• 32126
    şampiyonlar ligi'nin temel prensibi ‘yenemiyorsan yenilme' şeklinde tarif edilebilir. bu kadar dengeli bir grupta 1. kategoriden gelen rakibe karşı ‘eldivensiz' başlamak son derece önemliydi! ilk 20 dakika olağanüstü güçlü girdi g.saray oyuna. rakibe ‘çöktü', golü buldu, 2-3 de olabilirdi.

    bilhassa garry-yuto kanadını pek iyi işletti! rakip ilk kez g.saray kalesine 21'de gelebildi. sonrası ise tam felaket tablosu! eski beşiktaşlı fernandes önderliğinde harika bir 25 dakika oynayan lokomotif, sadece gol atamadı. bitirici 2 vuruşla 3-0 yerine korku filmi izleyebilirdik! 46-60 arası da bitmedi endişe ve panik dakikaları...

    ‘n'diaye ayaklandirdi'

    56'da ndiaye bir şut attı tribünleri ayaklandırdı. maç başında görevini eksiksiz yapan ancak takımın oyunu vermesiyle tezahürat yapmak yerine sahaya bakmaya mecbur kalan seyirci, bir anda tekrar taraftar moduna döndü! 67'de eren'in golüyle maç ele geldi! yoksa elden gidiyordu! 20 ile 60 arasındaki oyun, hele de merkezin kelimenin tam anlamıyla boşaltılması hocanın ‘önümüzdeki maçlarda' göz önüne alacağı etkenlerden olsa gerek.

    sağ olsun ndiaye bu planları porto maçı için bozdu! hocanın verdiği reaksiyon bilemiyorum ekrana yansıdı mı? inanılmaz bir sorumsuzluk örneği verdi. oyun gereği olsa bile kalene 60 metrede o faulü maç 2-0'ken yapmak aymazlık ötesi! hele de bu kadar iyi oyuna... hiç olmadı badou.. hem de hiç... bu kadar güzel gecenin mutluluğunu bu hareketle bu denli ucuza bozmak yakışmadı sana!

    mehmet ayan

    (bkz: 18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçı)
  • 32127
    başka bir seviye, başka bir mücadele... akıl başka, klas başka, maç başka!
    uefa şampiyonlar ligi'nde sanki sılaya dönüşü yaşadı galatasaray. uzun bir aradan sonra alışık olduğu ortama yakışan bir oyun oynadı. önce golle coştu, sonra rakibinin peşinden koştu. hatalar yaptı, yüksek tempoya, rakip baskısına karşı zor durumlara düştü... yine de dayandı.

