• 342
    (bkz: 24 ekim 2010 fenerbahçe galatasaray maçı) gibi bir 24 ekim akşamında oynanmış ve o maç gibi golsüz sonuçlanmıştır.
    zaten bir sürü renktaş, pesimistliğini kustuğu ve olan defolarımızı her başlıkta parsellemek vasıtasıyla yazdığı için ben hiç o konulara girmeyeceğim. zaten o kadar negatif bir adam değilim.

    sadece çok kısa şu konuda fikrimi belirteceğim.
    o günden beri schalke güzellemeleri ve yerine dibine sokulan takımımızı okuyoruz her yerde.
    ama o kadar eminin ki; sadece maicon yerine serdar aziz; bir de orta sahade fernando olsaydı lokomotif maçındaki gibi kazanırdık.
    çok net. çok.
    yine belki pozisyon verirdik, biraz zorlanırdık ama muhakkak 3 puanı alırdık.

    ama neticede halamın sakalları olmadığından amcam olmadığı için, 1 puan kazandık, 2 puanı kaybeden schalke oldu, maçı hakeden taraf onlardı.

    benim asıl sinir olduğum konu bugün zaten pivot santrfor kardeşim tarafından da dile getirilmiş.
    (bkz: logo kısıtı)

    kombinem doğu üstte 415 ve 10 sıra. sanırım 4-5 sıra arkamda çaprazıma doğru, bizim bu sene yendikleri forma üzerinde olan; orhan diye bir trabzonlu vatandaş oturuyordu.
    61-orhan yazıyordu bu sezonki formalarının üzerinde, o yüzden vakıfım ismine adamın.
    yuh dedim amk yuh.
    bunun bir üstü, hatta üstü yok, fener formasıyla maça gelmektir.

    ulan geçen sene o ibne trabzonsporlular, özellikle ibne diyorum, sanayi durağından inip stada yürüyerek giderken;
    tam yol kenarında stada inen merdivenlerin orada deplasman otobüsleri trafik sıkıştığı için durunca otobüslerinden inip bize ellerinde ne varsa, hele birde orada mıcır mı, yol çalışması mı ne vardı; billur büyüklüğünde taşları bize doğru attılar, nasıl merdivenden aşağı kaçtığımızı allah biliyor. polislere müdahale edene kadar baya baya attılar.

    bir de son zamanlardaki gerginlik de çabası.

    bir düşünsenize, birimiz formamızla trabzonın bir iç saha avrupa maçında oturup izleyeceğiz.
    kan alırlar kamil, kan kan.

    hiç öyle eskinden tribünler yarı yarıyaymış, insanlar beraber maç izliyormuş havasına girmeyin.

    bir kere dedem metin oktayın oynadığı bir galatasaray boluspor maça annemi de götürmüş ufakken.
    annem 57 doğumlu düşünün işte herhalde 6-7 yaşında mı ne gittiğinde. bir yerden de bolulu bir topçuya artık ayı mı bişey dediklerini duymuş, annem de 2-3 kere söylemiş, bolulu herifin biri kafasına vurmuş küçücük kız çocuğunun.
    götveren herif, aklıma geldikçe deli oluyorum.

    yani biz hep aynı bokuz, o nedenle futbol maçları yanyana stadda izlenemez, izlenmemeli.

    neyse, kısa olacak dedim, baya eyyormladım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın