• 86
    sözlüğün nerdeyse yarısı gibi ben de o sıralarda üniversitede dersteydim. sustainable cities and society diye saçma sapan seçmeli bir dersin beyin yakan slayt gösterisinde başlamıştı maçımız.

    perdeler ,ışıklar kapalı. bir adet projeksiyon cihazı ve arkasına dizilmiş 30 meslektaşımla hocamızın hutbesine kafa sallayarak eşlik ediyor , dinliyormuş gibi yapıyorduk.

    en arka köşede perdeyi kendine siper etmiş ben , kulaklığın kablosunu kazağımın kollarının içinden geçirip maçı dinliyor bir taraftan da aralık ayı olmuş bir türlü açılamadığım afet-i devranı kesiyordum. kalp gözümle de dersi dinliyordum :)

    maç bi hareketlendi ben arkada kıpır kıpırım . ortam karanlık pek belli olmuyoruz ama hocanın gözler fıldır fıldır .yakalasa dersten atıp yok yazacak , zaten 4 tane dersi kaçırmışım bir daha kaçırsam dersten kalacam.

    hocanın arkasını dönmesini fırsat bilip karanlıktan istifade kitapları alıp ön saflara doğru ilerledim , hemen boş bi sıraya kuruldum. kapıyla aramdaki mesafe 1 metre kadar. maçın bitimine kalmış 20 dakika. çaktırmadan hocaya mevzuyu açsam tepkisi ne olur bilmiyorum herif isviçre'li. futbolla ne kadar ilgili olabilir ki? soru işaretleriyle dolu beynim hemen bi çözüm yolu üretmişti.

    telaffuzumla aktarıyorum ;

    ''sör ! ken ay go avutsayt? soğ aym veyting importınt kol fırom may femıliy . it ken bi heyalti condişın '' :)

    hemen izin verdi , sağlık önemli tabi :)

    kapıyı açtım , hedefim boş bi sınıf bulup maçı dinlemekti. koridorda hızlı adımlarla yürürken sneijder'in golü ve ercan taner'in '' allahım goooooooooool'' haykırışı. ben öyle bağırmadım tabi ''' gol amk gooool'' diye bağırıp kendimi tuvalete attım , klozetin üstünde sevindim. maçı da klozetin üstünde tamamladım.

    bu da böyle bir anımdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın