246
ultras/movement'in maç onbiri
1- ligin açılış maçında ankaragücü karşısında "berbat" bir zeminde alınan üç puandan sonra, evinde pırıl pırıl bir sahada galatasaray'ın geçtiğimiz seneden kalma "rakibini boğan" oyununu devam ettirip, geçen haftadan 3 cezalı oyuncusu olan göztepe'yi rahat geçeceğini bekliyordu sarı-kırmızılı taraftarlar. lakin, evdeki hesap çarşıya uymadı ve özellikle maçın ilk devresinde daha çok pozisyona giren deplasman takımı olurken, galatasaray "kontra atakla" golü buldu. henry onyekuru'nun hem çabukluğunu hem de zekasını kullandığı golün rakibi açacağını ve galatasaray'ın farka gideceğini düşünenler hayal kırıklığına uğradı , zira ev sahibi genç kaleci göktüğ'yu zorlayacak pozisyonlar bulmaktan uzaktı. transfer sezonunun en sansasyonel adamı emre akbaba'nın oyuna girmesi ve göztepe'nin beraberlik için galatasaray kalesine gelmeye başlamasıyla ev sahibi sarı-kırmızılılar pozisyon buldular ama o anlarda da topu üç direk arasından geçirmekte maharetli değillerdi.
iyi oynadığında zaten kazanırsın da, takımın henüz oturmadığı, gelen ve giden topçuların olduğu bu periyotta kötü oynarken de kazanmak mühim, sezon sonunda şampiyonluk için her puanın önemi büyük. galatasaray gibi, beşiktaş da erzurum deplasmanında kötü oynadığı bir maçtan üç puan alarak büyük kazanç elde ederken, fenerbahçe ise kötü oynayıp, puansız döndü evine... bu açıdan bakıldığında, 1-0'ın getirdiği 3 puanın kıymeti daha anlaşılır olmakta.
2- iki haftadır muslera'nın adını pek anmıyoruz, "süper kurtarışlar" yaptığından, takımı kurtardığından bahsetmiyoruz çünkü "savunma sağolsun" uruguyalı file bekçisine pek top göstermiyor. göztepelilier özellikle ilk devre yasin ve halil'in kanat ataklarıyla galatasaray kalesine geldiler de "net" diyebileceğimiz pek pozisyon yaratamadılar. maçın ikinci yarısında deplasman takımının tayfur'la direkten dönen bir pozisyonu var ama orada muslera'nın artık akıllanıp, arka direğe mariano'yu yerleştirdiğini gördük... umarım artık bu sene öyle "aptalca" arka direk golleri yemeyiz.
3- geçen haftaki serdar aziz - maicon başarılı ikilisine nazar değdi ve bu hafta serdar'ın arka adalesinde sertlik yaşanınca maicon'un partneri ahmet çalık oldu. gençlerbirliğinde oynadığı dönemde takım kaptanlığına kadar yükselen ahmet, takıma gelecek vaad eden oyuncu olarak alınmış lakin birden gözden düşmüştü. ben ahmet çalık'ın "yüzüne bakılmayacak" kadar kötü olduğunu düşünmüyorum, hatta kendisine şans verilmesi ve güvenilmesi sonrası çok da iyi olacağına inanıyorum zira o da "hisleriyle ve yüreğiyle" oynayan topçular sınıfından. dün gece de pozisyonunda hiç sırıtmadı, işinin gereklerini yerine getirdi. maicon'a gelirsek "şampiyonlar ligi için yeterli değil" diye bir söylenti aldı başını gidiyor. söz konusu maçlar geldiğinde göreceğiz yeterli olup olmadığını da duruşuyla ve hırsıyla sahada görmek istediğim oyunculardan biri benim brezilyalı savunmacı. sadece defans da yapmıyor, dün gece de az kalsın serbest vuruştan fileleri sarsıyordu, yetmedi emre akbaba'nın serbest atışında da sürpriz çıkışıyla topa milim farkıyla dokunamadı, golü kaçırdı...
4- savunmanın önünde görev alanlardan fernando, onyekuru'ya tecrübe kokan bir asist yaparak skora katkı sağlarken,attığı pastan ziyade savunmadan rakip sahaya kadar yapmış olduğu koşu dikkatle izlenmesi gerekiyor. onun partneri donk ise maçın etkisi oyuncularından biri olarak göze battı. sakatlığının da performansını negatif yönde etkilemesiyle fatih terim, hollandalı topçuyu selçuk inan'la değiştirdi. bu hafta içinde n'diaye'nin de takıma katılacağını düşündüğümüzde donk için forma savaşı oldukça çetin geçecektir. ama savunmada da oynayabilmesi nedeniyle fatih terim'in onu bazen stoperde de kullanacaktır hiç şüphesiz.
5- "önümüzdeki hafta sinan'ın oyun kurucu bölgesinde emre akbaba'yı izleriz" diye yazmıştık ankaragücü maç yazısında. fatih terim, göztepe karşısında garry rodriguez'in yerine sinan'ı koyup, top dağıtma görevini belhanda'ya verdi. yine arzuladığımız belhanda'yı sahada göremeyince, 61.dakika emre-belhanda değişikliği beklerken, sinan gümüş oyundan alındı ve yeni transfer kanada geçmiş oldu. çocukluğunda hayalini kurduğu forma ile ilk defa sahaya çıkan emre akbaba, belki takımla bir ya da iki antrenman yapmış olsa da, takım arkadaşlarını pek yadırgamadı, siftah yaptığı maçta fileleri havalandırmak için uğraş verdi, pozisyonlar da buldu ama şans yanında değildi. yarım saatlik oyun bile emre akbaba'nın galatasaray için ne kadar da faydalı olabileceğini göstermiş oldu...
6- ankaragücü karşısında hücum hattında oyuna eren'le başlayan fatih terim, dün yine gomis'i kulübede oturtup, eren'i gol için sahaya sürdü. ama gurbetçi topçu kendisinden beklenileni yapamadı, ileri hatta top tutup, kanatlara servis yapamadı, ceza sahası içinde de titi'yle boğuşmaktan uzaktı. ikinci devre fatih hoca gomis'i oyuna alınca, geçen seneden kalma görüntüler izledik, fransız sanrafor rakip stoperleri zorladı, takım arkadaşlarına duvar oldu ve gole de yaklaştı. profesyonelliğine inandığım gomis'in takımda kalması durumunda bu sene de takımın en etkili gol silahı olacağını bekliyorum.
7- garry rodriguez'in sakatlığı sonrası kanatlar sinan ve onyekuru'ya emanet edilmişti. nijeryalı oyuncu türk telekom'da galatasaray taraftarı karşısında çıktığı ilk maçta golünü atarak sevenlerine "merhaba" demiş oldu. hızlı ve çabuk bir oyuncu olduğunu biliyorduk ama fernando'nun pasında "çevre kontrolü" yapabildiğini ve "aklını" da kullandığını beğeniyle izledik onyekuru'nun. attığı golle, şampiyonlar ligi twitter hesabından da tebrikler aldı dün gece... bravo...
8- galatasaray'a dört yıl hizmet etmiş yasin öztekin'in bu kadar "tu kaka" edilmesine gönlüm razı değil. sinan için de bir ara böyle bir karalama kampanyası başlamıştı da bereket sona erdi. yasin her profesyonel futbolcu gibi elinden geleni yapmış, bazen maç kazandırmış, bazen de maç kaybettirmiştir ama yuhlanacak kadar "ihanet" etmemiştir. fatih terim kendisini istememiş, o da başka bir takıma gitmiştir. medyada yazılanlar, hatta uydurulup abartılanlar" sosyal medyada da dolaşınca oyuncular böyle tepkiler alıyorlar. dün gece yasin göztepe adına en hareketli oyunculardan biriydi, pozisyonlar da buldu ve izmir ekibi için yerinde bir transfer olduğunu göstermiş oldu. şimdi sorum şu: yasin haftaya fener'e gol atarsa galatasaray taraftarı sosyal medyada nasıl tepki verecek? içten içe sevinmeyecek mi? hayır demeyin, samimiyetinize inanmam...
