7867
galatasaray tarihinde önemli bir yer edinerek 5-6 sezon daha oynayıp futbolu burada bırakmasını istediğim kalecimiz, 2. kaptanımız. nasıl buffon juventus için büyük bir simge ise muslera da bizim için öyle olsun isterim.
her futbolcu gibi kendisinin de formsuz dönemleri oluyor elbette. futbolda kalecilerin, yaşları ile performansları arasında diğer mevkilere göre daha bağımsız bir ilişki vardır. muslera 32 yaşında. önümüzdeki sezonlarda da birinci sınıf bir kaleci performansı gösterebilir. ancak kendisine bir takım eleştirilerim var.
galatasaray türkiye'nin en büyük kulübü ve en başarılı takımı. dolasıyla rakip chelsea falan olmadığı sürece bu takımın hiçbir oyuncusunun maçın hiçbir dakikasında "zaman geçirme" saçmalığını yapmaması gerekir. muslera ise bunu birçok maçta yapıyor. galatasaray futbol takımının kalecisinin, hele bir iç saha maçında zaman geçirmekten dolayı sarı kart görmemesi gerekir. ligde, fenerbahçe ve beşiktaş deplasmanı dahil hiçbir maçta bu zaman geçirme olayını ben kabul etmiyorum.
şampiyonluk maçı olur, final maçı olur ya da işte atletico madrid maçı olur tamam. gene hoşuma gitmez ama o zaman bir şey demem. yahu arena'da konya'yı yenerken, kalecimizin, top kontrolündeyken ceza sahası çizgisiyle aut çizgisinin birleştiği noktaya sürüp rakibi bekledikten sonra topu eline alması bir taraftar ve bir futbol izleyicisi olarak beni çok rahatsız ediyor.
zaten bu zaman geçirme olayına ayrıca kuruluyorum yıllardır. insanlar hem stadyumda hem evde bir ton para verip maç izliyorlar. daha 10. dakikada başlıyor yerde yatmalar, 30-40 saniyede aut kullanmalar veya maçın son dakikalarında topu korner direğinin oraya sıkıştırmalar... şunu ne zaman görsem bosingwa gibi dalasım geliyor.
en çok da buna profesyonellik denmesine kıl oluyorum. baba tam tersi değil mi? zaman geçirmeyi düşünmeyen, son dakikaya kadar işini layıkıyla yapan futbolcular varken oyundan geç çıkmak için hakemi, rakip takım kalecisini falan tebrik eden, dokununca bırak stadyumu başka şehirlerden duyulan çığlıklar atan futbolcular, 2 dakika yerde yatıp sahaya doktor çağırtan ama sonra at gibi koşan futbolcular neden profesyonel oluyor?
penaltı almak için kendini yere atan futbolcular emek hırsızı oluyor da zaman çalanlar neden profesyonel oluyor? işgüzar futbolcu denmeli. ve bence zamandan çalmak için yalandan yerde yatmak, sahada doktor çağırmak faul almak için kendini atmaktan daha çirkin bir hareket.
bir de nedense en çok bizim ligde oluyor bu işler. çünkü en akıllı futbolcular bizde. hepsi cinler, hepsi adam çarpıyor. ulan bir de sorsan ülkenin en delikanlı adamları da bunlar bak. ellerinde tespih (ama dar pantolon giyiyorlar ve paçalar diz altında falan bitiyor) sokaklarda, mekanlarda havalarından geçilmiyor. sahada dokunuyorsun "aaaah" diye şehri inletiyor. noldu babacım? hani en delikanlı erkek sizdiniz?
not: bunları elbette muslera için yazmadım. onun yaptığı basit bir zaman öldürme.
her futbolcu gibi kendisinin de formsuz dönemleri oluyor elbette. futbolda kalecilerin, yaşları ile performansları arasında diğer mevkilere göre daha bağımsız bir ilişki vardır. muslera 32 yaşında. önümüzdeki sezonlarda da birinci sınıf bir kaleci performansı gösterebilir. ancak kendisine bir takım eleştirilerim var.
galatasaray türkiye'nin en büyük kulübü ve en başarılı takımı. dolasıyla rakip chelsea falan olmadığı sürece bu takımın hiçbir oyuncusunun maçın hiçbir dakikasında "zaman geçirme" saçmalığını yapmaması gerekir. muslera ise bunu birçok maçta yapıyor. galatasaray futbol takımının kalecisinin, hele bir iç saha maçında zaman geçirmekten dolayı sarı kart görmemesi gerekir. ligde, fenerbahçe ve beşiktaş deplasmanı dahil hiçbir maçta bu zaman geçirme olayını ben kabul etmiyorum.
şampiyonluk maçı olur, final maçı olur ya da işte atletico madrid maçı olur tamam. gene hoşuma gitmez ama o zaman bir şey demem. yahu arena'da konya'yı yenerken, kalecimizin, top kontrolündeyken ceza sahası çizgisiyle aut çizgisinin birleştiği noktaya sürüp rakibi bekledikten sonra topu eline alması bir taraftar ve bir futbol izleyicisi olarak beni çok rahatsız ediyor.
zaten bu zaman geçirme olayına ayrıca kuruluyorum yıllardır. insanlar hem stadyumda hem evde bir ton para verip maç izliyorlar. daha 10. dakikada başlıyor yerde yatmalar, 30-40 saniyede aut kullanmalar veya maçın son dakikalarında topu korner direğinin oraya sıkıştırmalar... şunu ne zaman görsem bosingwa gibi dalasım geliyor.
en çok da buna profesyonellik denmesine kıl oluyorum. baba tam tersi değil mi? zaman geçirmeyi düşünmeyen, son dakikaya kadar işini layıkıyla yapan futbolcular varken oyundan geç çıkmak için hakemi, rakip takım kalecisini falan tebrik eden, dokununca bırak stadyumu başka şehirlerden duyulan çığlıklar atan futbolcular, 2 dakika yerde yatıp sahaya doktor çağırtan ama sonra at gibi koşan futbolcular neden profesyonel oluyor?
penaltı almak için kendini yere atan futbolcular emek hırsızı oluyor da zaman çalanlar neden profesyonel oluyor? işgüzar futbolcu denmeli. ve bence zamandan çalmak için yalandan yerde yatmak, sahada doktor çağırmak faul almak için kendini atmaktan daha çirkin bir hareket.
bir de nedense en çok bizim ligde oluyor bu işler. çünkü en akıllı futbolcular bizde. hepsi cinler, hepsi adam çarpıyor. ulan bir de sorsan ülkenin en delikanlı adamları da bunlar bak. ellerinde tespih (ama dar pantolon giyiyorlar ve paçalar diz altında falan bitiyor) sokaklarda, mekanlarda havalarından geçilmiyor. sahada dokunuyorsun "aaaah" diye şehri inletiyor. noldu babacım? hani en delikanlı erkek sizdiniz?
not: bunları elbette muslera için yazmadım. onun yaptığı basit bir zaman öldürme.
