• 434
    bugün biraz daha sağduyulu olarak, 3 ekim 2018 galatasaray porto maçını analiz edebiliriz.

    kazançlarımız:

    1-şampiyonlar liginde bizden iyi takım sayısı üçü geçmez onu öğrendik.
    2-korkmadan ve güvenle oynadığımızda yenemeyeceğimiz takım yok onu öğrendik.
    3-takımımız hücum futbolunu müthiş oynuyor onu öğrendik.
    4-takımı istediğinde savunmayı da müthiş yapıyor onu öğrendik.
    5-santraforsuz çok daha fazla pozisyon yaratabiliyoruz onu öğrendik.
    6-iyi motive olunca hangi sistem olursa olsun başarılı olabiliyoruz onu öğrendik.
    7-duran toplarda altı pasın tam ortasında uzun bir adam bulundurmalıyız onu öğrendik.:)
    8-forvetlerimizin son vuruş becerisi kazanmak için çok antreman yapması gerekiyor onu öğrendik.
    9-fatih terim gibi inanırsak (taraftar ve futbolcular) her hayalimiz gerçek olabilir onu öğrendik.

    kayıplarımız

    1-üç puan kaybettik.
    2-galibiyet pirimi olan 2,7 milyon euroyu kaybettik.

    düşündüm düşündüm başka kaybımızı bulamadım. bu kadar kazanç karşısında kayıplarımız pek önemli sayılmaz. sonuç olarak bizim için çok kazançlı bir maç olmuştur.

    şimdi de teknik heyet ve futbolcularla ilgili bazı tespitlerimi paylaşmak istiyorum sözlük okuyucularıyla:

    fatih terim : avrupanın en tecrübeli teknik direktörü. dün saha kenarında muhteşemdi.

    muslera : panterim benim yine müthiş güven verdi. üç pozisyon çıkardı ki maşallah demeyenin kalbi kararmıştır. her yönüyle güven verdi. ancak kendisinden bir ricam olacak. muslera kornerlerde ve duran toplarda, kalenin iki metre önüne çıkıp, top kullanıldıktan sonra geri çekilme. bunu bilen rakipler ona göre taktik atışlar kullanıyorlar. kalenin bir metre önüne çık ve top altı pasa düşecek türdense mutlaka çık topa. sen geri çekilirken topun düşeceği yeri anlamakta zorlanıyorsun ve golü yiyebiliyoruz. sen altı pasa düşen toplara çık golü yiyeceksek de öyle yiyelim.

    linnes: maç boyunca harika oynadı. brahimi gibi hızlı bir adamın tüm atraksiyonlarını sonuçsuz bıraktı. hücumda da harika paslar attı. ceza alanı önünde bir serbest vuruşa neden olmak ve yediğimiz golde arka direği terk etmek dışında hatasızdı. ancak linnes’in şampiyonlar ligi tecrübesi biraz yetersiz olduğundan bunları normal karşılıyorum. bir daha o hataları yapmayacağını düşünüyorum.

    maicon : kendisi için en büyük eleştirimiz olan oyunu ağırlaştırma özelliğinden eser yoktu. bayağı bayağı hızlı oynadı. demek ki istediğinde oynayabiliyormuş. bir pozisyonda hata yapıp topu kaptırdı ama daha sonra telafi etti. yediğimiz golde ise marega’yı kontrol görevi maicon’undu diye düşünüyorum. en azından o noktayı kontrol görevi takımın en uzun boylu stoperine düşer. esaslı hatası buydu bence.

    serdar aziz : maçın başlarında biraz çekingendi ama sonradan açıldı. bazı kontrolsüz hareketleri vardı fakat oyuna kattığı sertlik kayda değerdi. giderek şampiyonlar liginde etkili stoperlerden birisi olacaktır. kendisine yapılan mutlak penaltıyı ingiliz hakem atladı.

    nagatomo : maç boyunca en fazla hücum yediğimiz bölgeyi savundu ama gole geçit vermeyen gizli kahramanlardan biriydi. conceicao en iyi adamlarını o bölgeden hücumla görevlendirmiş. bu nedenle pozisyon da buldular ama sonuç alamadılar. hücuma çıkışlarda da nagatomo çok iyiydi. hele girdiği o pozisyonda gol yapamaması sadece haksızlık. önümüzdeki maçlarda ilahi adaletin kendisine yardımcı olacağını düşünüyorum.

    fernando : ahtapotluğunu yine yaptı. bütün akınları merkezden kapattı ve porto’yu hep kenarlara itti. hücumda da iyiydi ve serdar’a yapılan penaltılık pozisyonun devamında golü yapabilirdi. o da şanssızlığının kurbanı oldu. çıkana kadar mücadelesini yaptı. yalnız burada şunu belirtme isterim ki, fernando dinlenerek oynadıkça m. city’deki performansının üzerine çıkabileceğinin işaretlerini verdi. fatih hoca onu parlatıyor.

    donk : dalgakıran görevini fernando ile birlikte başarıyla yerine getirdi ama erken gördüğü sarı kart onun mücadele gücünü biraz geri çekti. hücumda yeterince etkin değildi ama ndiaye ve maicon’u yedekleme konusunda vazgeçilmez bir oyuncu.

    belhanda : işte beklentilerin altında kalan tek futbolcumuz. kötü oynadı diyemem ve kötü de değildi ama tüm taraftarlar on numara deyince farklı bir oyun bekliyor. başından beri belirttiğim gibi belhanda kesinlikle on numara değil. sekiz numara oynuyor ama tam sekiz de değil. merkez orta saha gibi bir pozisyonun oyuncusu. savunmaya katkısı çok az. rakiplerinin hücumunu izliyor adeta, rakibini kapatmak yerine, rakibine baskı yapmak yerine izliyor ve rahat pas yapmasına izin veriyor. zaten bu nedenle topla müthiş driplingine rağmen eleştirirliyor. fatih hoca ona, top rakipteyken, rakip hücum ederken ne yapacağını, rakibe nasıl baskı yapacağını öğretmeli. maçlarda dikkat edin top rakipteyken belhanda ne yapacağını bilmeden ortada dolaşıyor. halbuki baskı yapsa -ki bazı maçlarda bunu yapıyor- çok daha fazla pozisyon yaratır ve vazgeçilmez bir oyuncu olur. 2017/18 sezonunun ikinci yarısındaki galatasaray malatyaspor maçındaki presini, topu kaptıktan sonraki hareketlerini ve golü yapışımızı hatırlayın ne demek istediğimi anlayacaksınız.

    rodrigues : porto maçıyla ortaya çıktı ki şampiyonlar liginde rodrigues’i durduracak stoper ve sağbek yok. bunu oynanan iki maça bakarak söylüyorum. çünkü porto ve lokomotiv moskova bekleri ve stoperleri bu kadar aciz kalıyorsa diğerleri de onu durduramaz. özellikle fatih hoca geldikten sonra kendisini müthiş geliştirdi. son vuruşlarda biraz daha tecrübe kazanırsa ismi bütün teknik direktörlerce anılmaya başlayacaktır. kazandığımız iki gol pozisyonunun ve hücumlarımızın birçoğunun yaratıcısıydı. sinan ile girdiği verkaçta kaçırdığı golü, nagatomo’nun kaçırdığı gol pozisyonundaki katkısı ve de sinan’ın birinci bölgeden alıp casillas ile karşı karşıya kaldığı pozisyondaki presle topu kapması mükemmeldi. savunmada nagatomo’yu biraz yalnız bıraktı ama orda da elinden gelen katkıyı verdi, vermeye çalıştı. allah yardımcısı olsun, bize en az beş-altı yıl büyük katkı verecek. satılmaması gerektiği kanaatindeyim.

    henry onyekuru : keşke bonservisini alabilseydik. gerçekten kondisyonu yerinde olduğunda her bek oyuncusuna üstünlük kurabiliyor. onu durdurmanın tek yolu kart görmek. nitekim dün de aynısı oldu. topu aldığında başında en az iki kişi bitmesine rağmen pozisyo yarattı, pozisyona girdi ama gençliğinin ve tecrübesizliği nedeniyle gol atamadı. bu maçta farklı olarak savunmaya da çok yardım etti. linnes hiçbir zaman yalnız kalmadı. sinan gümüş’ün yapamadığı savunmayı da iyi yaptı. rodrigues ile kanatları biraz da değişerek kullanmaları halinde rakipleri sarhoş ederler kesin.

    sinan gümüş ezelden beri söyledim yine söylüyorum, tekrar ediyorum sinan gümüş kanat oyuncusu değil, kanat oynayamaz. sinan gümüş gizli santrafordur ve başarılı olabileceği tek yer orasıdır. porto maçında girdiği iki pozisyonu gol yapamadıysa bu mevkide ilk kez oynamasındandır. sezon başından beri bu pozisyonda oynasaydı sinan iki pozisyonda da golü atabilirdi. çünkü henüz, “ben golcüyüm ve her pozisyonu gol yapabilirim” inancı oluşmadı sinan’da. bu inancın oluşması halinde ve de kondisyonu iyi olduğunda çok gol atar sinan. sol ayaklı olması da büyük avantaj. sol ayaklı santraforlar ya da forvetler stoperler ve kaleciler için büyük handikaptır. çünkü genetik kodları sağ ayaklı santraforlara göre oluşmuştur ve sol ayaklı santrafora karşı ne yapacaklarını bilemezler.

    feghouli : bence belhanda’nın yerine on numara olarak denenmesi ve rekabete sokulması gerekir. gerektiğinde yine sağ kanatta kullanılabilir ama on numarada belhanda’dan daha başarılı olabilecek kapasiteye sahip. belki de rekabetleri ikisinin de performansını tavan yaptıracaktır. oyuna girdikten sonra feghouli başarılı oldu. orta sahamızın direncini artırdı. değişen üç orta saha oyuncusunun (belhanda, donk, fernando) yerini dolduranlardan biriydi.

    selçuk : elinden geleni yaptı. defansın arkasına top atmaya çalıştı ama başarılı olamadı. kondisyon olarak yeterli seviyede değil ve savunmada tıpkı belhanda gibi top ayağında olan rakiplerin üzerine baskı yapmak yerine geri çekilerek rahat pas yapmalarına neden oldu. selçuk zaten dört yıldır böyle, yapacak birşey yok. bir serbest vuruşta sonuç almaya çalıştı ama onu da başaramadı. beklentim son dakikalarda kuracağımız baskı ile bir penaltı olursa onu kullanmasıydı ama onu da kazanamadık. sağlık olsun.

    yunus akgün : fatih hoca onu maçı kurtarması için almadı oyuna. şampiyonlar liginde oynama tecrübesi ve cesaret kazanması için aldı ve iyi de yaptı. yunus akgün gördü ki deplasmanda porto karşısında bile oynayabileceğine inanan bir hocası var. bu yunus’a büyük bir güven cesaret vermiştir. oyun içinde bir iki pozisyonda da bugüveni gördük ama bundan sonraki lig ve cl maçlarında daha güvenli ve cesur olacaktır bundan şüphem yok.

    özet : üç puan kaybettik, çok şey kazandık. futbolcularımız şuna inanmalı ki yenemeyecekleri hiçbir takım yok. çünkü başlarında buna inanan dünya çapında bir hocaları var. yeter ki hocaları kadar inansınlar her düğüm çözülecektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın