345
mariano, feghouli, belhanda 3lüsü iyiyken takımın hücumdaki etkinliği arşa çıkıyor. bu maç tekrar bize bunu tekrardan gösterdi kanımca.
bu üçlünün tempo yapması, birbirleri arasında pas bağlantıları kurması takımın tümünü olumlu etkiliyor. nagatomo, henry, badou daha rahat hareket ediyorlar ve böylece de daha iyi oynuyor. takımın sezon başından süregelen ara ara rezalet üstü performanslarının kaynağında da bu oyuncuların olmaması/olamaması/olduramamasının da payı yüksek.
biz bu oyuncular top oynuyorken ve tempo yaparken evimizde gol atarız, bu kesin ama asıl sorun deplasman ve savunma.
takımın halihazırda en iyi stoperi olarak düşündüğüm ozan tecrübesizlikten kaynaklı hatalar yapabiliyor, yapıyor. sebebi sakatlıklar olsun, yaptığı hatalar olsun sürekli istikrarsızlığı serdar aziz'i güvenilir kılmıyor. maicon psikolojik sorunlarını halletmeden (umarım leş ötesi performansının nedeni budur, yoksa... devamını söylemek istemiyorum) iyi oynaması zor görünüyor. ahmet de... ahmet işte. stoper rotasyonumuz böyleyken savunmada sağlam durmak hayal fakat merkezden bu kadar kolay delinebilmek akıl alır gibi bi durum değil, rakibin en iyi oyuncusuna (umar, valbu, şimdi de robinho) yokmuş gözüyle bakılmasına hiç başlamıyorum bile. özellikle orta sahamızın savunma farkındalığının yüksek olduğunun da altını tekrardan çizmekte fayda var. ozan'ın hata yapma lüksü var çünkü diyorsun ki bu çocuk daha öğrenecek fakat maicon'un bu lüksü tabiki de yok çünkü sözde "prime" döneminde. bunu kısa vadede, kış transfer döneminde halletmek pek mümkün görünmüyor.
deplasmanda ise en büyük sıkıntımız az önce bahsettiğimiz o üçlünün vasat altı performansları bi kenara hiç tempo yapamamız ama ne yalan söyleyeyim feghouli'nin son dönemlerdeki üstün oynu en azından deplasmanda daha fazla pozisyon sokar bu bizi diye düşündürmüyor değil, tabi bu pozisyonları bitirecek biri de lazım...
galatasaray öyle büyük bir kulüp ki eren gibi bi "merkez forveti"ne ligde 7 gol attırabiliyor... ey yönetim! böyle (uygun sıfatı ben bulamadım, siz bulun) yarıyı işleyen bi santrfor alarak ve hocamızın kanatları altında unutturabilirsin. bu fırsatı sakın ha kaçırmayın.
ayrıca skoru yakaladıktan sonra savunma çizgisini geriye çekerek hızlı çıkmaya çalıştık ve o süreçte bu oynun da üstüne gitmemiz gerektiğini gördük. orta vadede birkaç zorlu deplasmanları çözmemizde kilit rol oynayacaktır.
reçete çok kolay... ön alanda böyle bir tempoyla ve oyna pozisyonlar bul ayrıca bunları bitirecek bi adam çıkart, seken topları topla, toplayamazsan presle tekrar al. hocamız da zaten hep bunu istedi ve bu taktiğin takımda uygulanması için çalışıyor. şampiyonluk için doğru oyun bu. avrupa içinse öngörümüz o beklenen dönem geçtikten sonra daha pozitif olur diye umuyorum.
not: seni özlüyorum, seni bekliyorum, sana güveniyorum... akbaba, taş gibi döneceksin biliyorum.
bu üçlünün tempo yapması, birbirleri arasında pas bağlantıları kurması takımın tümünü olumlu etkiliyor. nagatomo, henry, badou daha rahat hareket ediyorlar ve böylece de daha iyi oynuyor. takımın sezon başından süregelen ara ara rezalet üstü performanslarının kaynağında da bu oyuncuların olmaması/olamaması/olduramamasının da payı yüksek.
biz bu oyuncular top oynuyorken ve tempo yaparken evimizde gol atarız, bu kesin ama asıl sorun deplasman ve savunma.
takımın halihazırda en iyi stoperi olarak düşündüğüm ozan tecrübesizlikten kaynaklı hatalar yapabiliyor, yapıyor. sebebi sakatlıklar olsun, yaptığı hatalar olsun sürekli istikrarsızlığı serdar aziz'i güvenilir kılmıyor. maicon psikolojik sorunlarını halletmeden (umarım leş ötesi performansının nedeni budur, yoksa... devamını söylemek istemiyorum) iyi oynaması zor görünüyor. ahmet de... ahmet işte. stoper rotasyonumuz böyleyken savunmada sağlam durmak hayal fakat merkezden bu kadar kolay delinebilmek akıl alır gibi bi durum değil, rakibin en iyi oyuncusuna (umar, valbu, şimdi de robinho) yokmuş gözüyle bakılmasına hiç başlamıyorum bile. özellikle orta sahamızın savunma farkındalığının yüksek olduğunun da altını tekrardan çizmekte fayda var. ozan'ın hata yapma lüksü var çünkü diyorsun ki bu çocuk daha öğrenecek fakat maicon'un bu lüksü tabiki de yok çünkü sözde "prime" döneminde. bunu kısa vadede, kış transfer döneminde halletmek pek mümkün görünmüyor.
deplasmanda ise en büyük sıkıntımız az önce bahsettiğimiz o üçlünün vasat altı performansları bi kenara hiç tempo yapamamız ama ne yalan söyleyeyim feghouli'nin son dönemlerdeki üstün oynu en azından deplasmanda daha fazla pozisyon sokar bu bizi diye düşündürmüyor değil, tabi bu pozisyonları bitirecek biri de lazım...
galatasaray öyle büyük bir kulüp ki eren gibi bi "merkez forveti"ne ligde 7 gol attırabiliyor... ey yönetim! böyle (uygun sıfatı ben bulamadım, siz bulun) yarıyı işleyen bi santrfor alarak ve hocamızın kanatları altında unutturabilirsin. bu fırsatı sakın ha kaçırmayın.
ayrıca skoru yakaladıktan sonra savunma çizgisini geriye çekerek hızlı çıkmaya çalıştık ve o süreçte bu oynun da üstüne gitmemiz gerektiğini gördük. orta vadede birkaç zorlu deplasmanları çözmemizde kilit rol oynayacaktır.
reçete çok kolay... ön alanda böyle bir tempoyla ve oyna pozisyonlar bul ayrıca bunları bitirecek bi adam çıkart, seken topları topla, toplayamazsan presle tekrar al. hocamız da zaten hep bunu istedi ve bu taktiğin takımda uygulanması için çalışıyor. şampiyonluk için doğru oyun bu. avrupa içinse öngörümüz o beklenen dönem geçtikten sonra daha pozitif olur diye umuyorum.
not: seni özlüyorum, seni bekliyorum, sana güveniyorum... akbaba, taş gibi döneceksin biliyorum.