41
türkiye saati ile 14.00'te hannover'de kulüp tarafindan yapilan, ve esinin ve doktorunun katildigi basin toplantisindan:
hannover 96 basin sözcüsü andreas kuhnt: "söz konusu bir tabu konusu. bazi seyleri acik sekilde ele alamiyorsunuz. konumuz depresyon. yanimizda onu tedavi eden doktoru köln'den doktor merkser var.
dr. markser:
robert enke'yi ilk kez 2003 yilinda muayenehanemde kabul ettim. o zamanlar depresyondaydi, ve basarisizlik korkusu geciriyordu. aylarca her gün tedavi gördü tarafimdan. bir kac ay sonra durumu sabitlesti. bu yilin ekim ayinin basinda robert'i tekrar gördüm, cünkü beni aradi. gecirdigi enfeksiyondan dolayi gittikce krize giriyordu. bu, antremanlara katilamamasina, ve milli takimda oynayamamasina yol acti. aramizdaki ilisti güvene dayaliydi.
iyilestikten sonra antremanlara basladi. futbol onun icin en önemli aktiviteydi. onu stasyoner tedaviye alma tekliflerimizi reddeti. intihar ettigi gün baska tedavileri redetti, kendisini iyi hissettigini ima ederek. yakinlarinin da destegine ragmen, onu bu adimi atmaktan koruyamadik. veda mektubunda hakiki duygu dünyasini gizlediginden dolayi özür diliyor. ancak bu giz, intihari gerceklestirmek icin gerekliydi. robert enke özel hayatini korumak istiyordu, ve bizler, ölümünden sonra da bunun böyle kalmasini istiyoruz.
teresa enke, esi:
akut depresif oldugunda, cok zor zor zamanlar geciriyorduk, cünkü hic bir seye özenemiyordu. zor olan, onun bu durumunu kamu oyundan gizlemekti, cünkü her seyini kaybetmekten korkuyordu. bu sonradan bakarsan cilginlik, cünkü simdi zaten herseyi ortaya cikiyor. ama beraber dayaniyorduk biz. biz istanbul'dan ve barcelona'dan sonra ve kizimizin ölümünden sonra da basarmistik. dedik ki, her seyi basarabiliriz, ve sevgi ile bunun mümkün olacagini düsünüyorduk. ancak demek ki her zaman her seyi basaramiyorsunuz.
onun icin var olmayi ve ona umut vermeyi denedim. ona, bizim birbirimiz icin var oldugumuzu, ve leila'nin (su an 8 aylik evlatlik kizlari) oldugunu anlattim, ve her seyin futbol olmadigini izah ettim. hep yanindaydim, hep ona yardim etmek istedim, bunlari asmasi icin. klinike girmek istemiyordu, cünkü her seyin ortaya cikip, leila'yi kaybedecegimizden korkuyordu. ama her seyin bir cözümü olmaliydi. robert sonuna kadar leila'ya sevgi dolu bakti. robert icin futbol her seydi, onun hayat suyuydu. takimin tekrar bir parcasi olmanin güzel oldugunu söylüyordu. antreman onu tutan seydi. bu durumda onun icin en önemli olan sey buydu.
dr. markser:
robert enke'de mevzubahis hemen tespit edilen cinsten olan tipik bir endojen depresyon degil. son ana kadar futbol oynadi. daha cok nevrotik komponentli (kisimli) depresiv zamanlar/anlardi. bu, sürekli gelip gecen gizli intihar düsüncelere yol aciyor. bu düsüncelerden uzaklasmak icin bazi mekanizmalar gelistirdi, ki bu sekilde depresyonu gizleyebilirsiniz. sonuc olarak, bizler bu tehlikeyi fark edemedik. sonuna kadar bu durumun aciklanmasindan kacindi.
aglayasim var, sözlük!
hannover 96 basin sözcüsü andreas kuhnt: "söz konusu bir tabu konusu. bazi seyleri acik sekilde ele alamiyorsunuz. konumuz depresyon. yanimizda onu tedavi eden doktoru köln'den doktor merkser var.
dr. markser:
robert enke'yi ilk kez 2003 yilinda muayenehanemde kabul ettim. o zamanlar depresyondaydi, ve basarisizlik korkusu geciriyordu. aylarca her gün tedavi gördü tarafimdan. bir kac ay sonra durumu sabitlesti. bu yilin ekim ayinin basinda robert'i tekrar gördüm, cünkü beni aradi. gecirdigi enfeksiyondan dolayi gittikce krize giriyordu. bu, antremanlara katilamamasina, ve milli takimda oynayamamasina yol acti. aramizdaki ilisti güvene dayaliydi.
iyilestikten sonra antremanlara basladi. futbol onun icin en önemli aktiviteydi. onu stasyoner tedaviye alma tekliflerimizi reddeti. intihar ettigi gün baska tedavileri redetti, kendisini iyi hissettigini ima ederek. yakinlarinin da destegine ragmen, onu bu adimi atmaktan koruyamadik. veda mektubunda hakiki duygu dünyasini gizlediginden dolayi özür diliyor. ancak bu giz, intihari gerceklestirmek icin gerekliydi. robert enke özel hayatini korumak istiyordu, ve bizler, ölümünden sonra da bunun böyle kalmasini istiyoruz.
teresa enke, esi:
akut depresif oldugunda, cok zor zor zamanlar geciriyorduk, cünkü hic bir seye özenemiyordu. zor olan, onun bu durumunu kamu oyundan gizlemekti, cünkü her seyini kaybetmekten korkuyordu. bu sonradan bakarsan cilginlik, cünkü simdi zaten herseyi ortaya cikiyor. ama beraber dayaniyorduk biz. biz istanbul'dan ve barcelona'dan sonra ve kizimizin ölümünden sonra da basarmistik. dedik ki, her seyi basarabiliriz, ve sevgi ile bunun mümkün olacagini düsünüyorduk. ancak demek ki her zaman her seyi basaramiyorsunuz.
onun icin var olmayi ve ona umut vermeyi denedim. ona, bizim birbirimiz icin var oldugumuzu, ve leila'nin (su an 8 aylik evlatlik kizlari) oldugunu anlattim, ve her seyin futbol olmadigini izah ettim. hep yanindaydim, hep ona yardim etmek istedim, bunlari asmasi icin. klinike girmek istemiyordu, cünkü her seyin ortaya cikip, leila'yi kaybedecegimizden korkuyordu. ama her seyin bir cözümü olmaliydi. robert sonuna kadar leila'ya sevgi dolu bakti. robert icin futbol her seydi, onun hayat suyuydu. takimin tekrar bir parcasi olmanin güzel oldugunu söylüyordu. antreman onu tutan seydi. bu durumda onun icin en önemli olan sey buydu.
dr. markser:
robert enke'de mevzubahis hemen tespit edilen cinsten olan tipik bir endojen depresyon degil. son ana kadar futbol oynadi. daha cok nevrotik komponentli (kisimli) depresiv zamanlar/anlardi. bu, sürekli gelip gecen gizli intihar düsüncelere yol aciyor. bu düsüncelerden uzaklasmak icin bazi mekanizmalar gelistirdi, ki bu sekilde depresyonu gizleyebilirsiniz. sonuc olarak, bizler bu tehlikeyi fark edemedik. sonuna kadar bu durumun aciklanmasindan kacindi.
aglayasim var, sözlük!