43
iyi bir eğitici olduğunu sanmıyorum. kalecilik yaptığı yıllarda kendini eğitemediğinden, geliştiremediğinden alay konusu olacak hale gelmişti. eğitim ve öğretimde en önemli şey mental özelliklerdir. mehmet bölükbaşı da bu konuda yetersiz olduğundan kendini harcadı. kaleci antrenörlüğü konusunu burada kapatıyorum. gelelim zamanındaki kaleciliğine...
kendisi hakkında nedense neredeyse hiçbir yerde konuşulmayan yazılmayan şeyler var. öyle ki; acaba yanlış mı hatırlıyorum diye kendimden şüphe ediyorum şu an.
2017-2018 sezonunun devre arasında, bir anda 3. ligden kendisini transfer etmiştik. 18-19 yaşında falandı. transfer edildiğinde bir yöneticimiz(ya adnan polat ya ergün gürsoy) öve öve bitirememişti. fatih terim de alır almaz çat diye ilk 11'e koymuştu. üçüncü ligde gol yemediği bir sürü maç olduğundan "gol yemeyen genç" olarak lanse ediliyordu. o dönemde şimdiki kadar bilgi kaynağı olmadığından bu tarz durumlarda bilmeden etmeden acayip heyecan duyuyorduk. velhasıl fatih terim onu direkt oynatmaya başladı ve ilk 5-6 maçında mehmet gol yemedi. mahallelerde tüm kaleciler mehmet oldu bir anda. düşünün, 19 yaş diyorum. sonrasında kendi performansı da düştü, biz de çok pozisyon verir olduk, bariz hatalı goller yediği de oldu. derbilerde acayip goller yediğini hatırlıyorum. sezonun sonlarına doğru çok gol yediğimizden kendine olan güven azaldı. o dönemler şimdiki gibi detaylı analiz falan yok. forvetse kaç gol attı? kaleciyse kaç gol yedi, hatalı gol yedi mi? televizyondaki yorumcular bile(ki o dönemde halkın bilgiye ulaşması daha güç olduğundan yorumcuların çok daha bilgili olduğuna inanılıyordu) böyle değerlendiriyordu. mehmet de çok heyecanlıydı. yaşına ve yaşadıklarına bakarsak bu çok normal ama sizin de tahmin ettiğiniz gibi 19 yaşında olması falan kimsenin umrunda değildi. kaledeyken güven vermiyordu, sürekli tedirgindi. hareketlerinde falan sürekli bir tereddüt vardı. zaten bize geliş sebebi de o dönemde yabancı sınırının 3 civarı olmasıydı.
özetle yabancı sınırı yüzünden ve o dönemde fatih terim'in alt liglerden oyuncu alma furyasının bir parçası olarak bir anda 1997-1998 sezonu devre arasında kendini galatasaray'da buldu. çok iyi başladı, sonra düştü. sene sonuna kadar ilk 11 kalecimiz oldu. o sezon şampiyon olduk. kendisinin de bunda katkısı vardı. büyük katkısı vardı diyemem ama baya iyi kurtarışlar yaptığı maçlar oldu. tabii batırdığı maçlar da oldu. sezon sonunda iki sene üst üste şampiyon olmuştuk ve hedef büyütüyorduk.
1998'de taffarel geldi. hatta taffarel ilk geldiğinde o dönem çok az yabancı oynatılabildiğinden "yabancı hakkı kalecide kullanılır mı? rezalet." diyen azımsanmayacak büyüklükte bir kitle vardı. o dönem kaleciler, defans oyuncuları falan çok küçük görülüyordu. hala öyle görenler var ama o dönem ezici çoğunluğa sahipti bu düşünce. e haliyle taffarel'in arkasında kaldı mehmet. hem kendini hiç hazır tutmadı hem de kendini hiç geliştirmedi. sonrasında türkiye kupası maçlarında bile kendisinin oynadığını hatırlamıyorum. yıllar boyunca öyle kulübede oturdu.
sonuç olarak mehmet bölükbaşı şimdiki eray gibi rezalet bir kaleci değildi. çok iyi de değildi ama 19 yaşında gösterdiği performans kesinlikle gelecek vaat ediyordu. çoğu genç yeteneğimiz gibi o da kendini geliştiremedi ve kayboldu gitti.
ekleme:
o sezondan baya geniş maç özetleri buldum. hem nostalji olsun hem merak edenler vardır.
https://www.youtube.com/watch?v=T-nTJYslPiQ trabzonspor - galatasaray: 1-1 (04.04.1998)
https://www.youtube.com/watch?v=ecLvz3oh83M fenerbahçe:1 galatasaray:4 (26.7.1998)
https://www.youtube.com/watch?v=mOCWE2af2Tg beşiktaş - galatasaray: 1-1 (25.03.1998)
https://www.youtube.com/watch?v=4nN6PIQyQJA galatasaray 4-1 istanbulspor - şampiyonluk maçı (03.05.1998)
kendisi hakkında nedense neredeyse hiçbir yerde konuşulmayan yazılmayan şeyler var. öyle ki; acaba yanlış mı hatırlıyorum diye kendimden şüphe ediyorum şu an.
