• 7
    çekirdek aile (anne-baba-abla) ve kuzenle kapalı üst'te yerimizi aldığımız maçtır. bilet fiyatını hatırlamaya çalıştım mamafih tam çıkaramadım. 5 bilete 250 milyon civarı bir para vermiştik galiba.. o sezon kapalı üst, 2005-06 ve 2006-07 sezonlarının aksine ful kombine satamamıştı, her maç sınırlı sayıda bilet de satışa çıkıyordu.

    annem demişken.. kendisini en son 1994-95 sezonundaki samsun antep antalya'nın ilk iki ayağına götürmüştük. antalyaspor maçı, şansına sis yüzünden ertelenmişti. hatta inat edip, bir sonraki gün de kapalı üst'te yerimizi aldık ama sis dağılmayınca kös kös eve döndük. aynı gün kocaelispor-fenerbahçe maçı da sis nedeniyle oynanmadı. velhasıl babam bir kere maça götürmeye kafayı takmıştı, inönü'de 3-2 kazandığımız beşiktaş derbisinin ardından oynanan samsunspor maçına ailece gittik, celil sağır'ın son saniyede attığı golle yıkıldık.. hatta celil'in golü tam önümüzde yeni açık tarafındaki kaleye doğru atılmıştı. kontratak sonucunda gelen gol olduğundan, pozisyon öncesi annem sağlam çığlık atmış ama golü önleyememişti. neyse bu kadar belgarath özel yeter. annemi de kattık entrylere, insan anne konusunda nedense hassas oluyor. bu arada annemin uğursuz olduğunu kanaat getiren babam, gaziantepspor maçına sadece beni götürdü, o maçı da boliç'in iki golüyle 2-1 kaybetmiştik. sanırım sorun bendeydi.

    gelelim akçaabat sebatspor maçına.. 100. yılımıza gheorghe hagi ile iyi başlamıştık. gaziantep deplasmanı bir kazaydı, yenilenen inönü'de galibiyeti kaçıran taraf bizdik. dış sahada aralarda puan kaybetsek de, sami yen karnemiz iyiydi. 3-1 kral'ın hat-trick'inin olduğu konyaspor maçı, 2-1'lik çaykur rizespor maçı, 3-1'lik samsunspor maçı, farklı kazanılan kayserispor ve istanbulspor maçları... ki bunların üçünde yeni açık üst'teydim.

    üstüne bu sebat maçı öncesi zorlu trabzon deplasmanından elvir baliç'in golüyle 1-0 kazanarak dönmüştük. bir de bunun üstüne pazar günü oynanan maçtan bir gün evvel, beşiktaş derbicikte fenerbahçe'yi 2-1 yenince, bize 5 ya da 6 farklı bir skor halinde liderlik fırsatı doğmuştu. tribünler de bu gazla hınca hınç dolmuştu.

    maç öncesinden bahsetmezsek olmaz... kapalı'nın yumruk şova çağırdığı ilk oyuncu cihan haspolatlı idi. şaşırmıştım. sonra cihan yumruş şova bir daha çağrıldı. "lan noluyoruz" dedim. ardından o efsane tezahürat başladı;

    bu forma nasip olmaz herkese
    giydirmeyiz fatih akyel'e
    fatih akyel'i bizler istemiyoruz
    evlat mevlat dinlemiyoruz
    evlat mevlat dinlemiyoruz

    sonrasında cihan haspolatlı üçüncü kez kapalı'ya çağrıldı. çünkü taraftar, o dönem hagi'nin sağ beke monte ettiği ve yeni görev bölgesinde aslanlar gibi mücadele eden cihan'dan memnundu ve fatih akyel'i istemiyordu. yönetime gönderilen mesajların en güzeliydi. cihan'ın taraftarın kendisine yönelik bu jestleri karşısında son yumruk şovda yumruk yapmadığını, duygusallaşıp gözleri dolu şekilde elini kalbine götürdüğünü dün gibi hatırlarım.

    sabri sarıoğlu misali gerek ekşi sözlük gerekse de taraftar forumlarında fazlasıyla dalga malzemesi olsa da, cihan benim adamımdır. galatasaray formasıyla elinden geleni yapmıştır ve sadece işini yapmıştır. ne hocalarına "beni asıl mevkiimde oynatmıyorsun" diye trip attı, ne de ayrıldıktan sonra galatasaray hakkında tek bir kötü söz söyledi. zaten ilkokul defterini "şampiyon cim bom" yazılarıyla dolduracak kadar iyi galatasaraylıydı.

    maça geleyim diyecem... entry inanılmaz uzun oldu. bare burada kısa keseyim. inanılmaz zorlanmıştık. erman özgür sebat adına çok iyi bir futbol ortaya koşmuştu. tribünden "bu takıma fazla" dedik, devre arası ankaraspor'a transfer oldu.

    stejipan tomas-ismet taşdemir gerginliği sonunda ismet kırmızı kart gördü. ondan sonra sebat da çözüldü. cihan'ın asistinde ümit karan attı 1-0 oldu, uzatmalarda orhan ak, karambol sonucu önüne düşen topu tamamladı ve 2-0 kazandık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın