• 19397
    "çocukluk zamanlarından birinde..." bu kez olmadı diye üzüldüğümde beklentim en fazla kısa bir teselliyken “şimdi atar bizimkiler merak etme oğlum aha geliyor gol.” diyen babam hayallerimi beslemeye devam ediyordu.
    athletic bilbao maçının doksanıncı dakikasında muhteşem gheorge hagi siyah forması ile gecenin kara pelerini gibi ceza sahasının sol çaprazına doğru süzülüyordu.altın sarısı 10 numarasından sol ayağına doğru ilerleyen pistonları devreye girmişti.39 numaralı kramponunda saklı, kesik tozluğunda yalınayak duran sol ayağına bir kaç salisede hükmü verdi.fırlatma gücünü topa uygulamadan evvel onu namluya sürülmüş bir mermi gibi gödüğünü kimseye hissettirmese de hedefi çoktan belirlemişti ve tetiğe bastı.kalecinin bulunduğu yakın köşeye doğru giden ve jetlerin gökyüzünde oluşturduğu beyaz çizgilerden birini hatıralarıma bırakarak hızla ilerleyen top ağlara kavuştu.gol...
    umutlarınızın ve hayallerinizin limitleri yaşımızla ters orantılı olduğundan içimde yanan "galatasaray her şeyi başarabilir" ateşi o "çocukluk zamanlarımın birinde..." alevlenmiştir.
    bu ateşin içinde hakan şükür’ün leeds united maçındaki uzak direk dibine doğru plase gönderişi, hasan şaş’ın yeni traşlanmış parlak kafasını işaret ederek milan’a attığı aşırtma kafa vuruşu gibi nice güzel anlardan oluşan meşaleler mevcuttur.
    oyuncularını, yeni çıkan formaları, şortları, tozlukları ve kramponları içinde sezon başlangıcını her seferinde aynı heyecanla beklediğim takımdır. birbirinin eksiğini tamamlayan, her birinin ayrı bir öne çıkan özelliği olan, takım arkadaşlığının, paylaşmanın, mücadelenin kıymetini bilen oyuncuları ile hep güzellikler vaat edecektir.
    galatasaray futbol takımı; hayallere sınır koymamayı, geleceğe güzel bakabilmeyi çocukken bana öğretmiştir.” galatasaray’ın olduğu yerde hep umut vardır.”
App Store'dan indirin Google Play'den alın