    evet, gerçek bir savaş stratejisi uyguladı. kazanmak için çıktı. önde basarak başladı oyuna. çabuk, etkili kanat ataklarıyla rakibini sarstı, şaşırttı. öyle canlı ve heyecanlı bir başlangıçtı ki bu, taraftarı da aşka getirdi. ön sağda emre akbaba, solda garry rodrigues ve ortada eren'le anormal etkili pozisyonlar yarattılar. hem ortada, hem de savunmada "büyük takım" efekti yarattı. dokuzuncu dakikada emre'nin sağdan sol kanattaki arkadaşı rodrigues'e attığı top, gecenin asisti olarak alkışlandı.
    nordin amrabat, alex telles, armindo bruma ve gary rodrigues... hatırlarsanız, dördü de galatasaray'ın sol kanadında görev almış oyuncular ... galiba en iyisi, saydıklarımın en sonuncusu... bugünün galatasaraylısı, "yeşilburunlu" çocuk. rodrigues çok hızlı, iki ayağıyla çok becerikli... kazandığı topla soldan çaprazlama öyle çabuk iniyor ki kaleye, rakip savunmaların hem dengesini, hem de yerleşimini bozuyor. dün sağıyla attığı golde kaleci guilherme topa yetişemedi. parmak ucuyla ancak dokunabildi.
    peki ya sonrası... lokomotiv, çuf çuf galatasaray yarı alanına yerleşti, oradan ceza alanına akıllı toplarla indi. miranda, farfan ve ille de eski göz aşinamız fernandes... yüksek tempoda daha devre bitmeden yorulmaya başlamıştı galatasaray. o nedenle fernando ve ndiaye'nin kimyası bozuldu. savunmaya yardım ederken, takımın ofansif oyununu unuttular. neyse ki zar-zor anlardan sonra devre bitti.
    galatasaray'ın ikinci yarıdaki oyunu daha da usta işiydi. adamlar sanki doping almış gibi yorgunluklarını filan unutarak lokomotiv'i yoldan çıkardı. duran toptan yakaladıkları iki gol hayallerinin ötesinde bir skor oluşturdu.
    bu oyunda elbette terim'in de liderliği var. donk'u stoperde oynatarak her türlü riski göze aldı. takımın uyumunu ve oyunun akıcılığını bozmamak için 73'e kadar oyuncu değişikliğine gitmedi. eren'in serbest vuruştan attığı gol, sonrasında selçuk'un penaltısı neşenin ve coşkunun şarkısı oldu.
    bu arada... takıma son katılan oyuncu emre akbaba'nın dünkü performansına da dikkatinizi çekerim. her iki ayağını da ustaca kullanıyor. ilk golün asisti, son golde penaltıyı alması, onu yıllarca unutulmayacak bir yıldız parlaklığına taşıyor. belki de hagi gibi!
    evet, galatasaray çok iyi bir av yakaladı. aslanlar gibi...

    attila gökçe

    (bkz: 18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçı)
  • 32128
    fatih terim 4. galatasaray dönemi başladığında "benim de hayallerim var" dedi. şampiyonluğun araç olduğunu, amacın şampiyonlar ligi'nde başarı olduğunu vurguladı. şampiyonlar ligi müziği ile kupa gecesine katıldı.

    dün de "bir şeyi başarmak için önce hayal etmek gerek" dedi. net olarak şampiyonlar ligi şampiyonluğunu hedeflediğini gösterdi. şimdi tüm takım taraftarlarına soruyorum, fatih terim dışında böyle bir hedef için hayal kurmaya bile cüret edebilecek kaç teknik adamımız var?

    kaç teknik adam, şampiyonlar ligi ilk maçına akıl almaz bir ön alan baskısı ile başlar? terim çok ama çok hatalar yapmış birisidir. büyük facialar yaşamış, yaşatmış insani olarak açıklaması kolay olmayan problemler yaşamış ve yaşatmış olabilir. ama kabul edelim ki onun hayallerine cüret dahi edemeyeceklere teknik adamlıkta avans verir.

    inanılmaz bir ön alan baskısı ile başladı galatasaray. lokomotiv 3 stoperli 5'li dizilişe 2 de ön libero eklemişti. terim'in en büyük numarası, hücumcuları prese ikna etmektir. dün de belhanda, akbaba, rodrigues ve eren dörtlüsü ile pres yaptırdı. onlar basınca serdar ve donk öne çıkabildi. böyle olunca 7 defansif oyunculu moskova, ilk 20 dakika alanyaspor kadar bile gelemedi galatasaray'ın üstüne. bu dönemde olağanüstü bir n'diaye ve harika bir gary rodrigues performansı izledik. 20'den sonra yorulma ve oyun merkezini geri çekme anlaşılabilir. anlayamadığım ve eleştirilecek tek nokta kapılan toplarda hemen kontra denenmesiydi. oysa ayağa pas yapılıp rakibin temposu düşürülebilirdi. 30-45 arası moskova dominasyonunda gol gelmemesi müthiş mücadele azmi, çizgiden çıkarılan top ve biraz da şansla açıklanabilir. 2. yarıda dan dun vurmadılar. oyun merkezi yine gerideydi ama pasla çıkmaya çalıştılar. rakip alana yerleşince de misafir ekibin etkinliği bitti. eren'in harika golü olmasa da galatasaray'ın bir gol atacağı belliydi.

