11824
mücadele gücü düştüğünden biz son senesinde hücumcular ve savunmacılar olarak ikiye bölünmüş olarak oynuyorduk. gittiği inter'de de mancini kendisini düşüşünü bildiği için stoperlerin önüne sıkıştırıp oynatıyordu. kaldı ki o zamanlar italya ligi mücadeleci bir ligden çok taktik planın çok daha öne çıktığı bir ligdi*. çok geçmeden inter'de de sırıtmaya başladı ve mıymıy futbolun beşiği brezilya'ya döndü. her şeyden önce inter'e kendi gitmek istemiştir, melo'yu o maaş ve taraftar gözündeki statüsüyle yollayacak bir güç yoktu ortalıkta. hamzaoğlu falan hikaye.
senede bir hatırlatmak gerek bunları yoksa unutuluyor. ha bu arada selçuk da çöptü, evet. bu cümle olmazsa olmaz. yabancı oyuncu eleştirilirken bir yere selçuk bitiğini de illaki iliştirmek gerek.
tabi şunu da söylemeliyim, aynı selçuk meselesi gibi, üst düzey oynadığı zamanlarda 2000 sonrası galatasaray'da bizim takıma gelmiş en fazla güven veren 2-3 oyuncudan biridir. bana göre ilk sıradadır. bu gerçeği iliştirmesem de olmaz çünkü hater oluruz.
hele bir oyuncu performans düşüşünden sonra takımdan gittiğinde veya gönderildiğinde yerine alınan çöp transfer ile durumu bağdaştırma geleneği var. bunu da bir türlü bitiremedik sözlükte.
senede bir hatırlatmak gerek bunları yoksa unutuluyor. ha bu arada selçuk da çöptü, evet. bu cümle olmazsa olmaz. yabancı oyuncu eleştirilirken bir yere selçuk bitiğini de illaki iliştirmek gerek.
tabi şunu da söylemeliyim, aynı selçuk meselesi gibi, üst düzey oynadığı zamanlarda 2000 sonrası galatasaray'da bizim takıma gelmiş en fazla güven veren 2-3 oyuncudan biridir. bana göre ilk sıradadır. bu gerçeği iliştirmesem de olmaz çünkü hater oluruz.
hele bir oyuncu performans düşüşünden sonra takımdan gittiğinde veya gönderildiğinde yerine alınan çöp transfer ile durumu bağdaştırma geleneği var. bunu da bir türlü bitiremedik sözlükte.