2017-2018 sezonunun devre arasında, bir anda 3. ligden kendisini transfer etmiştik. 18-19 yaşında falandı. transfer edildiğinde bir yöneticimiz(ya adnan polat ya ergün gürsoy) öve öve bitirememişti. fatih terim de alır almaz çat diye ilk 11'e koymuştu. üçüncü ligde gol yemediği bir sürü maç olduğundan "gol yemeyen genç" olarak lanse ediliyordu. o dönemde şimdiki kadar bilgi kaynağı olmadığından bu tarz durumlarda bilmeden etmeden acayip heyecan duyuyorduk. velhasıl fatih terim onu direkt oynatmaya başladı ve ilk 5-6 maçında mehmet gol yemedi. mahallelerde tüm kaleciler mehmet oldu bir anda. düşünün, 19 yaş diyorum. sonrasında kendi performansı da düştü, biz de çok pozisyon verir olduk, bariz hatalı goller yediği de oldu. derbilerde acayip goller yediğini hatırlıyorum. sezonun sonlarına doğru çok gol yediğimizden kendine olan güven azaldı. o dönemler şimdiki gibi detaylı analiz falan yok. forvetse kaç gol attı? kaleciyse kaç gol yedi, hatalı gol yedi mi? televizyondaki yorumcular bile(ki o dönemde halkın bilgiye ulaşması daha güç olduğundan yorumcuların çok daha bilgili olduğuna inanılıyordu) böyle değerlendiriyordu. mehmet de çok heyecanlıydı. yaşına ve yaşadıklarına bakarsak bu çok normal ama sizin de tahmin ettiğiniz gibi 19 yaşında olması falan kimsenin umrunda değildi. kaledeyken güven vermiyordu, sürekli tedirgindi. hareketlerinde falan sürekli bir tereddüt vardı. zaten bize geliş sebebi de o dönemde yabancı sınırının 3 civarı olmasıydı.
özetle yabancı sınırı yüzünden ve o dönemde fatih terim'in alt liglerden oyuncu alma furyasının bir parçası olarak bir anda 1997-1998 sezonu devre arasında kendini galatasaray'da buldu. çok iyi başladı, sonra düştü. sene sonuna kadar ilk 11 kalecimiz oldu. o sezon şampiyon olduk. kendisinin de bunda katkısı vardı. büyük katkısı vardı diyemem ama baya iyi kurtarışlar yaptığı maçlar oldu. tabii batırdığı maçlar da oldu. sezon sonunda iki sene üst üste şampiyon olmuştuk ve hedef büyütüyorduk.
1998'de taffarel geldi. hatta taffarel ilk geldiğinde o dönem çok az yabancı oynatılabildiğinden "yabancı hakkı kalecide kullanılır mı? rezalet." diyen azımsanmayacak büyüklükte bir kitle vardı. o dönem kaleciler, defans oyuncuları falan çok küçük görülüyordu. hala öyle görenler var ama o dönem ezici çoğunluğa sahipti bu düşünce. e haliyle taffarel'in arkasında kaldı mehmet. hem kendini hiç hazır tutmadı hem de kendini hiç geliştirmedi. sonrasında türkiye kupası maçlarında bile kendisinin oynadığını hatırlamıyorum. yıllar boyunca öyle kulübede oturdu.
sonuç olarak mehmet bölükbaşı şimdiki eray gibi rezalet bir kaleci değildi. çok iyi de değildi ama 19 yaşında gösterdiği performans kesinlikle gelecek vaat ediyordu. çoğu genç yeteneğimiz gibi o da kendini geliştiremedi ve kayboldu gitti.
ekleme:
o sezondan baya geniş maç özetleri buldum. hem nostalji olsun hem merak edenler vardır.
https://www.youtube.com/watch?v=T-nTJYslPiQ trabzonspor - galatasaray: 1-1 (04.04.1998)
https://www.youtube.com/watch?v=ecLvz3oh83M fenerbahçe:1 galatasaray:4 (26.7.1998)
https://www.youtube.com/watch?v=mOCWE2af2Tg beşiktaş - galatasaray: 1-1 (25.03.1998)
https://www.youtube.com/watch?v=4nN6PIQyQJA galatasaray 4-1 istanbulspor - şampiyonluk maçı (03.05.1998)