    galatasaray her takımda olması gereken orta alan ikilisine sahip tek türk takımı. bütün büyük takımlar 2'li göbek tercihinde bir pasçı (fernando) bir driplingçi (n'diaye) tercihi yapıyor. böylesi bir ikiliye türkiye'de kimse sahip değil. ha keza gördük ki moskova da değilmiş. dün bu ikilinin takımlarını nasıl ileri taşıdığı görüldü. ilerideki 4'lüyü prese ikna etmek stratejinin anahtarı ise, bu ikilinin performansı sistemin işletim birimiydi. dün bir de ekstra kanat forveti performansı gelince rahat bir galibiyet elde edildi. bu farklı galibiyet dosta güven düşmana korku verecektir. dahası diğer maçın berabere bitmesi de temsilcimizin işine geldi. lokomotiv bu grupta sonuncu olacak gibi görünüyor. galatasaray, porto ile liderlik mücadelesi verir diye düşünüyorum.

    önce hayal edebilen sonra da hayali için çalışan ve oyuncu grubunu bir takım istekleri konusunda ikna eden terim'i ve oyuncularını kutluyorum.

    serdar ali çelikler

    (bkz: 18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçı)
  • 32129
    galatasaray alıştığı ligde çok iyi bir başlangıç yaptı. hem futbol olarak hem de skor olarak çok doyurucu bir sonuçla ayrıldı. eksikler var mıydı, tabii ki vardı. özellikle ilk yarının son 15 dakikasında duran toplardan anlamsız pozisyonlar verdiler. bunlardan biri gol olsa, g.saray yine kazanırdı ama çok zorlanırdı.

    ilk 30 dakikaya bakıyoruz, lokomotiv moskova her yönüyle sürklase oldu. g.saray müthiş top çevirdi, aralara oynadı, rakibe top vermedi ve bu dakikalarda ndiaye, tek başına bir takım gibi her şeyi yaptı. işte bu ilk dakikalarda da g.saray'ın bence en değerli oyuncusu rodrigues'in alışılmış golü geldi. tıpkı 3 gün önce ligde oynanan kasımpaşa maçındaki gibi soldan aldı, içerdi kat etti, vurur gibi yaptı-çekti ve çok iyi vuruş golü yaptı.

    30. dakikadan sonra inisiyatif moskova'daydı. iyi geldiler, pozisyon buldular, hele hele bir korner topunda bomboş farfan kafayı iyi vursa golü yapacaktı ama iyi vuramadı.

    ikinci yarı g.saray doğrusunu yaptı. oyunu belli oranda kontrole alıp kendi sahasında kabul etti. rakibe de pek pozisyon verdiğini söyleyemeyiz. eren derdiyok'un mükemmel frikik golüyle de maç o anda bitti. son dakikadaki selçuk'un penaltısı da zafere mum dikti.
    şampiyonlar ligi'ne 3 puanla başlamak çok iyi. yalnız unutulmasın ki lokomotiv moskova yaşlı, ağır ve temposuz bir takım. grubun bence en zayıf halkası. g.saray'ın ofansif anlamda gerçekten bir problemi yok ama defans oyuncularının ağırlığı ve duran toplarda yapılan hatalar önündeki maçlar için büyük handikap olarak görülüyor. bir diğer handikap da porto ile oynanacak maçta ndiaye gibi g.saray'ın en fazla yük taşıyan oyuncusunun oynayamayacak olması.