9- arda turan'ın ağzından eksiltmediği "adam" kelimesinin vucut bulmuş halidir hakan balta. 2007 yılında galatasaray'a gelen ve "ağzı var dili yok" tavırlarıyla, her zaman hazır olmasıyla kendisiyle çalışan bütün hocaların beğendiği hakan 35 yaşında galatasaray forması altında futbola dün gece veda etti. böyle topçular oynarken de değerlidir, emekliye ayrıldığında da. fatih terim'in hakan balta'yı bırakmayacağı ve galatasaray futbol akademisinde görev vereceğine inanıyoruz. güle güle balta, emeklerin için teşekkürler...
10- 2018-2019 futbol sezonun ilk iç saha maçı, bayram arifesine denk gelmiş olması ve istanbullluların şehri tatil yörelerine gitmek için boşaltmalarına rağmen azımsanmayacak bir kalabalığa ev sahipliği yaptı. kendi evinde uzun haftalar süren bir nağmalupluk serisi vardı sarı-kırmızılıların ve dün gece de seriyi bir maç daha ileriye götürdüler.
11- karşılaşma öncesi okunan istiklal marşından sonra televizyonda " mustafa kemal'in askerleriyiz" sesleri yankılandı. stadyumda olan arkadaşımı aradığımda sloganların deplasmana gelen göztepe taraftarı tarafından atıldığını öğrendim. "belki bir gün galatasaray tribünleri de bağırır, neden olmasın" diyerek kapadım telefonu...
fotoğraflar ve kaynak için:
https://ultrasmovement.blogspot.com/...saray1-0goztepe.html
1- ligin açılış maçında ankaragücü karşısında "berbat" bir zeminde alınan üç puandan sonra, evinde pırıl pırıl bir sahada galatasaray'ın geçtiğimiz seneden kalma "rakibini boğan" oyununu devam ettirip, geçen haftadan 3 cezalı oyuncusu olan göztepe'yi rahat geçeceğini bekliyordu sarı-kırmızılı taraftarlar. lakin, evdeki hesap çarşıya uymadı ve özellikle maçın ilk devresinde daha çok pozisyona giren deplasman takımı olurken, galatasaray "kontra atakla" golü buldu. henry onyekuru'nun hem çabukluğunu hem de zekasını kullandığı golün rakibi açacağını ve galatasaray'ın farka gideceğini düşünenler hayal kırıklığına uğradı , zira ev sahibi genç kaleci göktüğ'yu zorlayacak pozisyonlar bulmaktan uzaktı. transfer sezonunun en sansasyonel adamı emre akbaba'nın oyuna girmesi ve göztepe'nin beraberlik için galatasaray kalesine gelmeye başlamasıyla ev sahibi sarı-kırmızılılar pozisyon buldular ama o anlarda da topu üç direk arasından geçirmekte maharetli değillerdi.
iyi oynadığında zaten kazanırsın da, takımın henüz oturmadığı, gelen ve giden topçuların olduğu bu periyotta kötü oynarken de kazanmak mühim, sezon sonunda şampiyonluk için her puanın önemi büyük. galatasaray gibi, beşiktaş da erzurum deplasmanında kötü oynadığı bir maçtan üç puan alarak büyük kazanç elde ederken, fenerbahçe ise kötü oynayıp, puansız döndü evine... bu açıdan bakıldığında, 1-0'ın getirdiği 3 puanın kıymeti daha anlaşılır olmakta.
