403
öncelikle fatih hocamıza; babasının durumundan dolayı, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. gerçekten yerinde olsam maç bir an evvel bitsin moduna girerdim. açıkçası olağanüstü galatasaray sevgime rağmen; aklım sonuçtan çok babamda olurdu.
gel gelelim ki; maalesef insanlarımız, bilip bilmeden atıp tutmayı çok seviyor. alanyaspor bu ligin en tehlikeli 3 deplasmanından biridir ki; sergen yalçın geldiğinden beridir; adamlar bizim maçtan önce son 6 lig maçını kaybetmediler, bizim maçla birlikte bu sayı maalesef 7 oldu. beşiktaş, başakşehir, trabzonspor gibi görece şampiyonluğa oynayan takımlar buradan tıpkı bizim gibi galibiyet çıkaramadılar. hatta başakşehir'e çelme takabilmeyi başarmış tek tük anadolu takımlarından biridir. maçtan önce yeni transferlerin etkisi ve dolaylı olarak psikolojik etkiyle bu maçı öyle ya da böyle kazanabileceğimizi düşünüyordum. ama maç kağıt üzerinde kazanılmıyor.
alanyaspor inanılmaz önde baskıyla başladı maça. ve bunu yaparken de arkada hiç ama hiç boşluk bırakmadı. sergen yalçın dersine çok iyi çalışmış. fatih terim; bir futbolcu hangi ayaklıysa o bölgede oynatacaksın der hep. bu görüşe çok katılırım. nagatomo malum asya kupası'nda olduğundan, 2 haftadır o bölgeyi linnes ile dolduruyoruz. geçen hafta göztepe maçı dahil, bu maçta da rakibimiz sırf bu yüzden sol tarafımıza çalıştı. ve hücum anlamında ciddi şekilde başarılı oldular. daha sonra bu maç özelinde mariano'nun sakatlanmasıyla, linnes asıl mevkisine döndü. ve asıl mevkisinde de hem hücumda, daha da beteri savunmada berbat oynadı. artık savunmada o kadar kötüydü ki, 2. yarıda ileri çıkmaya korktu. zaten mariano'nun çıkması maçın kırılma noktası oldu. fatih hoca 4. döneminde geldiğinden beridir; ayağa oynayarak, paslaşarak çıkmaya ve oyun kurmaya çalışan bir galatasaray oluşturmak istiyor. bu maçta belki uzun top oynayarak daha farklı bir yol izlenebilirdi ama her maçta farklı yol izlersen kendi oyununu, takım karakterini rakibe kabul ettiremez ve sadece günü kurtarırsın. ben fatih hocayı oyunundan taviz vermediğinden ötürü takdir ettim açıkçası. sözlükteki bazı arkadaşlar orta sahamızın bu oyuna uygun olmadığını düşünüyor. görece arkadaşlara hak veriyorum. ama iyi bir takım futbolcuya göre oynamaz. bunun örneğini defalarca görüyoruz. futbolcu sisteme göre oynar. kemik kadro sonrası sistem oluştuktan sonra, hangi futbolcu gelirse gelsin, o takıma bir şekilde uyar. yine bu maç özelinde orta sahada pas işini yapacak belhanda, ndiaye ve fernando inanılmaz pas hataları yaptılar. hatta fernando bir süre sonra oyunda kayboldu. bu işi yapmak feghouli'ye kaldı. bence maçın galatasaray adına en iyi oyuncusu da feghouli'ydi. çok mücadele etti, çok çalıştı ve iyi de bir gol attı. hem orta sahadan top çıkarıp, hem de hücum da oynayabilmek ciddi bir meziyet gerektirir. belhanda iyi mi oynadı kötü mü oynadı pek anlayamadım. ama asist yapmasına rağmen, fatih hocanın aklındaki oyunu oynayamadığı kesindi. onyekuru hücümda çok yalnız kaldı. ömer bayram'dan neredeyse hiç ama hiç destek görmedi. çok top kaybı ile oynadı ve bir süre sonra top kaybı yapmaktan korktu, özgüvensiz ve kötü oynadı. yeni transferlerimiz luyindama ve mitroglou'yu bu maçtaki performansıyla değerlendirmek, gerçekten çok ama çok yanlış olur. adamlar ayağının tozuyla, hiç bilmediği ligde deplasmanda maça çıktılar. hatta luyindama daha maçın başında kart gördü ve bu yüzden de hiç ama hiç risk alamadı. bir diğer defans mevkisindeki yeni transferimiz marcao'yu bu maçta da çok fazla beğendim. bu adamı portekiz liginde oynadığı dönemde porto, benfica falan nasıl alamadı çok ama çok şaşırıyorum. nazar değmesin, yanına yeni transfer edilen luyindama ve takım ile uyum sürecini de atlatırsa takımımıza çok ama çok katkı vereceğini ve giderse de çok paralar kazandırarak gideceğini düşünüyorum. ömer bayram asla galatasaray seviyesinin oyuncusu olamaz. yine de bu maç eskiye nazaran daha derli toplu oynadı diyebilirim. ben de mitroglou - sinan değişikliğinin çok erken olduğunu düşünenlerdenim. ama sinan girdikten sonra, hücumda takımı tanıdığı için topu rakip alanda daha çok tutmayı başardık. yunus akgün için değerlendirecek kadar zaman yoktu. gelelim muslera'nın performansına; son zamanlarda inanılmaz formsuz ve isteksiz bir görüntü çiziyor. çoğu kişi yaşla ilgili diyor ama muslera'nın kaleciliği her zaman böyleydi ki, ben bu yüzden yediği gole artık hiç şaşırmıyorum. inanılmaz kötü bir gol yedi maalesef. her sezon böyle en az 3-5 gol yer. ve sonuca etki eder. yine de gol yemesi falan hiç umrumda değil. muslera topu oyuna hiç düzgün sokamıyor, yan toplarda çıkıp topu almıyor, topu hızlıca oyuna sokmak yerine rakip takımın yerleşmesini bekliyor. kendisi oyuna topu sokarken, hep tedirgin oluyorum. hatta topun çoğu kez muslera'ya gelmesini istemiyorum. artık büyük takımlar taç atışını doğru kullanmak için çalışmalar yaparken, biz daha kalecimizin topu oyuna iyi sokmasını bekliyoruz. geldiğinden beri nasıl olur da topu oyuna sokma özelliği sürekli geriye gider hiç anlamıyorum. şahsi görüşüm bizden aldığı parayı hak etmediğini düşünüyorum. bu şekilde asla büyük liglerdeki büyük takımların hocaları formayı muslera'ya vermez. ama yine de şampiyonluk yolunda konsantre bir muslera'ya ihtiyacımız olduğu kesin. bir kaç kelam da hakem alper ulusoy'dan bahsetmek istiyorum; kesinlikle art niyetli yönettiğini düşünüyorum. zaten baskıdan zar zor çıktığımız maçta, alanyaspor'un orta sahasının kasti faullerine müsaade ederek, oyunu daha da mahkum oynamamızı sağladı. çıkartmadığı kartlar ve çalmadığı fauller yüzünden alanyaspor'lu futbolcular rahat bir şekilde oynama fırsatı buldular. bizim savunmaya da çok çabuk kartlar çıkararak, alanyaspor'un hücumlarına karşı sert müdafaa göstermemizin önüne geçti. ve alanyaspor bu sayede çok rahat şekilde hücuma çıktı. onyekuru'nun pozisyonunda faul yaptığı gerekçesiyle korneri vermediği pozisyon, alper ulusoy'un bu maç özelinde resmen özeti gibiydi. ama yine de başta yazdığım gibi alanyaspor dersine iyi çalışmış ve iyi futbol oynadılar. bu yüzden hakem performansından dolayı gölge düşürmek istemiyorum. alanyaspor maçı; hem yeni transferlerimizin bu kadar dillendirilmesi, hem de medyada yıkıcı bir psikoloji oluşturmasından dolayı; hem takım üzerindeki baskıyı aldı, hem de ufaktan bir nazarlık oldu. bazen kendimize gelip daha iyi sonuçlar almak için, böyle bir maçta puan kaybetmek açıkçası çokta üzmedi. umarım başakşehir'de bu hafta puan kaybeder de, bu maçtaki puan kaybımızın pek de bir önemi olmaz.