    ahmet çakar

    (bkz: 18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçı)
  • 32130
    galatasaray şampiyonlar ligi'nin ilk sınavında müthiş seyirci desteğiyle maça çılgın bir başlangıç yaptı. ikinci ve üçüncü bölgedeki etkili takım presi, yüksek tempo, sınırsız enerji ve dikine hızlı ataklar... devre ortasına kadar lokomotiv moskova topa sahip olamazken 2-3 pas dahi yapamıyordu. g.saray erken bir skor avantajı yakaladı. bu baskıda ikinci golü de her an bulabilirdi. ama 21. dakikadan sonra rüzgar terse döndü. ilk organize ileri çıkışında lokomotiv pozisyon yakaladı. ardından da devre sonuna kadar kanatları da iyi kullanarak oyunu domine ettiler. 3 kere de önemli pozisyonlar yakaladılar. bu bölümde g.saray hücuma hiç çıkamadığı gibi, savunma güvencesini de oluşturamıyordu.
    ikinci yarı da bu görüntüde başladı ama kısa süre sonra yine saha içi dengeler tamamen değişti. aniden g.saray oyuna ağırlık koydu. lokomotiv pasif bir duruma geçti ve g.saray'ın hücum girişimlerinde ciddi bir etkinlik başladı. sonra da eren'den fantastik bir frikik golü geldi. selçuk'un penaltısı da işi bitirdi. şampiyonlar ligi'ne grup dengeli olduğundan alınan 3 puan büyük önem taşıyor.
    g.saray'da dün herkes elinden geleni yaptı ama öne çıkan bir numaralı isim olan ndiaye ne yazık ki ikinci sarıdan kızardı. hiç de gereği yoktu. rodrigues ve nagatomo da sahanın diğer en iyileriydi. rodrigues g.saray'ın en önemli hücum silahı olduğunu bir kere daha belgeledi. g.saray'da hem kadro yapısından hem de terim'in genel oyun felsefesinden kaynaklanan bir eksiklik var. o da; kontrol futbolunun yetersiz oluşu. ama günümüz futbolunda buna ihtiyaç var. bilhassa avrupa kulvarında.

    ömer üründül

    (bkz: 18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçı)
  • 32131
    futbol akıl ve pozisyon oyunudur.
    galatasaray enerjisini ekonomik kullanıp doğru bir strateji ve taktik ile lokomotiv moskova'yı yendi. topa çoğu zaman rus ekibi hakim oldu, galatasaray ise dikkatli ve akıllı alan savunması yapıp, rus ekibinin eksik kaldığı anları kolladı. galibiyette galatasaraylı oyuncuların sakin kalması, telaş ve panik yapmamaları etken oldu.
    eğer galatasaray yüksek tempoda maç oynasaydı oyunun yönünü çabuk değiştiren ve ezbere paslaşan rus ekibinin ekmeğine yağ sürer ve kaybederdi. muslera taktik gereği uzun atışlarında topu sürekli eren'e yolladı. eren bu topları yan kanatlara indirdi ya da kontrol etti.
    eren çok çalıştığı gibi herkesi rahatlatan mükemmel bir frikik golü attı. ndiaye sahanın en iyisiydi, kaptığı topları akıllı kullanırken ikili mücadeleleri hep kazandı.
    ancak sarı kartı varken ve maç biterken ikinci sarıyı görüp atılması büyük hataydı. nagatomo-rodrigues ikilisi birbirlerini tamamlarken etkili gollük bindirmeler yaptı. linnes çabukluğu ve takipçiliğiyle top cambazı fernandes'in kolay çalım atmasını engelleyip topla oyalanmasını sağladı. galatasaray'ın dengeli ve kontrollü savunma anlayışı nedeniyle rus ekibi hızlı hücum şansı bulamadı. donk-serdar aziz ikilisi savunmada riske girecek hamleler yapmadı.
    devler ligi'ne galibiyetle başlamak çok önemliydi. galatasaray akıllı oyununun karşılığını 3 puanla aldı. rodrigues'in golünde emre akbaba'nın payı büyüktü. emre şut atabilecek pozisyonda topa vurmayıp rodrigues'e pas verdi. emre'nin atılan 3 golde de izi vardı.
    galatasaray'ın baskı yediği kritik anlarda muslera müthiş kurtarışlar yaptı.

    levent tüzemen

    (bkz: 18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçı)
  • 32132
    galatasaray, gol attığı dakikaya kadar; skora erken gitmek isteyen bir acelecilik içindeydi. tempolu ve baskılıydı. rodrigues'in hızı ve emre akbaba'nın akılla bezenmiş girişimci ruhu, golü daha 9'uncu dakikada getirdi.

    o ana kadar lokomotif moskova'nın canına okuyan g.saray, biraz da rakibinin skorun altından kalkma telaşının getirdiği baskıdan ürktü. hatta savunması, kontrollü oyunu değil; resmen kapanmayı tercih eder oldu.

    sahasından top çıkarırken, genellikle yan ve paralel paslara yöneldi. bu da takımın temposunu düşürdü. rus takımı, inisiyatifi ele alma şansını yakaladı. devre bitimine kadar, zor anlar yaşattılar. farfan gibi çok tehlikeli bir adama, 10 metre çaplı daire içinde büyük ve bomboş alan bıraktılar. bereket vurduğu kafa, az farkla dışarı çıktı. muslera arkadaşlarına kızmakta haklıydı.

    yani ilk 9 dakikalık g.sarayla, sonraki g.saray arasında, neredeyse 180 derece fark oluştu.

    bizim ilk yarıda bir penaltı beklentimiz oldu. ama top, rakip savunmanın omuzla kol arasındaki kör noktaya gelmişti. yani ne vardı, ne de yoktu... üstelik top ona çarpmıştı ve mesafe yakındı. devam kararı doğruydu.

    ***

    ikinci yarıda; g.saray'ın rakibinin silkinişinden duyduğu endişeyi, üzerinden biraz atmış gibiydi. ama gene de, l.moskova'yı denetimi altına alamıyordu. ruslar her an herşeyi yapacak görüntü veriyordu. ancak serbest vuruştan ve eren'den gelen ikinci gol, emniyet subapı oldu. g.saray rahatladı. sonrasında, gene döktürmeye başladı. baştaki kalitesine döndü.

    güzel ve yarınlara umut veren bir başlangıç yaptık. darısı ve daha iyisi, diğer maçlara...

    ali sami alkış

    (bkz: 18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçı)
  • 32134
    rusya ve türkiye, avrupa’nın baş altı ligleri. galatasaray ve lokomotiv de avrupa’nın baş altı kulüpleri. belki tarihlerinde hiçbir zaman şampiyonlar ligi yarı finali olmayacak ama avrupa’nın devleri istanbul’a ya da moskova’ya gelirken hep çekinecekler bu seyahatlerden. bir süre şampiyonlar ligi’nden uzak kalan galatasaray dün isteğiyle, arzusuyla, coşkusuyla net bir şekilde verdi bu mesajı: istanbul, hâlâ avrupa’nın çekinilecek deplasmanlarından biri.

    dün tam bir şampiyonlar ligi akşamı yaşandı tt arena’da. devler ligi tarihinin iki önemli parçası olan iki kulüp, özlemle, iştahla çıkmışlardı savaşmaya. ve kan-ter-gözyaşı dolu bu savaşın galibi kalite farkıyla temsilcimiz galatasaray oldu. bravo galatasaray. bravo tekmeye kafa sokan adamlar... bir kez daha gururlandırdınız bizi.

    dün dakikalar 41’i gösteriyordu. galatasaray hücumdaydı ve belhanda, daha önce sıkça yaptığı gibi sorumsuzca verdi topu rakibine. faslı’nın artık alıştığımız o top kaybının faturasını, vazgeçmeyip rakibine faul yapmak zorunda kalan ve ilk sarısını gören n’diaye ödedi. linnes tekmeye kafa sokarken, belhanda’nın böyle sorumsuzluk hakkı olmamalı bence.

    uğur meleke

    (bkz: 18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçı)
  • 32135
    "emre'nin hakkını vermek lazım. ilk gol öncesinde topu alan o. serbest vuruşu ve penaltıyı alan o."

    "galatasaray buralı zaten. galatasaray buraları seviyor. gördüğüm kadarıyla taraftar mutlu, fatih terim. skordan değil, burada olmaktan mutlular ve burayı gerçekten seviyorlar, yaşıyorlar."

    "muslera ile serdar aziz'in oyunu olmasa ilk yarının sonunda başımıza bela gelebilirdi."

    "ikinci yarıda nagatomo ile rodrigues de yardıma gelince orta sahada denklik sağlandı. eren derdiyok'un da rakip sahada top tutmasıyla birlikte lokomotiv moskova'nın ilk yarıdaki baskısı ikinci yarıda yoktu. sadece kısa bir bölüm ve oyun dengelendi."

    "bana göre maçın yıldızları ndiaye ve garry rodrigues. garry rodrigues biraz daha öne çıkıyor. eren orta sahaya yaklaştıktan sonra denge biraz daha kuruldu. muslera ve serdar’ın oyunu olmasa ilk yarının son bölümünde başımıza bir bela gelebilirdi."

    "galatasaray normal şartlarda 11-12 puan toplar. ndiaye’nin olmaması porto deplasmanında büyük bir dezavantaj. porto galatasaray’ı daha çok zorlayacaktır. schalke takım olarak henüz çok uyumlu değil."

    "feghouli ilk 3'e girecek ilk oyuncu. feghouli 18'e giremiyorsa yanmışız. şu an da en pahalı oyuncu. nasıl hazır olmaz? şampiyonlar ligi'ne bir oyuncu nasıl hazır olmaz? feghouli'nin altını neden çiziyorum. feghouli olsa galatasaray şu baskıyı yemez. topu tutar, faul alır."

    mehmet demirkol

    (bkz: 18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçı)
  • 32136
    18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçı sonrası rus basınından manşetler,

    sport express
    lokomotiv, istanbul'da yandı kül oldu.

    sov sport
    cehennem gibi başlangıç... lokomotiv 14 yıl sonra geri döndü, galatasaray karşısında eridi.

    interfax
    lokomotiv, şampiyonlar ligi'nin ilk maçında galatasaray'a boyun eğdi.

    sports.ru
    lokomotiv, galatasaray'a yenildi, enkaz haline geldi.

    sports daily
    semin'in planı tutmadı. lokomotiv, türkiye'de kaza geçirdi.

    eurosport rusya
    lokomotiv, galatasaray'dan 3 yemeye razı oldu.

    championat
    lokomotiv, şampiyonlar ligi'ne ağır bir yenilgiyle başladı.

    lenta
    rusya'nın şampiyonu şampiyonlar ligi'nde farklı bir yenilgi aldı.

    telegraf (ukrayna)
    galatasaray, lokomotiv'i istanbul'da yıktı.
  • 32144
    "geçen sezon benim adıma son derece yıpratıcı oldu. aslında 3 temmuz'la da kıyaslayabiliriz. çok temel bir güç vardı orada: 3 temmuz'un arkasından bütün camia birlik mesajı verebilmişti ve orada sıkıntılara göğüs germek çok daha kolaydı. geçen sezon ise başından sonuna kadar yıpratıcıydı. 3 temmuz'daki gibi olmadı. geçen sezonki süreç, 3 temmuz'a göre benim için daha yıpratıcı oldu. 3 temmuz döneminde kulüp içinde müthiş bir birliktelik vardı. kulübü kulüp yapan unsurlar güç birliği yapmıştı. geçen sene ise öyle olmadı."

