137
yabancı oyuncu sınırına ya da türk pasaportlu oyuncu garantisine -yerli oyuncu değildir o- neyse işte adını siz koyun, tamamen karşıyım.
ama şu konuda yanlışa düşülmemesi gerekir. türk pasaportlu oyuncu transferi yapılmamalı gibi düşünce saçmalık. bir altyapı fetişti olarak söylüyorum, türk pasaportlu oyuncu transferi yerine, altyapı oyuncularına şans versin demek de gerçek dışı. şampiyonlar ligi'ne sadece şampiyonunun gidebildiği bir ligden bahsediyoruz. nasıl olacak? hem şampiyonlar ligi'ni hem de türkiye süper ligi'ni yabancı kuralının değişmeyeceğini göz önüne alsak bile, 14 yabancıyla götürebileceğimizi düşünen var mı?
biz galatasaray'ın sürekli şampiyonlar ligi'ne gitmesi gerektiğinden bahsediyoruz. peki bu nasıl olacak? tamam, altyapıdan oyuncu koyarsın da, bu 1 olur 2 olur, 14 oyuncuyu altyapından nasıl karşılayacaksın? hadi karşıladın diyelim, hiçbir tecrübesi olmayan bu çocukların gelişmesini bekleyeceğiz yoksa, bizi şampiyonlar ligi'ne götürmesini mi? her ikisini sağlamaları ne kadar gerçekçi?
tamam, yabancı sınırına karşıyız da, türk pasaportlu oyuncuya niye karşıyız? tamam seviyesini yeterli olmadığını düşündüğün oyuncuya karşı çık da, bu yabancı oyuncu için de geçerli. biz ayrımcılık yapmayalım istiyoruz, ama bunu yaparken yine ayrımcılık yapıyoruz.
emre akbaba'yı real madrid'in, harun tekin'i liverpool'un istememesi, cengiz ünder'i roma'nın istemesi neyi değiştirir? sanki biz real madrid'iz her sene şampiyonlar ligi'ne katılıyor, her sene şampiyonlar ligi'ni alıyor, her sene galatasaray'ın transfer bütçesi kadar ve daha fazlası paraya tek bir oyuncuya verebiliyoruz da, yabancı oyuncu için cazibe merkeziyiz de, real madrid'lik taslıyoruz, ona öykünüyoruz, hayıflanıyoruz.
biz şampiyonlar ligi'ne gitmek için şampiyon olmak zorundayız. bunun için de, süper lig'de kendini bir şekilde gösterip verimli olmuş oyunculara muh-ta-cız. (nokta)
bana biri anlatsın: hem şampiyonlar ligi'ni hem de süper ligi sadece 14 yabancıyla nasıl götüreceğiz? keşke yabancı sınır olmasaydı, türkiye'de bir an sonra bütün her şeyin topyekun değişebileceği durumu futbola da sirayet etmeseydi de, mecburi transfer yapmak zorunda olmasaydık ve sadece istediğimiz transferleri yapabilseydik.
anlatmak istediğim şeyi anlatamıyorum gibi geldi. şöyle diyeyim: 14 türk pasaportlu oyuncuyu, rekabetçiliğimizi sürdürecek şekilde nasıl karşılayabiliriz? bir havuz var ortada, o havuzdan alabileceğimiz ve seviyemize en yakın oyuncuları transfer ederek karşılayabiliriz. durum bu.
14 yabancı için, evet, avrupa'daki rakiplerimiz kıstas olarak kabul edilebilir. ama 14 türk paraportlu oyuncu, yurtiçindeki rakiplerimizle alakalıdır. biri amaç için, biri araç için. şampiyonlar ligi amaçsa, oraya giden araç süper lig'dir. ikisini birbirinden ayırmak gerekir.
ama şu konuda yanlışa düşülmemesi gerekir. türk pasaportlu oyuncu transferi yapılmamalı gibi düşünce saçmalık. bir altyapı fetişti olarak söylüyorum, türk pasaportlu oyuncu transferi yerine, altyapı oyuncularına şans versin demek de gerçek dışı. şampiyonlar ligi'ne sadece şampiyonunun gidebildiği bir ligden bahsediyoruz. nasıl olacak? hem şampiyonlar ligi'ni hem de türkiye süper ligi'ni yabancı kuralının değişmeyeceğini göz önüne alsak bile, 14 yabancıyla götürebileceğimizi düşünen var mı?
biz galatasaray'ın sürekli şampiyonlar ligi'ne gitmesi gerektiğinden bahsediyoruz. peki bu nasıl olacak? tamam, altyapıdan oyuncu koyarsın da, bu 1 olur 2 olur, 14 oyuncuyu altyapından nasıl karşılayacaksın? hadi karşıladın diyelim, hiçbir tecrübesi olmayan bu çocukların gelişmesini bekleyeceğiz yoksa, bizi şampiyonlar ligi'ne götürmesini mi? her ikisini sağlamaları ne kadar gerçekçi?
tamam, yabancı sınırına karşıyız da, türk pasaportlu oyuncuya niye karşıyız? tamam seviyesini yeterli olmadığını düşündüğün oyuncuya karşı çık da, bu yabancı oyuncu için de geçerli. biz ayrımcılık yapmayalım istiyoruz, ama bunu yaparken yine ayrımcılık yapıyoruz.
emre akbaba'yı real madrid'in, harun tekin'i liverpool'un istememesi, cengiz ünder'i roma'nın istemesi neyi değiştirir? sanki biz real madrid'iz her sene şampiyonlar ligi'ne katılıyor, her sene şampiyonlar ligi'ni alıyor, her sene galatasaray'ın transfer bütçesi kadar ve daha fazlası paraya tek bir oyuncuya verebiliyoruz da, yabancı oyuncu için cazibe merkeziyiz de, real madrid'lik taslıyoruz, ona öykünüyoruz, hayıflanıyoruz.
biz şampiyonlar ligi'ne gitmek için şampiyon olmak zorundayız. bunun için de, süper lig'de kendini bir şekilde gösterip verimli olmuş oyunculara muh-ta-cız. (nokta)
bana biri anlatsın: hem şampiyonlar ligi'ni hem de süper ligi sadece 14 yabancıyla nasıl götüreceğiz? keşke yabancı sınır olmasaydı, türkiye'de bir an sonra bütün her şeyin topyekun değişebileceği durumu futbola da sirayet etmeseydi de, mecburi transfer yapmak zorunda olmasaydık ve sadece istediğimiz transferleri yapabilseydik.
anlatmak istediğim şeyi anlatamıyorum gibi geldi. şöyle diyeyim: 14 türk pasaportlu oyuncuyu, rekabetçiliğimizi sürdürecek şekilde nasıl karşılayabiliriz? bir havuz var ortada, o havuzdan alabileceğimiz ve seviyemize en yakın oyuncuları transfer ederek karşılayabiliriz. durum bu.
14 yabancı için, evet, avrupa'daki rakiplerimiz kıstas olarak kabul edilebilir. ama 14 türk paraportlu oyuncu, yurtiçindeki rakiplerimizle alakalıdır. biri amaç için, biri araç için. şampiyonlar ligi amaçsa, oraya giden araç süper lig'dir. ikisini birbirinden ayırmak gerekir.