12322
hem kendi şahsi bilgisayarım, hem de işyerindeki bilgisayarımın ardı ardına arızalanması, akabinde ve detayında bir takım duygusal sıkıntıların obsesyona bağlı anksiyete ile kol kola girmesi sonucu epey bir süredir pasif kaldığım sözlük. şahsi bilgisayarımın parçaları hala yolda, işyerindeki bilgisayar için parça talebi yaptık ama iş için gerekli taleplerin bile tedarik edilemediği bir ortamda sıra gelir mi bilinmez. bugün zamanlardan sonra işyerinde boş vakit ve bilgisayar bulduktan sonra, ruh halinin de en azından nötr hale gelmesiyle güç bulup biraz dişe dokunur, içimi az da olsa dökebileceğim bir entry yazabiliyorum. gerçekten fena şekilde alışmışız sözlüğe. ciddi bir kendini ifade aracı olmuş, belki bir sırdaş, belki daha ötesi...
hani zor zamanlarda dolu dolu yazamıyor olmak mı olayları daha zorlaştırdı, yoksa zaten yazamadığım bir dönem olduğu için mi daha da zor geçti ayırt edemiyorum. o derece bir yeri ve önemi varmış meğerse bir nick altından, bir ekran arkasında tuşlara basmanın...
bu arada dertleşme duvarı kapalı, ağlama duvarına da yazmak istemedim. uzun süren ikilemler, üzüntüler, anksiyeteler ardından bir kez daha reddedildim. son 15 yılda ana avrat küfürden tut tüm iletişimi kesmeye, ben seni arkadaş olarak görüyorumdan tut ben erkeklerden hoşlanmıyoruma kadar envai çeşit şekilde reddedilmeyi tatmış bünye "benim aklım hala onda" cevabınının mahmurluğunu yaşıyor şu aralar... yıllarını reddedilmelerle geçirmiş, ruh halini hatta hayat şeklini elini bile tutmadığı "sevgililerin" ardından ağlayarak heba etmiş biri olarak 4-5 ay önce sonlanmış 2 yıllık bir ilişkinin hala yasını tutan birini görebilmek gerçekten farklı bir his oldu.
netice itibarı ile yine reddedildiğime mi yanayım, herşey bıçak gibi kesilecek derken aramızın bozulmadan devam etmesine hatta çok az da olsa ilerlemesine mi sevineyim, aynı kafada birini bulduğum için daha da bir yakın hissetmeli miyim? son birkaç haftadır anksiyetik durumlar o kadar sıkıştırmıştı ki, birkaç gündür yaşadığım rahatlama o kadar büyük ki hiç bu konular aklıma bile gelmiyor aslında...
dediğim gibi dertleşme duvarı kapalı, ağlama duvarı için de biraz fazla iyimser bir durum sanırım...
ya da o rahatlama hissiyle öyle geliyor. ilişki danışmanı sözlükdaşlar mesaj kutumu yeşillendirirse sevinirim :) *
hani zor zamanlarda dolu dolu yazamıyor olmak mı olayları daha zorlaştırdı, yoksa zaten yazamadığım bir dönem olduğu için mi daha da zor geçti ayırt edemiyorum. o derece bir yeri ve önemi varmış meğerse bir nick altından, bir ekran arkasında tuşlara basmanın...
bu arada dertleşme duvarı kapalı, ağlama duvarına da yazmak istemedim. uzun süren ikilemler, üzüntüler, anksiyeteler ardından bir kez daha reddedildim. son 15 yılda ana avrat küfürden tut tüm iletişimi kesmeye, ben seni arkadaş olarak görüyorumdan tut ben erkeklerden hoşlanmıyoruma kadar envai çeşit şekilde reddedilmeyi tatmış bünye "benim aklım hala onda" cevabınının mahmurluğunu yaşıyor şu aralar... yıllarını reddedilmelerle geçirmiş, ruh halini hatta hayat şeklini elini bile tutmadığı "sevgililerin" ardından ağlayarak heba etmiş biri olarak 4-5 ay önce sonlanmış 2 yıllık bir ilişkinin hala yasını tutan birini görebilmek gerçekten farklı bir his oldu.
netice itibarı ile yine reddedildiğime mi yanayım, herşey bıçak gibi kesilecek derken aramızın bozulmadan devam etmesine hatta çok az da olsa ilerlemesine mi sevineyim, aynı kafada birini bulduğum için daha da bir yakın hissetmeli miyim? son birkaç haftadır anksiyetik durumlar o kadar sıkıştırmıştı ki, birkaç gündür yaşadığım rahatlama o kadar büyük ki hiç bu konular aklıma bile gelmiyor aslında...
dediğim gibi dertleşme duvarı kapalı, ağlama duvarı için de biraz fazla iyimser bir durum sanırım...
ya da o rahatlama hissiyle öyle geliyor. ilişki danışmanı sözlükdaşlar mesaj kutumu yeşillendirirse sevinirim :) *