1430
--- alıntı ---
"adalet herkese lazım olur, hakemler hata yapıyor, bunlar futbolun içinde olan şeyler, biz de isyan ettik, edeceğiz de.
ancak hakemlere ceza vermenin teamülleri var, hakem puanı düşükse cezası oluyor.
hakem düdük assın diye kamuoyu önünde baskı kurulursa diğer hafta o takımın maçına gidecek hakemi zora sokar, adalet duygusunu zedeler.
bu galatasaray için de yanlış, diğer takımlar için de yanlış.
burak elmas'ın istifasından dönmesinden sonra da birkaç kulüp beni aradı, yardımcılarımla konuştum.
bu olay özellikle anadolu kulüplerini zora sokuyor, çünkü onlara yapılan hatalar gündemde yer almıyor bile.
burada yazıyı kimin yazdığının bir önemi yok, hakem suçluysa mhk onu dinlendirebilir ama kamuoyu önünde ceza verilirse bu hakem nasıl objektif kalabilir.
yazının özü bu.
belki o günün ortamı itibariyle talihsiz açıklama olmuştur, bizim hatamız şu, benim yazı yazmadan önce galatasaray ile konuşmam gerekirdi.
ama önemli bir avrupa maçı vardı, o gün konuşma gereği duymadık.
ben başakşehir, trabzonspor, sivasspor ile konuştum, tüm takımları aramadım. yardımcılarımla da istişare edip bu yazıyı yazdık.
bizim kimseyi rencide etmek gibi bir durumumuz yok, bizim yanlışımız varsa dahi bu açıklamanın içeriği yanlış değildir, yazının arkasındayız"
--- alıntı ---
alıntı kısmında yaptığı son açıklamalarla, galatasaray spor kulübü başkanı sayın mustafa cengiz'e 'yalancı' demiş olmuyor mu?
bildiğiniz gibi 28 kasım 2018 kulüpler birliği vakfı açıklamasından sonra, başkanımız mustafa cengiz, kulüpler birliği ve beşiktaş jimnastik kulübü başkanı fikret orman ile görüştüğünü söylemişti. bu konuşmadan, fikret orman'ın yurtdışında olduğunu ve yazıdan haberi olmadığını söylediğini aktarmıştı.
gelgelelim son açıklamasında, "yardımcılarımla da istişare edip bu yazıyı yazdık" gibi cümlesi var.
ne yani şimdi mustafa cengiz, telefon görüşmesinin içeriği hakkında yalan mı söyledi?
kim yalan söylüyor? hangi konuda yalan söylüyor? ne doğru? ne yanlış?
zaten alıntıdaki açıklamaların neresinden tutarsan elinde kalıyor. bir de işin bu tarafı var.
çok afedersiniz ama ortalığın ebesini şey ettiniz.
"adalet herkese lazım olur, hakemler hata yapıyor, bunlar futbolun içinde olan şeyler, biz de isyan ettik, edeceğiz de.
ancak hakemlere ceza vermenin teamülleri var, hakem puanı düşükse cezası oluyor.
hakem düdük assın diye kamuoyu önünde baskı kurulursa diğer hafta o takımın maçına gidecek hakemi zora sokar, adalet duygusunu zedeler.
bu galatasaray için de yanlış, diğer takımlar için de yanlış.
burak elmas'ın istifasından dönmesinden sonra da birkaç kulüp beni aradı, yardımcılarımla konuştum.
bu olay özellikle anadolu kulüplerini zora sokuyor, çünkü onlara yapılan hatalar gündemde yer almıyor bile.
burada yazıyı kimin yazdığının bir önemi yok, hakem suçluysa mhk onu dinlendirebilir ama kamuoyu önünde ceza verilirse bu hakem nasıl objektif kalabilir.
yazının özü bu.
belki o günün ortamı itibariyle talihsiz açıklama olmuştur, bizim hatamız şu, benim yazı yazmadan önce galatasaray ile konuşmam gerekirdi.
ama önemli bir avrupa maçı vardı, o gün konuşma gereği duymadık.
ben başakşehir, trabzonspor, sivasspor ile konuştum, tüm takımları aramadım. yardımcılarımla da istişare edip bu yazıyı yazdık.
bizim kimseyi rencide etmek gibi bir durumumuz yok, bizim yanlışımız varsa dahi bu açıklamanın içeriği yanlış değildir, yazının arkasındayız"
--- alıntı ---
alıntı kısmında yaptığı son açıklamalarla, galatasaray spor kulübü başkanı sayın mustafa cengiz'e 'yalancı' demiş olmuyor mu?
bildiğiniz gibi 28 kasım 2018 kulüpler birliği vakfı açıklamasından sonra, başkanımız mustafa cengiz, kulüpler birliği ve beşiktaş jimnastik kulübü başkanı fikret orman ile görüştüğünü söylemişti. bu konuşmadan, fikret orman'ın yurtdışında olduğunu ve yazıdan haberi olmadığını söylediğini aktarmıştı.
gelgelelim son açıklamasında, "yardımcılarımla da istişare edip bu yazıyı yazdık" gibi cümlesi var.
ne yani şimdi mustafa cengiz, telefon görüşmesinin içeriği hakkında yalan mı söyledi?
kim yalan söylüyor? hangi konuda yalan söylüyor? ne doğru? ne yanlış?
zaten alıntıdaki açıklamaların neresinden tutarsan elinde kalıyor. bir de işin bu tarafı var.
çok afedersiniz ama ortalığın ebesini şey ettiniz.