2- iki haftadır muslera'nın adını pek anmıyoruz, "süper kurtarışlar" yaptığından, takımı kurtardığından bahsetmiyoruz çünkü "savunma sağolsun" uruguyalı file bekçisine pek top göstermiyor. göztepelilier özellikle ilk devre yasin ve halil'in kanat ataklarıyla galatasaray kalesine geldiler de "net" diyebileceğimiz pek pozisyon yaratamadılar. maçın ikinci yarısında deplasman takımının tayfur'la direkten dönen bir pozisyonu var ama orada muslera'nın artık akıllanıp, arka direğe mariano'yu yerleştirdiğini gördük... umarım artık bu sene öyle "aptalca" arka direk golleri yemeyiz.
3- geçen haftaki serdar aziz - maicon başarılı ikilisine nazar değdi ve bu hafta serdar'ın arka adalesinde sertlik yaşanınca maicon'un partneri ahmet çalık oldu. gençlerbirliğinde oynadığı dönemde takım kaptanlığına kadar yükselen ahmet, takıma gelecek vaad eden oyuncu olarak alınmış lakin birden gözden düşmüştü. ben ahmet çalık'ın "yüzüne bakılmayacak" kadar kötü olduğunu düşünmüyorum, hatta kendisine şans verilmesi ve güvenilmesi sonrası çok da iyi olacağına inanıyorum zira o da "hisleriyle ve yüreğiyle" oynayan topçular sınıfından. dün gece de pozisyonunda hiç sırıtmadı, işinin gereklerini yerine getirdi. maicon'a gelirsek "şampiyonlar ligi için yeterli değil" diye bir söylenti aldı başını gidiyor. söz konusu maçlar geldiğinde göreceğiz yeterli olup olmadığını da duruşuyla ve hırsıyla sahada görmek istediğim oyunculardan biri benim brezilyalı savunmacı. sadece defans da yapmıyor, dün gece de az kalsın serbest vuruştan fileleri sarsıyordu, yetmedi emre akbaba'nın serbest atışında da sürpriz çıkışıyla topa milim farkıyla dokunamadı, golü kaçırdı...
4- savunmanın önünde görev alanlardan fernando, onyekuru'ya tecrübe kokan bir asist yaparak skora katkı sağlarken,attığı pastan ziyade savunmadan rakip sahaya kadar yapmış olduğu koşu dikkatle izlenmesi gerekiyor. onun partneri donk ise maçın etkisi oyuncularından biri olarak göze battı. sakatlığının da performansını negatif yönde etkilemesiyle fatih terim, hollandalı topçuyu selçuk inan'la değiştirdi. bu hafta içinde n'diaye'nin de takıma katılacağını düşündüğümüzde donk için forma savaşı oldukça çetin geçecektir. ama savunmada da oynayabilmesi nedeniyle fatih terim'in onu bazen stoperde de kullanacaktır hiç şüphesiz.
5- "önümüzdeki hafta sinan'ın oyun kurucu bölgesinde emre akbaba'yı izleriz" diye yazmıştık ankaragücü maç yazısında. fatih terim, göztepe karşısında garry rodriguez'in yerine sinan'ı koyup, top dağıtma görevini belhanda'ya verdi. yine arzuladığımız belhanda'yı sahada göremeyince, 61.dakika emre-belhanda değişikliği beklerken, sinan gümüş oyundan alındı ve yeni transfer kanada geçmiş oldu. çocukluğunda hayalini kurduğu forma ile ilk defa sahaya çıkan emre akbaba, belki takımla bir ya da iki antrenman yapmış olsa da, takım arkadaşlarını pek yadırgamadı, siftah yaptığı maçta fileleri havalandırmak için uğraş verdi, pozisyonlar da buldu ama şans yanında değildi. yarım saatlik oyun bile emre akbaba'nın galatasaray için ne kadar da faydalı olabileceğini göstermiş oldu...
