79
teklerde 2018 sezonu bitmiştir. 1.5 aylık aradan sonra 2019 başında brisbane, sydney ve auckland 250 turnuvalarıyla başlayıp ocak ayı ortasında ilk grand slam olan avustralya açık ile devam edecektir.
2018 sezonuna bakacak olursak ilk 5'teki oyuncular için çok büyük gelgitler oldu. djokovic sakatlık dönüşünde yılın ilk 6 ayında şamar oğlanına dönmüş ve gelenin gidenin yendiği, hatta artık kariyer bitti gözüyle bakılırken sistemi ile artık iyice boka sarmış wimbledon imdadına yetişti ve onun verdiği momentum ile ardından katıldığı bütün büyük turnuvalarda rakiplerini sürklase ederek üst üst şampiyonluklarla çok sağlam bir dünya 1. numarası pozisyonu elde etti. 2019 başında savunacağı puan yok neredeyse ve bu bölümde toplayacağı puanlar 2019 yılını 1 numara bitirmesi için bile yetebilir.
roger federer tam artık yaşlandı bırakacak derken 2018 sezonuna üst üste 17 maç kazanarak, üstelik harika bir oyu sergileyerek başladı indian wells masters finalinde del potro'ya yenildikten sonra o da momentumunu kaybetti ve ardında kendi çapına göre elle tutulur bir başarı gelmedi.
rafael nadal toprak sezonunun başlamasıyla efsane seviyesine tekrar çıktı ve o 2-3 aylık süreçte kimse yanına bile yaklaşamadı. en zorlandığı turnuva olan wimbledon'da bile turnuvanın saçma yapısı ve kuralları yüzünden mağdur edilmese belki de orada da şampiyon olacaktı. ama amerika açık'ta yaşadığı sakatlıkla birlikte sezonu kapatmak zorunda kaldı.
juan martin del potro belki de sezon genelinde istikrarlı olan tek oyuncuydu. hemen her turnuvada ortalamanın üstünde bir performans ve belli seviyelerin üstüne çıktığı anlar gösterdi. büyükler baş edebilen belki de tek tenisçiydi. kariyerinin ilk masters şampiyonluğunu federer'i yenerek aldı. roland garros ve wimbledon'da en iyi tenisini oynayan nadal'a takıldı ama her iki turnuvada da nadal'ı sonuna kadar zorladı. amerika açık'ta finale kadar geldi ama gücü yetmedi ya da uzun yıllardır beklediği bu anın psikolojik baskısı altında ezildi. tam sezon sonu asya turnuvalarında kariyerinde ilk defa dünya 2 numarası olmaya ramak kalmışken diz kapağını kırdı ve sezonu kapattı. ne zaman geri döneceği de belli değil :(
alexander zverev bu grubun içerisinde en istikrarsız olanıydı. önceki sezon gösterdiği harika performansın zaman zaman üzerinde zaman zaman ise çok aşağısında performans gösterdi. toprak kortta nadal'ı yenerken grand slamlerde no name oyunculara karşı rahat teslim olduğu maçlar da oynadı. ama sene sonu atp finallerinin finalinde djokovic'i yenerek kariyerinin en büyük turnuvasını kazandı ve buradan topladığı 1200 puanla sezonu 4. sırada kapattı.
sezon için bence en büyük hayal kırıklığı dominic thiem oldu. aşk işlerini kendini biraz fazla kaptırdı zaar. sezonun büyük bölümünü sakat geçiren andy murray, kei nishikori ve stanislas wawrinka'nın eksiklikleri hissedildi. sezonu 6. sırada tamamlayan kevin anderson ise en dikkat çekici oyuncuydu.
2018 sezonuna bakacak olursak ilk 5'teki oyuncular için çok büyük gelgitler oldu. djokovic sakatlık dönüşünde yılın ilk 6 ayında şamar oğlanına dönmüş ve gelenin gidenin yendiği, hatta artık kariyer bitti gözüyle bakılırken sistemi ile artık iyice boka sarmış wimbledon imdadına yetişti ve onun verdiği momentum ile ardından katıldığı bütün büyük turnuvalarda rakiplerini sürklase ederek üst üst şampiyonluklarla çok sağlam bir dünya 1. numarası pozisyonu elde etti. 2019 başında savunacağı puan yok neredeyse ve bu bölümde toplayacağı puanlar 2019 yılını 1 numara bitirmesi için bile yetebilir.
roger federer tam artık yaşlandı bırakacak derken 2018 sezonuna üst üste 17 maç kazanarak, üstelik harika bir oyu sergileyerek başladı indian wells masters finalinde del potro'ya yenildikten sonra o da momentumunu kaybetti ve ardında kendi çapına göre elle tutulur bir başarı gelmedi.
rafael nadal toprak sezonunun başlamasıyla efsane seviyesine tekrar çıktı ve o 2-3 aylık süreçte kimse yanına bile yaklaşamadı. en zorlandığı turnuva olan wimbledon'da bile turnuvanın saçma yapısı ve kuralları yüzünden mağdur edilmese belki de orada da şampiyon olacaktı. ama amerika açık'ta yaşadığı sakatlıkla birlikte sezonu kapatmak zorunda kaldı.
juan martin del potro belki de sezon genelinde istikrarlı olan tek oyuncuydu. hemen her turnuvada ortalamanın üstünde bir performans ve belli seviyelerin üstüne çıktığı anlar gösterdi. büyükler baş edebilen belki de tek tenisçiydi. kariyerinin ilk masters şampiyonluğunu federer'i yenerek aldı. roland garros ve wimbledon'da en iyi tenisini oynayan nadal'a takıldı ama her iki turnuvada da nadal'ı sonuna kadar zorladı. amerika açık'ta finale kadar geldi ama gücü yetmedi ya da uzun yıllardır beklediği bu anın psikolojik baskısı altında ezildi. tam sezon sonu asya turnuvalarında kariyerinde ilk defa dünya 2 numarası olmaya ramak kalmışken diz kapağını kırdı ve sezonu kapattı. ne zaman geri döneceği de belli değil :(
alexander zverev bu grubun içerisinde en istikrarsız olanıydı. önceki sezon gösterdiği harika performansın zaman zaman üzerinde zaman zaman ise çok aşağısında performans gösterdi. toprak kortta nadal'ı yenerken grand slamlerde no name oyunculara karşı rahat teslim olduğu maçlar da oynadı. ama sene sonu atp finallerinin finalinde djokovic'i yenerek kariyerinin en büyük turnuvasını kazandı ve buradan topladığı 1200 puanla sezonu 4. sırada kapattı.
sezon için bence en büyük hayal kırıklığı dominic thiem oldu. aşk işlerini kendini biraz fazla kaptırdı zaar. sezonun büyük bölümünü sakat geçiren andy murray, kei nishikori ve stanislas wawrinka'nın eksiklikleri hissedildi. sezonu 6. sırada tamamlayan kevin anderson ise en dikkat çekici oyuncuydu.