29
hükümet kulüp borçlarını ödemeyecek, hükümet kimsenin borcumu ödemez ve asıl alacağından da hiç bir zaman vazgeçmez. sadece belli aralıklarla kendisine olan borcun faizini siler. he tabi ki bu paranın zaman değerinden dolayı devletin reel olarak gelir kaybetmesi anlamına gelir. aslında verginin tahakkuk etmesiyle tahsil edilmesi arasında geçen sürede dahi reel gelir kaybı yaşar devlet. buna oliviera-tanzi etkisi denir.
konuya dönecek olursak, kimse biz floryayı riva’yı boşuna mı sattık o zaman diye düşünmesin. borçlar yapılandırılmasa arazilerimizden elde edeceğimiz gelir doğrudan borçlarımıza gidecek, ama eğer borçlarımız yapılandırılırsa arazilerimizden elde edeceğimiz geliri uzun vadede gelire dönecek yatırımlara ayırabiliriz. şöyle örneklendireyim.
arazilerimizden 100 lira gelsin
vadesi geçmiş borcumuz 100 lira olsun
borçlar yapılandırılmazsa elde edeceğimiz geliri o yıl direkt borçlara yatırmak zorunda kalırız.
borçlar yapılandırılırsa elde edeceğimiz gelirin bir kısmını o yıl borç taksidi olarak öderiz ve yine o yıl elimizde değerlendirebileceğimiz bir kaynak kalır. işte bu tam olarak bu kaynak rakiplerimizde yok. onlar sadece borçları yapılandıracak. burada önemli olan o yıl için elimizde kalacak olan kaynağı diğer yıllarda getirisi olacak şekilde değerlendirerek hem diğer yılların borç taksitlerini ödeyebilmek hem de elimizde yine transfere, altyapıya, yeni yatırımlara kullanabileceğimiz gelir kalemleri elde etmek.
bu açıdan kulüplerün borç yapılandırması tüm kulüplere fayda sağlar ve arazilerimizden dolayı galatasaray’a -eğer doğru kullanılırsa- daha çok fayda sağlar.
peki kulüplerin borcu ortadayken böylesine devasa bir kaynağı ülkemiz adına istihdam yaratabilecek reel sektör varken tabiri caizse eğlence sektörü olan futbola kullanmak nedir?
cevap veriyorum: lale devri zihniyetidir.
yine başa döneriz, çünkü biz toplum olarak “devlet bizi kurtarsın” kafasında olduğumuz için kulüp yöneticileri kulüpleri yine borç batağına sokar. buna eminim. neden? çünkü nasılsa devlet bir şekilde bize yardım ediyor. zihniyetimiz bu.
edit: imla
konuya dönecek olursak, kimse biz floryayı riva’yı boşuna mı sattık o zaman diye düşünmesin. borçlar yapılandırılmasa arazilerimizden elde edeceğimiz gelir doğrudan borçlarımıza gidecek, ama eğer borçlarımız yapılandırılırsa arazilerimizden elde edeceğimiz geliri uzun vadede gelire dönecek yatırımlara ayırabiliriz. şöyle örneklendireyim.
arazilerimizden 100 lira gelsin
vadesi geçmiş borcumuz 100 lira olsun
borçlar yapılandırılmazsa elde edeceğimiz geliri o yıl direkt borçlara yatırmak zorunda kalırız.
borçlar yapılandırılırsa elde edeceğimiz gelirin bir kısmını o yıl borç taksidi olarak öderiz ve yine o yıl elimizde değerlendirebileceğimiz bir kaynak kalır. işte bu tam olarak bu kaynak rakiplerimizde yok. onlar sadece borçları yapılandıracak. burada önemli olan o yıl için elimizde kalacak olan kaynağı diğer yıllarda getirisi olacak şekilde değerlendirerek hem diğer yılların borç taksitlerini ödeyebilmek hem de elimizde yine transfere, altyapıya, yeni yatırımlara kullanabileceğimiz gelir kalemleri elde etmek.
bu açıdan kulüplerün borç yapılandırması tüm kulüplere fayda sağlar ve arazilerimizden dolayı galatasaray’a -eğer doğru kullanılırsa- daha çok fayda sağlar.
peki kulüplerin borcu ortadayken böylesine devasa bir kaynağı ülkemiz adına istihdam yaratabilecek reel sektör varken tabiri caizse eğlence sektörü olan futbola kullanmak nedir?
cevap veriyorum: lale devri zihniyetidir.
yine başa döneriz, çünkü biz toplum olarak “devlet bizi kurtarsın” kafasında olduğumuz için kulüp yöneticileri kulüpleri yine borç batağına sokar. buna eminim. neden? çünkü nasılsa devlet bir şekilde bize yardım ediyor. zihniyetimiz bu.
edit: imla