64
kayseri'deyim. fikstür belli olduktan sonra iple çekiyordum bu günü.
şimdi deseler ki galatasaray aşağı mahalleye gelmiş. yerimden kalkıpta gitmem. hele ki maça gideceğim.
yıldım, usandım, dert sahihi oldum. akhisar'a kupayı kaybettikten sonra ne zevk aldım maçlardan ne keyf. ne tat var ne tuz. hep yavan hep kekremsi.
alanya'ya 6 tane attık, yine yavan.
trabzon'dan 4 yedik... ve iyiden iyiye küfretmeye başladım.
avrupa maçları mı? porto maçı; ehhh... lokomotif; yaani...
fener maçı benim için olayın koptuğu maç olmuştur.
mesele transfer, mesele taktik falan değil. ruhsuzluk!
ne bir canhıraş mücadele ne bir kazanma isteği ne bir pozisyona girebilme... 90 dakika boyunca kâh kazanda su dövüyorlar kâh onu da yapamıyorlar kâh hatalar kâh yanlışlar... mesele galatasaray'dan soğumak falan asla değil. takımın ruhsuzluğundan yıldım. tribünlerde binlerce taraftar bir dünya para verip yağmur çamur demeden avazı çıktığı kadar bağırarak seni desteklesin, sen sinan kardeş laubali laubali oyna, sen rodrigues kardeş dünya sikinde olmasın, sen eren kardeş hayata küsmüş gibi devam et, sen belhanda kardeş 8.5 numara olmaya devam et... olacak şey değil bunlar...
adına ne derseniz deyin takımın oyunu beni sinir hastası edecek duruma geldi. sonrasında da ne paralıyorum arkadaş kendimi dedim ve saldım gitti.
kayseri'ye gelecekmiş. diyorum ya: aşağı gelseler balkona çıkıp bakmam bu oyuna.
son olarak editi: hakemler şöyle, federasyon böyle, var sistemi bilmem ne... umrumda değil, sen önce adam gibi oyna ondan sonra hakemdi federasyondu vardı konuşuyorsan konuş. görende der ki şampiyon olmamızı istemiyorlar, başarımızı kıskanıyorlar. evet sinan da onun için oynamıyor, federasyon para vermiş. belhanda'ya merkez hakem kurulu sen 8.5 numarasın bir adım öteye top taşımayacaksın. var sistemiyle yapılan anlaşmadan dolayı eren oynamıyormuş, maicon ağır kalıyormuş yoksa pozisyonu göremiyormuş kameralar. dertliyim dostlar dertliyim. 27 kasımda digitürk üyeliğimin taahhütü doluyor. yenilersem adam değilim.
(bkz: #2517629)
şimdi deseler ki galatasaray aşağı mahalleye gelmiş. yerimden kalkıpta gitmem. hele ki maça gideceğim.
yıldım, usandım, dert sahihi oldum. akhisar'a kupayı kaybettikten sonra ne zevk aldım maçlardan ne keyf. ne tat var ne tuz. hep yavan hep kekremsi.
alanya'ya 6 tane attık, yine yavan.
trabzon'dan 4 yedik... ve iyiden iyiye küfretmeye başladım.
avrupa maçları mı? porto maçı; ehhh... lokomotif; yaani...
fener maçı benim için olayın koptuğu maç olmuştur.
mesele transfer, mesele taktik falan değil. ruhsuzluk!
ne bir canhıraş mücadele ne bir kazanma isteği ne bir pozisyona girebilme... 90 dakika boyunca kâh kazanda su dövüyorlar kâh onu da yapamıyorlar kâh hatalar kâh yanlışlar... mesele galatasaray'dan soğumak falan asla değil. takımın ruhsuzluğundan yıldım. tribünlerde binlerce taraftar bir dünya para verip yağmur çamur demeden avazı çıktığı kadar bağırarak seni desteklesin, sen sinan kardeş laubali laubali oyna, sen rodrigues kardeş dünya sikinde olmasın, sen eren kardeş hayata küsmüş gibi devam et, sen belhanda kardeş 8.5 numara olmaya devam et... olacak şey değil bunlar...
adına ne derseniz deyin takımın oyunu beni sinir hastası edecek duruma geldi. sonrasında da ne paralıyorum arkadaş kendimi dedim ve saldım gitti.
kayseri'ye gelecekmiş. diyorum ya: aşağı gelseler balkona çıkıp bakmam bu oyuna.
son olarak editi: hakemler şöyle, federasyon böyle, var sistemi bilmem ne... umrumda değil, sen önce adam gibi oyna ondan sonra hakemdi federasyondu vardı konuşuyorsan konuş. görende der ki şampiyon olmamızı istemiyorlar, başarımızı kıskanıyorlar. evet sinan da onun için oynamıyor, federasyon para vermiş. belhanda'ya merkez hakem kurulu sen 8.5 numarasın bir adım öteye top taşımayacaksın. var sistemiyle yapılan anlaşmadan dolayı eren oynamıyormuş, maicon ağır kalıyormuş yoksa pozisyonu göremiyormuş kameralar. dertliyim dostlar dertliyim. 27 kasımda digitürk üyeliğimin taahhütü doluyor. yenilersem adam değilim.
(bkz: #2517629)
