• 144
    o gün okuldan çıktım (okul nişantaşı'nda) ağır ağır yürüdüm mecidiyeköy'e doğru. hani bu "kafasında maçı oynamak" deyimi var ya onun artık kitabını yazmışım. süper kupa'da yenmişiz falan ama real madrid lan bu. "daha şans vermezler bize" diye geçiyor aklımdan.

    o zaman kapalı'dan babamın kombinesi var, benim de yaş büyük olmasına rağmen çift turnike yapıp giriyoruz içeri. neyse maç başlıyor 1, 2 derken ilk yarı bitiyor. öyle çok kötü de oynamıyoruz ama takımın üzerinde ölü toprağı var gibi. devre arasında babam ve arkadaşı arasında geçen diyaloğu hatırladığım kadarıyla naklediyorum:

    babam: lan koko (abinin adı korkut'tu) şunları yenip gömmüyo muyuz sami yen'e.
    korkut abi: (bana bakarak) oğlum senin bu baban mal. erzurumspor mu lan bunlar? renklerini benzettin herhalde?!
    babam: görürsün lan çevireceğiz bu maçı.

    yalnız babamın yüzündeki özgüveni görmeniz lazım. hakikaten rakip erzurum'muş gibi konuşuyordu.

    bu diyalogların akabinde ikinci yarı başlıyor. hemen beraberlik golü geliyor, korkut abi sevinmiyor, ciddi bir ifadeyle sahaya bakıyor. derken 2-2, "lan harbiden dönecek galiba" diye kafamdan geçirirken sağdan orta mario jardel kafa 3-2! ben zaten golden sonraki süreci şu an bile çok hatırlayamıyorum nasıl kendimi kaybettiysem artık. neyse gole sevindik ettik korkut abi'den hala ses yok. adam sadece sahaya bakıyor. artık dürtmeye, sarsmaya falan başladık adamı korkuyoruz yani. neyse biraz açılır gibi oldu ve ilk cümlesi (babama bakarak) "lan kubi allah yoksa sen misin lan?!". bu lafın üzerine yarılmalar filan tabii. neyse efendim jardel'in buz gibi golü sayılmadı bir de üzerine karşı karşıya kaçırdık, maç bitti.

    ertesi gün okulda bir yürüyüşüm var aklınız durur. sanki tek başıma çıkıp ben yenmişim real'i. *

    iyi ki varsın lan gaassaray.
App Store'dan indirin Google Play'den alın