    "dinlenme sürecimi biraz daha uzun tutacağım. buna hem benim, hem de ailemin ihtiyacı var. sonrasında ise tekrar antrenörlüğe döneceğiz ekibimle beraber. o andan itibaren yapılmayan ama yapılabilecek olan şeyleri hayata geçirmek için kendimizi geliştirerek aksiyona geçeceğiz. yapılmamış şeyleri yapmak en büyük hedefimiz. süslü sözcüklerle hayal satmak benim pek tarzım değil. şu ana kadar hiçbir takımla görüşmedim. bir süre daha beklemeyi düşünüyorum."

    "temel bir felsefem var. birinin bana yapmasını istemediğim şeyi, başkasına yapmam. bir yerde çalışırken beni rahatsız edecek, huzursuz edecek, etik olmayan şeylerin içinde olmak istemiyorsam, aynı şeyi başkasına da yapmam. çok değerli bir antrenör var milli takımın başında. böyle bir durum oluştuğu zaman bunlar konuşulabilir. şu an böyle bir şeyi konuşmak hem kendime, hem milli takıma saygısızlık olur."

    "hayatın kendi içinde gerçekleri var, futbolun da kendi gerçekleri var. uçuk, kaçık, acayip şeyleri yapma hayaliyle yaşayan bir insan değilim. oyunun gerçekleri neyse onları yapmaya çalışan bir insanım. benden sonra fenerbahçe'ye gelen antrenörün de benzer şeyleri yaptığını görüyorum. tabii bunlar evrensel şeyler. kadrodaki değişim, lig başlamadan 2-3 hafta evvel sonlansaydı, belki bugünkü işleyişte olumlu şeyler birkaç puan fazla olabilirdi. yola çıkıştaki düşünce farkı, şu an için en büyük problem. değişim planlıyorsanız, bu değişimin ana şeylerinden biri de ufak tefek hayal kırıklıkları olacaktır. kim kimle daha uyumlu, kim kimi daha büyütebiliyor, kim takımı aşağı çekiyor, kim oyuna girdikten sonra daha iyi verim verebiliyor gibi arayışlar uzun sürebiliyor. şu anda fenerbahçe'nin yaşadığı en büyük sorun bu, bir süre daha bu olacak. geçen haftaki gibi ekstra galibiyetler süreyi biraz daha kısaltıyor. oyunu çok hak etmediğini düşündüğün anlarda gelecek galibiyetler, dokuyu düzeltecek işler olacak."

    "fenerbahçe'ye 2. gelişimde, sezon başında 8-10 civarında transfer yapıldı. o zamanlar şu vurguyu hep yaptım: esas problem transfer değil. transfer tabii ki bu işin rengi. bizim esas problemimiz, verimsizlik. var olan oyuncuları verimli hale getiremiyoruz. bu oyuncuların hepsi çok değerli olduğu için alındı. tabii ki %10'luk, %20'lik yanılmalar olabilir ama fenerbahçe ben gelmeden 10 oyuncu aldıysa, bunun 7-8 tanesi belli standartta oyuncular. esas olan, oyuncuları daha verimli hale getirmek. hep bunu söyledim. geçen sezon 11. haftadan sonra atak yapmaya başladık. 23 haftalık süreç bize şunu gösterdi: oynayan, kazanma alışkanlığı edinmiş takıma baktığımızda 8-9 oyuncusu bir sezon evvelden kalan ya da ondan önceki senelerde gelen oyunculardı."

    "yabancı sayısı 14'e getirildiğinde, bu yabancıların arka planını da hazırladığınızda bunu anlamak mümkündür. her yabancı geldiğinde fona para yatırıyordu kulüpler, sonra o fon ortadan kalktı. kayıtsız şartsız yabancı serbest olsun demiyorum. bugüne kadar tff bize ne verdi? tff çok daha bilgilendirici açıklamalar yapmalıydı bize."

