• 12433
    göze hemen çarpan çok hoş bir sloganı var.

    "sen tarih yaz, biz de seni yazalım."

    bir anlamda şunu diyor. olmuş olan şeyleri güzel bir dille kaleme alalım. böylelikle bir de bizim ağzımızdan duysunlar zaferlerini. tekrar ediyorum, olmuş olayları. eldeki güçlü veriler ile yakın geleceğe dair hipotezler de üretilebilir elbet. bazıları yanlışlanır, bazıları daha güçlü bağlarla teori haline gelir.

    falcılık yapma, olmamış olayları sürekli oluyormuş ya da olmuş gibi yorumlama yeri değildir tahminimce. ama işleyiş bazen şöyle bir hal alabiliyor.

    ortaya nereden geldiği bilinmeyen bir iddia atılıyor.
    bu iddia üzerine sayfalarca eleştiriler, yorumlar yapılıyor.
    sonra yorumlar üzerinden yazarlar birbirleri ile tartışma yaşıyor.
    bizi zerre ilgilendirmeyen hususi meseleler doğuyor.
    veleddalin amin.

    düşünsenize 5 sene sonra açıp mustafa cengiz başlığını* okumak istediniz. adam serdar aziz'i fenere bedavaya göndermiş. forvet alamamış. fatih terim istifa etmiş falan. bir de dönüp gerçeklere bakıyorsunuz serdar gs kaptanı, ne bileyim entry yazıldığı tarihten 2 gün sonra 2 forvet alınmış, fatih terim hala antrenör falan filan*...
    ne gürültü kopmuş halbuki.

    bu bize o dönem tartışılan şeyleri göstermesi bakımından bir güzellik aslında. ancak olmamış olayları olmuş gibi düşünerek yazma hali biraz ilginç. fal baktırmaya bayılan bir milletiz, kabul. o yüzden duyum almayı falan seviyoruz, kabul. peki neden bir süre sonra bu duyumların hepsi gerçekmiş gibi davranıyoruz, işte bunu anlayamıyorum.

    üstelik bir hipotez tartışılacaksa da güçlü kaynaklar ve veriler eşliğinde tartışılmalı. sosyal mecrada 5 bin takipçisi olan bir adamı referans göstererek niye bir hipotez üzerine kafa yoralım ki yani.

    sen tarih yaz, biz bazen "yine tarih yazdınız..." yazalım.
    bazen de zaferlerini sığdıracak cümle bulamayalım...
App Store'dan indirin Google Play'den alın