyi scout etmek gerek.
marcao'da ki nokta atışını bu bölgede de tutturabilirsek o adamın satışından kulüp borçları bile sıfırlanabilir,öyle önemli bir bölge artık.*
esas sorun belirtilen özellikle bek bulmakta. hem tempolu hem pas kabiliyeti iyi bir bek bulmamız bana göre imkansıza yakın, o yüzden asamoah gibi büyük takımların yedeklerini kovalamak gerek şimdiden.
bir diğer alternatif de hakan şükür dönemindeki gibi, rakip sahada kalabalık bekle, pivot santrafora uzun at, dönen topları topla ve atağa çık. tabi bu dönem nadiren uygulansa da miadı doldu diyebiliriz.
1 şubat ile yaz transfer döneminin sonuna kadar geçen sürenin kalitesi ve verimliliği kulübün kaderine etki edecek gibi.
oyuncuları belirleyip, çalışmalara başlayıp sene sonu da feghouli, maicon, belhanda gibi oyunculardan gelecek ücretler ile hızlı bir şekilde transferleri tamamlayabilirsek hem mali hem kadro kalitesi açısından önümüzdeki 3-5 sene rahat nefes alırız.
umarım yönetim de bu dönemin öneminin farkındadır.