44
benimki o kadar eski değil.
işbu entry'nin yaratılış tarihinden en fazla 2-3 yıl öncesidir. google'da gezinirken şans eseri sözlük'ü fark etmiştim. birçok renktaşın yaşamış olduğu gibi ekşi'de uludağ'da galatasaray başlığını ararken oldu bu hadise.
sözlüklerde genelde fazla yazmazdım. geceleri girip başlık okurdum sadece. galatasaray sözlük'te de böyle olmuştu. ara ara denk gelirsem, aklıma düşerse girip sözlüğe bakardım.
sonra uykusuzluk problemi baş gösterince fark ettim ki ben geceleri ne yapsam sıkılıyorum. 2017 yılı yazının bu şekilde geçmesinin ardından bir ara sözlüğe hiç uğramaz oldum ta ki aralık ayına kadar. geceleri paso sözlükteyim, girilen entry'leri yiyorum tabiri caizse.
bu şekilde geçen 3.5-4 ayın ardından telefonum bozuldu ve tam gece kuşu oldum. kız arkadaşım (eski) uyuduktan sonra onun telefonunu gasp ediyor ve geç saatlere kadar sözlükte takılıyordum.
gel zaman git zaman fark ettim ki; ben de artık bir şeyler yazmak istiyorum, kimi yazarların mesaj kutularını doldurmak hatta kendimden bıktırmak istiyorum. ama yok arkadaş bir türlü yazar alımına denk gelemiyorum. ah hagi ah sen yok musun!* zaten yazarlığımı da onaylamamıştı patron, "sıra var bekleyivericen gari" diyerek sanki.
neyse sadede gelelim. 2018 mart ayının son gününe girmişken eve geç gelmiştim. hemen bilgisayarı açıp sözlüğe girdim okuyorum yeni günün ilk entrylerini falan. dedim bir twitter'a gireyim acaba neler olmuş?
daha önce birçok kez rahatsız ettiğim, yazar alımında bir şans tanımaları için yalvardığım "galatasaray sözlük twitter hesabı" bana mesaj atmış??? dm atmış sözlüğün twitter hesabı yahu! gayet resmi bir dille; "şı linktin iyi ilibilirsiniz"* yazılmış.
hemen girip hızlıca üye oldum ama bir de ne göreyim? hiç bilmediğim bir "okur modu" diye bir hede varmış meğersem. çaylak olarak başlayacağımı biliyordum tabii ki ama bu okur modu da neyin nesiydi?
velhasılıkelam sayılı gün çabuk geçer diyerek bir şekilde okur modu'nu tamamladıktan sonra "çaylak oldunuz" maili geldi.
ve daha sonra 8. nesil'in ilk yazarı olacak ben ilk çaylak entrylerimi girmeye başladım.
sonra ne oldu biliyor musunuz? çaylak olduğum günün akşamında "yazar" oldum ben. sabah 06:00'da sözlük yenilendi, okurluktan çaylaklığa geçildi, ben okula gidip sınava girdim ve akşama doğru eve geldim.
hagi'ye mesaj atarak acaba bir liste mi var, yazarlığım ne zaman onaylanır diye sorunca, o tok, soğuk sesiyle* beni üzen cevabı verdi; beklemelisiniz.
peki ben durur muyum? dedim bu çoktan burjuva özentisi olmuş*, başka mod yok mu online acaba? baktım bir tek salyangoz online. ona da çok teşekkür ediyorum buradan, tek tek entrylerim üzerinden konuştuk ve formata hakim olduğuma kanaat getirerek yazarlığımı onayladı.
onu pişman edecek hiçbir şey yapmamaya gayret ederek entry girdim hep. yeri geldi ceza verdi bana bu ilişkiyi kullanarak.
ama şu bir gerçek ki; yazar olduğumdan beri sözlük hayatımda öyle büyük bir yer kaplıyor ki anlatamam..