    "ülkemiz, futbolda üretken değil. genel yapımız kolaycılığa, ucuzluğa gidiyor. ne yazık ki böyle. artık tamamen boşlanıyor oyuncu yetiştirme serüveni. tamamen yabancıyı serbest bırakmak, yerli üretimini öldürür. yabancıyı kısıtlamak da ülkedeki birkaç oyuncu yetiştiren fırsatçı kulüpleri yaratır. kulüplere ödüllü yaptırımlarda bulunulmalı. yabancıyı kısıtlayamazsınız, bunun bir mantığı da yok. serbest olsun ama oyuncu üreten kulüpler ödüllendirilsin. mutlaka ve mutlaka bu ülkede futbolu düzenleyenler, futbol takımlarına oyuncu üretimini zorunlu hale getirmeli."

    "ben 4 yıl fenerbahçe'de bulundum, sonra tekrar fenerbahçe'ye geldim. tff nezdinde bana hiç sorulmadı. konyaspor'dan bir oyuncu bile milli takıma alınmadı. bir devrede 40 puan almış takımdan... bırakın benimle temas etmeyi, çok başarılı takımdan tek oyuncu bile alınmadı. düşüncemin sorulduğunu hiç hatırlamıyorum. mutlaka sorulanlar vardır ama. birkaç teknik adam, birkaç gündür söylüyor bunu."

    "çalıştığım sürece hep bunu söyledim: fenerbahçe'nin en büyük gücü taraftardır. bu kadar. başka bir şey söylemeye gerek bile yok. atmosferi yaratan, oyuncuları ve antrenörü şevklendiren en büyük dinamik, en büyük güç taraftardır. taraftar takımına küserse, o takımdan bir şey olma şansı binde bir bile değildir. taraftarın takımının başarılı olmasını istemesi ve bunun için çaba göstermesi olmazsa olmazdır. fenerbahçe taraftarı, dünyanın en büyük taraftarıdır. en büyük isteğim, takımlarının yanında olsunlar."

    "galatasaray, beklenilenden daha üst seviyedeydi. maçın da erken kırılması beklenmiyordu. hem lig hem de araya girmiş şampiyonlar ligi maçı olarak bakıldığında beklenenin bir adım daha üstte olduğunu söyleyebiliriz. galatasaray'ı tebrik ediyorum. hem beşiktaş'a, hem fenerbahçe'ye hem de akhisar'a başarılar diliyorum."

    kocaman, 'bir gün fenerbahçe'ye dönecek misiniz?' sorusuna;

    "hayat bu, neler getireceği belli olmaz. kapılar tamamen kapalı gibi iddialı bir şey söyleyemem. 'geleceğim' diyerek, başka insanların yaptığı gibi acayip şeyler de söylemek istemiyorum. bakalım neler olacak."

    aykut kocaman
  • 32146
    http://gss.gs/lr4.jpg

    "bugün maçı metin oktay ile cennet tribününden izleyeceksin demiştim. çok özledim bir işaret yolla dedim..
    şuan ağlıyorum..şuan bunu bilen herkes ağlıyor. senin için 9 rakamının özel olduğunu herkes bilir..doğduğun ev,doğduğun gün ve yıl, okul numaran, barcelona’ya gittiğin gün ve bize veda ettiğin yaş. “9”
    senden bir işaret istedim bu gece. maçın ilk golü 9. dakikada geldi. herkes dedi ki “bu oğuz arda’nın işareti” ah dedim şükürler olsun. ardından ikinci gol geldi. bu seferde golü 9 numara attı. maç bitmeden dayın dedi ki “eğer 3 gol olursa bana da işaret vermiş olacak. çünkü bugün koyduğum fotoğraf oğuz arda’m ile ilk şampiyonlar ligi maçını izlemeye giderken çekilmişti. maç arenadaydı ve 3-0 bitmişti” maç bitti. 3-0. 3. gol 90. dk. oğuz arda bizimlesin. işaretlerin bizimle. anneciğim ağlattın hepimizi..."

    oğuz arda sel'in annesi mısra öz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın