• 32144
    "geçen sezon benim adıma son derece yıpratıcı oldu. aslında 3 temmuz'la da kıyaslayabiliriz. çok temel bir güç vardı orada: 3 temmuz'un arkasından bütün camia birlik mesajı verebilmişti ve orada sıkıntılara göğüs germek çok daha kolaydı. geçen sezon ise başından sonuna kadar yıpratıcıydı. 3 temmuz'daki gibi olmadı. geçen sezonki süreç, 3 temmuz'a göre benim için daha yıpratıcı oldu. 3 temmuz döneminde kulüp içinde müthiş bir birliktelik vardı. kulübü kulüp yapan unsurlar güç birliği yapmıştı. geçen sene ise öyle olmadı."

    "dinlenme sürecimi biraz daha uzun tutacağım. buna hem benim, hem de ailemin ihtiyacı var. sonrasında ise tekrar antrenörlüğe döneceğiz ekibimle beraber. o andan itibaren yapılmayan ama yapılabilecek olan şeyleri hayata geçirmek için kendimizi geliştirerek aksiyona geçeceğiz. yapılmamış şeyleri yapmak en büyük hedefimiz. süslü sözcüklerle hayal satmak benim pek tarzım değil. şu ana kadar hiçbir takımla görüşmedim. bir süre daha beklemeyi düşünüyorum."

    "temel bir felsefem var. birinin bana yapmasını istemediğim şeyi, başkasına yapmam. bir yerde çalışırken beni rahatsız edecek, huzursuz edecek, etik olmayan şeylerin içinde olmak istemiyorsam, aynı şeyi başkasına da yapmam. çok değerli bir antrenör var milli takımın başında. böyle bir durum oluştuğu zaman bunlar konuşulabilir. şu an böyle bir şeyi konuşmak hem kendime, hem milli takıma saygısızlık olur."

    "hayatın kendi içinde gerçekleri var, futbolun da kendi gerçekleri var. uçuk, kaçık, acayip şeyleri yapma hayaliyle yaşayan bir insan değilim. oyunun gerçekleri neyse onları yapmaya çalışan bir insanım. benden sonra fenerbahçe'ye gelen antrenörün de benzer şeyleri yaptığını görüyorum. tabii bunlar evrensel şeyler. kadrodaki değişim, lig başlamadan 2-3 hafta evvel sonlansaydı, belki bugünkü işleyişte olumlu şeyler birkaç puan fazla olabilirdi. yola çıkıştaki düşünce farkı, şu an için en büyük problem. değişim planlıyorsanız, bu değişimin ana şeylerinden biri de ufak tefek hayal kırıklıkları olacaktır. kim kimle daha uyumlu, kim kimi daha büyütebiliyor, kim takımı aşağı çekiyor, kim oyuna girdikten sonra daha iyi verim verebiliyor gibi arayışlar uzun sürebiliyor. şu anda fenerbahçe'nin yaşadığı en büyük sorun bu, bir süre daha bu olacak. geçen haftaki gibi ekstra galibiyetler süreyi biraz daha kısaltıyor. oyunu çok hak etmediğini düşündüğün anlarda gelecek galibiyetler, dokuyu düzeltecek işler olacak."

    "fenerbahçe'ye 2. gelişimde, sezon başında 8-10 civarında transfer yapıldı. o zamanlar şu vurguyu hep yaptım: esas problem transfer değil. transfer tabii ki bu işin rengi. bizim esas problemimiz, verimsizlik. var olan oyuncuları verimli hale getiremiyoruz. bu oyuncuların hepsi çok değerli olduğu için alındı. tabii ki %10'luk, %20'lik yanılmalar olabilir ama fenerbahçe ben gelmeden 10 oyuncu aldıysa, bunun 7-8 tanesi belli standartta oyuncular. esas olan, oyuncuları daha verimli hale getirmek. hep bunu söyledim. geçen sezon 11. haftadan sonra atak yapmaya başladık. 23 haftalık süreç bize şunu gösterdi: oynayan, kazanma alışkanlığı edinmiş takıma baktığımızda 8-9 oyuncusu bir sezon evvelden kalan ya da ondan önceki senelerde gelen oyunculardı."

    "yabancı sayısı 14'e getirildiğinde, bu yabancıların arka planını da hazırladığınızda bunu anlamak mümkündür. her yabancı geldiğinde fona para yatırıyordu kulüpler, sonra o fon ortadan kalktı. kayıtsız şartsız yabancı serbest olsun demiyorum. bugüne kadar tff bize ne verdi? tff çok daha bilgilendirici açıklamalar yapmalıydı bize."

    "ülkemiz, futbolda üretken değil. genel yapımız kolaycılığa, ucuzluğa gidiyor. ne yazık ki böyle. artık tamamen boşlanıyor oyuncu yetiştirme serüveni. tamamen yabancıyı serbest bırakmak, yerli üretimini öldürür. yabancıyı kısıtlamak da ülkedeki birkaç oyuncu yetiştiren fırsatçı kulüpleri yaratır. kulüplere ödüllü yaptırımlarda bulunulmalı. yabancıyı kısıtlayamazsınız, bunun bir mantığı da yok. serbest olsun ama oyuncu üreten kulüpler ödüllendirilsin. mutlaka ve mutlaka bu ülkede futbolu düzenleyenler, futbol takımlarına oyuncu üretimini zorunlu hale getirmeli."

    "ben 4 yıl fenerbahçe'de bulundum, sonra tekrar fenerbahçe'ye geldim. tff nezdinde bana hiç sorulmadı. konyaspor'dan bir oyuncu bile milli takıma alınmadı. bir devrede 40 puan almış takımdan... bırakın benimle temas etmeyi, çok başarılı takımdan tek oyuncu bile alınmadı. düşüncemin sorulduğunu hiç hatırlamıyorum. mutlaka sorulanlar vardır ama. birkaç teknik adam, birkaç gündür söylüyor bunu."

    "çalıştığım sürece hep bunu söyledim: fenerbahçe'nin en büyük gücü taraftardır. bu kadar. başka bir şey söylemeye gerek bile yok. atmosferi yaratan, oyuncuları ve antrenörü şevklendiren en büyük dinamik, en büyük güç taraftardır. taraftar takımına küserse, o takımdan bir şey olma şansı binde bir bile değildir. taraftarın takımının başarılı olmasını istemesi ve bunun için çaba göstermesi olmazsa olmazdır. fenerbahçe taraftarı, dünyanın en büyük taraftarıdır. en büyük isteğim, takımlarının yanında olsunlar."

    "galatasaray, beklenilenden daha üst seviyedeydi. maçın da erken kırılması beklenmiyordu. hem lig hem de araya girmiş şampiyonlar ligi maçı olarak bakıldığında beklenenin bir adım daha üstte olduğunu söyleyebiliriz. galatasaray'ı tebrik ediyorum. hem beşiktaş'a, hem fenerbahçe'ye hem de akhisar'a başarılar diliyorum."

    kocaman, 'bir gün fenerbahçe'ye dönecek misiniz?' sorusuna;

    "hayat bu, neler getireceği belli olmaz. kapılar tamamen kapalı gibi iddialı bir şey söyleyemem. 'geleceğim' diyerek, başka insanların yaptığı gibi acayip şeyler de söylemek istemiyorum. bakalım neler olacak."

    aykut kocaman
App Store'dan indirin Google Play'den alın