1725
kriz yaratmakta ve çözememekte üzerine olmayan yönetim. kulübe savaş açan ve bunu imzalı bildirilerle falan duyuran diğer kulüp başkanlarını localarda ağırlayıp plaket verecek kadar pısırık olmalarına bakmadan, bir yıllık görev süreleri boyunca faal olan en büyük iki galatasaray efsanesiyle de ters düşmeyi başardılar. önce ışıl alben'i şubeyi emanet ettikleri piranalara yedirtmeye çalıştılar türlü ucuz numaralarla. kamuoyunun yarattığı tepki dalgası sonrası "yemeyince" net bir geri dönüş yaptılar. aylarca "bugün git yarın gel" dedirtilen kaptana hemen bir teklif yapıldı ve yılan hikayesine dönen hadise 2 günde çözülüverdi.
şimdilerde fatih terim 2018 yazından beri süren sessizliğini 26 ocak 2019 göztepe galatasaray maçı sonrası açıklamalarıyla bozdu ve bazı şeylere ciddi anlamda sabır gösterdiğini açık etmiş oldu. bu da aslında başka bir krizin başlangıcı oldu. bugün kadar kah dursun özbek korkusuyla, kah finansal fair play ile falan camianın önemli bir kısmının at gözlüğüyle savunduğu yönetime dair tam olayın merkezinden çok ciddi bir eleştiri geldi. hatta "31 ocak gecesine kadar bekleyelim sonra konuşuruz" lafı ile hoca nazikçe bir gözdağı bile verdi yönetime.
eğer 2018-2019 sezonu ara transfer döneminin geriye kalan birkaç günlük döneminde gerekli hamleleri yapmazlar, hele bir de benzer ayak oyunlarını türlü kılıflar altında fatih terim'e karşı da çevirmeye çalışırlarsa belki de hocanın istifasına kadar gidebilecek ama çok olaylı bir süreç yaşanacaktır. ışıl alben'in dalga yarattığı ortamda fatih terim tsunami falan oluşturacaktır.
hal böyleyken o dalgayı göğüslemeye gözü kesmeyen(!) yönetimin o tsunamiye karşı boğulup boğulmayacağı değil en fazla nasıl boğulacağı merak konusu olacaktır...
şimdilerde fatih terim 2018 yazından beri süren sessizliğini 26 ocak 2019 göztepe galatasaray maçı sonrası açıklamalarıyla bozdu ve bazı şeylere ciddi anlamda sabır gösterdiğini açık etmiş oldu. bu da aslında başka bir krizin başlangıcı oldu. bugün kadar kah dursun özbek korkusuyla, kah finansal fair play ile falan camianın önemli bir kısmının at gözlüğüyle savunduğu yönetime dair tam olayın merkezinden çok ciddi bir eleştiri geldi. hatta "31 ocak gecesine kadar bekleyelim sonra konuşuruz" lafı ile hoca nazikçe bir gözdağı bile verdi yönetime.
eğer 2018-2019 sezonu ara transfer döneminin geriye kalan birkaç günlük döneminde gerekli hamleleri yapmazlar, hele bir de benzer ayak oyunlarını türlü kılıflar altında fatih terim'e karşı da çevirmeye çalışırlarsa belki de hocanın istifasına kadar gidebilecek ama çok olaylı bir süreç yaşanacaktır. ışıl alben'in dalga yarattığı ortamda fatih terim tsunami falan oluşturacaktır.
hal böyleyken o dalgayı göğüslemeye gözü kesmeyen(!) yönetimin o tsunamiye karşı boğulup boğulmayacağı değil en fazla nasıl boğulacağı merak konusu olacaktır...