edit: imla.
işbu entry'nin yaratılış tarihinden en fazla 2-3 yıl öncesidir. google'da gezinirken şans eseri sözlük'ü fark etmiştim. birçok renktaşın yaşamış olduğu gibi ekşi'de uludağ'da galatasaray başlığını ararken oldu bu hadise.
sözlüklerde genelde fazla yazmazdım. geceleri girip başlık okurdum sadece. galatasaray sözlük'te de böyle olmuştu. ara ara denk gelirsem, aklıma düşerse girip sözlüğe bakardım.
sonra uykusuzluk problemi baş gösterince fark ettim ki ben geceleri ne yapsam sıkılıyorum. 2017 yılı yazının bu şekilde geçmesinin ardından bir ara sözlüğe hiç uğramaz oldum ta ki aralık ayına kadar. geceleri paso sözlükteyim, girilen entry'leri yiyorum tabiri caizse.
bu şekilde geçen 3.5-4 ayın ardından telefonum bozuldu ve tam gece kuşu oldum. kız arkadaşım (eski) uyuduktan sonra onun telefonunu gasp ediyor ve geç saatlere kadar sözlükte takılıyordum.
gel zaman git zaman fark ettim ki; ben de artık bir şeyler yazmak istiyorum, kimi yazarların mesaj kutularını doldurmak hatta kendimden bıktırmak istiyorum. ama yok arkadaş bir türlü yazar alımına denk gelemiyorum. ah hagi ah sen yok musun!* zaten yazarlığımı da onaylamamıştı patron, "sıra var bekleyivericen gari" diyerek sanki.
neyse sadede gelelim. 2018 mart ayının son gününe girmişken eve geç gelmiştim. hemen bilgisayarı açıp sözlüğe girdim okuyorum yeni günün ilk entrylerini falan. dedim bir twitter'a gireyim acaba neler olmuş?
daha önce birçok kez rahatsız ettiğim, yazar alımında bir şans tanımaları için yalvardığım "galatasaray sözlük twitter hesabı" bana mesaj atmış??? dm atmış sözlüğün twitter hesabı yahu! gayet resmi bir dille; "şı linktin iyi ilibilirsiniz"* yazılmış.
hemen girip hızlıca üye oldum ama bir de ne göreyim? hiç bilmediğim bir "okur modu" diye bir hede varmış meğersem. çaylak olarak başlayacağımı biliyordum tabii ki ama bu okur modu da neyin nesiydi?
velhasılıkelam sayılı gün çabuk geçer diyerek bir şekilde okur modu'nu tamamladıktan sonra "çaylak oldunuz" maili geldi.
ve daha sonra 8. nesil'in ilk yazarı olacak ben ilk çaylak entrylerimi girmeye başladım.
sonra ne oldu biliyor musunuz? çaylak olduğum günün akşamında "yazar" oldum ben. sabah 06:00'da sözlük yenilendi, okurluktan çaylaklığa geçildi, ben okula gidip sınava girdim ve akşama doğru eve geldim.
hagi'ye mesaj atarak acaba bir liste mi var, yazarlığım ne zaman onaylanır diye sorunca, o tok, soğuk sesiyle* beni üzen cevabı verdi; beklemelisiniz.
peki ben durur muyum? dedim bu çoktan burjuva özentisi olmuş*, başka mod yok mu online acaba? baktım bir tek salyangoz online. ona da çok teşekkür ediyorum buradan, tek tek entrylerim üzerinden konuştuk ve formata hakim olduğuma kanaat getirerek yazarlığımı onayladı.
onu pişman edecek hiçbir şey yapmamaya gayret ederek entry girdim hep. yeri geldi ceza verdi bana bu ilişkiyi kullanarak.
ama şu bir gerçek ki; yazar olduğumdan beri sözlük hayatımda öyle büyük bir yer kaplıyor ki anlatamam..
edit: imla.