gel gelelim ki; maalesef insanlarımız, bilip bilmeden atıp tutmayı çok seviyor. alanyaspor bu ligin en tehlikeli 3 deplasmanından biridir ki; sergen yalçın geldiğinden beridir; adamlar bizim maçtan önce son 6 lig maçını kaybetmediler, bizim maçla birlikte bu sayı maalesef 7 oldu. beşiktaş, başakşehir, trabzonspor gibi görece şampiyonluğa oynayan takımlar buradan tıpkı bizim gibi galibiyet çıkaramadılar. hatta başakşehir'e çelme takabilmeyi başarmış tek tük anadolu takımlarından biridir. maçtan önce yeni transferlerin etkisi ve dolaylı olarak psikolojik etkiyle bu maçı öyle ya da böyle kazanabileceğimizi düşünüyordum. ama maç kağıt üzerinde kazanılmıyor.
alanyaspor inanılmaz önde baskıyla başladı maça. ve bunu yaparken de arkada hiç ama hiç boşluk bırakmadı. sergen yalçın dersine çok iyi çalışmış. fatih terim; bir futbolcu hangi ayaklıysa o bölgede oynatacaksın der hep. bu görüşe çok katılırım. nagatomo malum asya kupası'nda olduğundan, 2 haftadır o bölgeyi linnes ile dolduruyoruz. geçen hafta göztepe maçı dahil, bu maçta da rakibimiz sırf bu yüzden sol tarafımıza çalıştı. ve hücum anlamında ciddi şekilde başarılı oldular. daha sonra bu maç özelinde mariano'nun sakatlanmasıyla, linnes asıl mevkisine döndü. ve asıl mevkisinde de hem hücumda, daha da beteri savunmada berbat oynadı. artık savunmada o kadar kötüydü ki, 2. yarıda ileri çıkmaya korktu. zaten mariano'nun çıkması maçın kırılma noktası oldu. fatih hoca 4. döneminde geldiğinden beridir; ayağa oynayarak, paslaşarak çıkmaya ve oyun kurmaya çalışan bir galatasaray oluşturmak istiyor. bu maçta belki uzun top oynayarak daha farklı bir yol izlenebilirdi ama her maçta farklı yol izlersen kendi oyununu, takım karakterini rakibe kabul ettiremez ve sadece günü kurtarırsın. ben fatih hocayı oyunundan taviz vermediğinden ötürü takdir ettim açıkçası. sözlükteki bazı arkadaşlar orta sahamızın bu oyuna uygun olmadığını düşünüyor. görece arkadaşlara hak veriyorum. ama iyi bir takım futbolcuya göre oynamaz. bunun örneğini defalarca görüyoruz. futbolcu sisteme göre oynar. kemik kadro sonrası sistem oluştuktan sonra, hangi futbolcu gelirse gelsin, o takıma bir şekilde uyar. yine bu maç özelinde orta sahada pas işini yapacak belhanda, ndiaye ve fernando inanılmaz pas hataları yaptılar. hatta fernando bir süre sonra oyunda kayboldu. bu işi yapmak feghouli'ye kaldı. bence maçın galatasaray adına en iyi oyuncusu da feghouli'ydi. çok mücadele etti, çok çalıştı ve iyi de bir gol attı. hem orta sahadan top çıkarıp, hem de hücum da oynayabilmek ciddi bir meziyet gerektirir. belhanda iyi mi oynadı kötü mü oynadı pek anlayamadım. ama asist yapmasına rağmen, fatih hocanın aklındaki oyunu oynayamadığı kesindi. onyekuru hücümda çok yalnız kaldı. ömer bayram'dan neredeyse hiç ama hiç destek görmedi. çok top kaybı ile oynadı ve bir süre sonra top kaybı yapmaktan korktu, özgüvensiz ve kötü oynadı. yeni transferlerimiz luyindama ve mitroglou'yu bu maçtaki performansıyla değerlendirmek, gerçekten çok ama çok yanlış olur. adamlar ayağının tozuyla, hiç bilmediği ligde deplasmanda maça çıktılar. hatta luyindama daha maçın başında kart