272
varlığını çok saçma bulduğum kurul.
bu kişisel bir görüş tabii. en azından mevcut yapısı çok saçma. ondan eminim. gerçi yapısını tam olarak bilmiyorum. bu da, bu konu hakkında yorum yapan benim yorumlarımı saçma yapar sanırım.
her konuda fikir sahibi ve ahkam kesecek hakkı evelallah mevcudiyeti, düşünce özgürlüğü sistematiği ve vatandaşlık gereği bünyesinde barındıran bir vatandaş ve sporsever olarak izin verirseniz saçmalama hakkımı kullanmak istiyorum.
lig, tff'nin inisiyatifinde.
mhk, tff'nin inisiyatifinde.
pfdk, tff'nin inisiyatifinde.
tahkim kurulu, adından anlaşıldığı üzere tff'nin inisiyatifinde.
şaka mı bu?
hadi diyelim olsun. normali budur. her yerde böyledir. peki, tahkim kurulu'na ne gerek var, pfdk varken. tuhaf. en azından tahkim kurulu'nun bağımsız olması gerekmez mi? neye yarar ki, şu mevcut düzende varlığı? zaten yaramıyordu ya! ne yapıyor bu kurul? sözgelimi fevkalade gaz alıyordu. farzımisal düzenin takır tukur işlediğini bir denetleme mekanizmasının olduğunu çatur çutur yüzümüze harikulade bir şekilde vuruyordu. yani tıpkı tahkim kurulu gibi tff'nin bünyesinde bulunan pfdk'nın futbol kurallarına göre verdiği cezaları, aynı kurallar neticesinde tekrar gözden geçiriyor, ve ne hikmetse aynı kurallara göre cezaları indiriveriyordu. büyük iskonto!
diyelim, artık böyle yapmamaya karar verdiler de, "ulan! biz eşşek başı mıyız!" diye sordular. sorarlar arada. "bundan sonra kurallar neyse onu uygulayacağız!" dediler. derler. demeseler de, biz dediler kabul edelim. yeşe! var ol! alkış!
çizgiyi nerede çektiniz peki?
tff'nin ve pek saygıdeğer asilzade haşmetbab medya patronu tüp impartorluğu vekilharcı federasyon başkanı hazretlerinin kin güttüğü neredeyse herkes tarafından malum olan fatih terim ve galatasaray için mi çektiniz?
zinhar! kat'a ve katiyen! mümkünatı yok elbette! bildik ve itimat ettik.
galatasaray fanatizmim tuttu iki dakika. gidermem gerekti. ama sorun, galatasaray ile sınırlı değil elbette. tff'nin mevcut yapısı maalesef bizi bir yere götürmez. bunu anlamamız lazım.
öncelikle lig'i tff'nin elinden kurtarmak gerek. eğer markası için bir şeyler yapmak istiyorsak, bu olmazsa olmaz gerek şart.
eğer öyle olursa mhk ve pfdk tff'nin bünyesinde bulunmaya devam edebilir. ama eğer öyle olursa da, tahkim kurulu'nun kesinlikle bağımsız bir yapıya bürünmesi gerekir. haksız olduğunu düşündüğü bir ceza alan bir kişi, niçin aynı gülbesekerin laciverdine itirazda bulunsun ki?
makul olan, zannediyorum, "spor tahkim kurulu" adında yerel bir kurul kurmak. her türlü sporun en üst karar merci gibi. basketbolundan futboluna, masa tenisinden bilardoya... vesaire vesaire.
kısacası, bu kurulu çok da şey etmemek lazım. mevcudiyeti itibariyle faul zaten.
bu kişisel bir görüş tabii. en azından mevcut yapısı çok saçma. ondan eminim. gerçi yapısını tam olarak bilmiyorum. bu da, bu konu hakkında yorum yapan benim yorumlarımı saçma yapar sanırım.
her konuda fikir sahibi ve ahkam kesecek hakkı evelallah mevcudiyeti, düşünce özgürlüğü sistematiği ve vatandaşlık gereği bünyesinde barındıran bir vatandaş ve sporsever olarak izin verirseniz saçmalama hakkımı kullanmak istiyorum.
lig, tff'nin inisiyatifinde.
mhk, tff'nin inisiyatifinde.
pfdk, tff'nin inisiyatifinde.
tahkim kurulu, adından anlaşıldığı üzere tff'nin inisiyatifinde.
şaka mı bu?
hadi diyelim olsun. normali budur. her yerde böyledir. peki, tahkim kurulu'na ne gerek var, pfdk varken. tuhaf. en azından tahkim kurulu'nun bağımsız olması gerekmez mi? neye yarar ki, şu mevcut düzende varlığı? zaten yaramıyordu ya! ne yapıyor bu kurul? sözgelimi fevkalade gaz alıyordu. farzımisal düzenin takır tukur işlediğini bir denetleme mekanizmasının olduğunu çatur çutur yüzümüze harikulade bir şekilde vuruyordu. yani tıpkı tahkim kurulu gibi tff'nin bünyesinde bulunan pfdk'nın futbol kurallarına göre verdiği cezaları, aynı kurallar neticesinde tekrar gözden geçiriyor, ve ne hikmetse aynı kurallara göre cezaları indiriveriyordu. büyük iskonto!
diyelim, artık böyle yapmamaya karar verdiler de, "ulan! biz eşşek başı mıyız!" diye sordular. sorarlar arada. "bundan sonra kurallar neyse onu uygulayacağız!" dediler. derler. demeseler de, biz dediler kabul edelim. yeşe! var ol! alkış!
çizgiyi nerede çektiniz peki?
tff'nin ve pek saygıdeğer asilzade haşmetbab medya patronu tüp impartorluğu vekilharcı federasyon başkanı hazretlerinin kin güttüğü neredeyse herkes tarafından malum olan fatih terim ve galatasaray için mi çektiniz?
zinhar! kat'a ve katiyen! mümkünatı yok elbette! bildik ve itimat ettik.
galatasaray fanatizmim tuttu iki dakika. gidermem gerekti. ama sorun, galatasaray ile sınırlı değil elbette. tff'nin mevcut yapısı maalesef bizi bir yere götürmez. bunu anlamamız lazım.
öncelikle lig'i tff'nin elinden kurtarmak gerek. eğer markası için bir şeyler yapmak istiyorsak, bu olmazsa olmaz gerek şart.
eğer öyle olursa mhk ve pfdk tff'nin bünyesinde bulunmaya devam edebilir. ama eğer öyle olursa da, tahkim kurulu'nun kesinlikle bağımsız bir yapıya bürünmesi gerekir. haksız olduğunu düşündüğü bir ceza alan bir kişi, niçin aynı gülbesekerin laciverdine itirazda bulunsun ki?
makul olan, zannediyorum, "spor tahkim kurulu" adında yerel bir kurul kurmak. her türlü sporun en üst karar merci gibi. basketbolundan futboluna, masa tenisinden bilardoya... vesaire vesaire.
kısacası, bu kurulu çok da şey etmemek lazım. mevcudiyeti itibariyle faul zaten.