6- ankaragücü karşısında hücum hattında oyuna eren'le başlayan fatih terim, dün yine gomis'i kulübede oturtup, eren'i gol için sahaya sürdü. ama gurbetçi topçu kendisinden beklenileni yapamadı, ileri hatta top tutup, kanatlara servis yapamadı, ceza sahası içinde de titi'yle boğuşmaktan uzaktı. ikinci devre fatih hoca gomis'i oyuna alınca, geçen seneden kalma görüntüler izledik, fransız sanrafor rakip stoperleri zorladı, takım arkadaşlarına duvar oldu ve gole de yaklaştı. profesyonelliğine inandığım gomis'in takımda kalması durumunda bu sene de takımın en etkili gol silahı olacağını bekliyorum.
7- garry rodriguez'in sakatlığı sonrası kanatlar sinan ve onyekuru'ya emanet edilmişti. nijeryalı oyuncu türk telekom'da galatasaray taraftarı karşısında çıktığı ilk maçta golünü atarak sevenlerine "merhaba" demiş oldu. hızlı ve çabuk bir oyuncu olduğunu biliyorduk ama fernando'nun pasında "çevre kontrolü" yapabildiğini ve "aklını" da kullandığını beğeniyle izledik onyekuru'nun. attığı golle, şampiyonlar ligi twitter hesabından da tebrikler aldı dün gece... bravo...
8- galatasaray'a dört yıl hizmet etmiş yasin öztekin'in bu kadar "tu kaka" edilmesine gönlüm razı değil. sinan için de bir ara böyle bir karalama kampanyası başlamıştı da bereket sona erdi. yasin her profesyonel futbolcu gibi elinden geleni yapmış, bazen maç kazandırmış, bazen de maç kaybettirmiştir ama yuhlanacak kadar "ihanet" etmemiştir. fatih terim kendisini istememiş, o da başka bir takıma gitmiştir. medyada yazılanlar, hatta uydurulup abartılanlar" sosyal medyada da dolaşınca oyuncular böyle tepkiler alıyorlar. dün gece yasin göztepe adına en hareketli oyunculardan biriydi, pozisyonlar da buldu ve izmir ekibi için yerinde bir transfer olduğunu göstermiş oldu. şimdi sorum şu: yasin haftaya fener'e gol atarsa galatasaray taraftarı sosyal medyada nasıl tepki verecek? içten içe sevinmeyecek mi? hayır demeyin, samimiyetinize inanmam...
9- arda turan'ın ağzından eksiltmediği "adam" kelimesinin vucut bulmuş halidir hakan balta. 2007 yılında galatasaray'a gelen ve "ağzı var dili yok" tavırlarıyla, her zaman hazır olmasıyla kendisiyle çalışan bütün hocaların beğendiği hakan 35 yaşında galatasaray forması altında futbola dün gece veda etti. böyle topçular oynarken de değerlidir, emekliye ayrıldığında da. fatih terim'in hakan balta'yı bırakmayacağı ve galatasaray futbol akademisinde görev vereceğine inanıyoruz. güle güle balta, emeklerin için teşekkürler...
10- 2018-2019 futbol sezonun ilk iç saha maçı, bayram arifesine denk gelmiş olması ve istanbullluların şehri tatil yörelerine gitmek için boşaltmalarına rağmen azımsanmayacak bir kalabalığa ev sahipliği yaptı. kendi evinde uzun haftalar süren bir nağmalupluk serisi vardı sarı-kırmızılıların ve dün gece de seriyi bir maç daha ileriye götürdüler.
11- karşılaşma öncesi okunan istiklal marşından sonra televizyonda " mustafa kemal'in askerleriyiz" sesleri yankılandı. stadyumda olan arkadaşımı aradığımda sloganların deplasmana gelen göztepe taraftarı tarafından atıldığını öğrendim. "belki bir gün galatasaray tribünleri de bağırır, neden olmasın" diyerek kapadım telefonu...
fotoğraflar ve kaynak için:
https://ultrasmovement.blogspot.com/...saray1-0goztepe.html