gördü ve bu yüzden de hiç ama hiç risk alamadı. bir diğer defans mevkisindeki yeni transferimiz marcao'yu bu maçta da çok fazla beğendim. bu adamı portekiz liginde oynadığı dönemde porto, benfica falan nasıl alamadı çok ama çok şaşırıyorum. nazar değmesin, yanına yeni transfer edilen luyindama ve takım ile uyum sürecini de atlatırsa takımımıza çok ama çok katkı vereceğini ve giderse de çok paralar kazandırarak gideceğini düşünüyorum. ömer bayram asla galatasaray seviyesinin oyuncusu olamaz. yine de bu maç eskiye nazaran daha derli toplu oynadı diyebilirim. ben de mitroglou - sinan değişikliğinin çok erken olduğunu düşünenlerdenim. ama sinan girdikten sonra, hücumda takımı tanıdığı için topu rakip alanda daha çok tutmayı başardık. yunus akgün için değerlendirecek kadar zaman yoktu. gelelim muslera'nın performansına; son zamanlarda inanılmaz formsuz ve isteksiz bir görüntü çiziyor. çoğu kişi yaşla ilgili diyor ama muslera'nın kaleciliği her zaman böyleydi ki, ben bu yüzden yediği gole artık hiç şaşırmıyorum. inanılmaz kötü bir gol yedi maalesef. her sezon böyle en az 3-5 gol yer. ve sonuca etki eder. yine de gol yemesi falan hiç umrumda değil. muslera topu oyuna hiç düzgün sokamıyor, yan toplarda çıkıp topu almıyor, topu hızlıca oyuna sokmak yerine rakip takımın yerleşmesini bekliyor. kendisi oyuna topu sokarken, hep tedirgin oluyorum. hatta topun çoğu kez muslera'ya gelmesini istemiyorum. artık büyük takımlar taç atışını doğru kullanmak için çalışmalar yaparken, biz daha kalecimizin topu oyuna iyi sokmasını bekliyoruz. geldiğinden beri nasıl olur da topu oyuna sokma özelliği sürekli geriye gider hiç anlamıyorum. şahsi görüşüm bizden aldığı parayı hak etmediğini düşünüyorum. bu şekilde asla büyük liglerdeki büyük takımların hocaları formayı muslera'ya vermez. ama yine de şampiyonluk yolunda konsantre bir muslera'ya ihtiyacımız olduğu kesin. bir kaç kelam da hakem alper ulusoy'dan bahsetmek istiyorum; kesinlikle art niyetli yönettiğini düşünüyorum. zaten baskıdan zar zor çıktığımız maçta, alanyaspor'un orta sahasının kasti faullerine müsaade ederek, oyunu daha da mahkum oynamamızı sağladı. çıkartmadığı kartlar ve çalmadığı fauller yüzünden alanyaspor'lu futbolcular rahat bir şekilde oynama fırsatı buldular. bizim savunmaya da çok çabuk kartlar çıkararak, alanyaspor'un hücumlarına karşı sert müdafaa göstermemizin önüne geçti. ve alanyaspor bu sayede çok rahat şekilde hücuma çıktı. onyekuru'nun pozisyonunda faul yaptığı gerekçesiyle korneri vermediği pozisyon, alper ulusoy'un bu maç özelinde resmen özeti gibiydi. ama yine de başta yazdığım gibi alanyaspor dersine iyi çalışmış ve iyi futbol oynadılar. bu yüzden hakem performansından dolayı gölge düşürmek istemiyorum. alanyaspor maçı; hem yeni transferlerimizin bu kadar dillendirilmesi, hem de medyada yıkıcı bir psikoloji oluşturmasından dolayı; hem takım üzerindeki baskıyı aldı, hem de ufaktan bir nazarlık oldu. bazen kendimize gelip daha iyi sonuçlar almak için, böyle bir maçta puan kaybetmek açıkçası çokta üzmedi. umarım başakşehir'de bu hafta puan kaybeder de, bu maçtaki puan kaybımızın pek de bir önemi olmaz.