6107
yaşımdan mütevellit 90'lı yılların başında da daha çocukken içinde olduğum, şimdi yıl olmuş 2018, fırsat buldukça yine içinde olduğum topluluktur. o gunden bugüne değişen o kadar çok şey var ki. sadece stadın konforu değil (sadece bina olarak iç kısımdan bahsediyorum), o stada gelen taraftar profili de az buz değişmedi.
en önemli farkların başında, o dönemde taraftarımız daha itidalliydi. ani reaksiyonlar göstermezdi ama reaksiyon verdiğinde de hakkını verirdi. bir oyuncuyu daha oyunun 20dk sında ıslıklamazdı. zira birçoğu 14 yıl şampiyon olunamayan dönemi yaşamıştı, sabrın kitabını yazmıştılar kısaca. şimdi ise çok çabuk baştacı ettiğimiz oyuncuları yine iki kötü oyundan sonra tukaka ilan ediyoruz.
sonra o dönemde daha maçın ortasında, oyun ortada iken arabeeskvari tezahuratlar olmazdı, yine oyun daha ortadayken sanki 3-0, 4-0 mış gibi ışık şov işine girmezdi taraftarımız diyeceğim ama o dönemde cep telefonu mu vardı dediğinizi duyar gibi oluyorum. diyeceğim şu ki, cep telefonu da olsa böyle manasız hareketlerde bulunmazlardı bence. aksine sıkışan ya da takımın bocaladığı anlarda kapalının ortasından patlayan bir "re re re ra ra ra........" ile çok maçın döndüğüne de az şahit olmadı bu gözler.
bir de ayrı paragraf açmak lazım bence, şu an statlarda çekilen üçlüler de böyle değildi eskiden. benim gibi yaşı 40'a merdiven dayayan akranlarımın hatırlaması lazım orijinal üçlüyü.
gunumuze gelince maalesef, dönemin de şartları gereği sanırım, çabuk tüketen, sıkılan, sürekli transfer bekleyen, memnun olmadığı bir konuda direk tepki koyan, sabrı az bir topluluk olduk çıktık. belirttiğim gibi bunda o dönem ile bu dönemdeki şartların farklılığı en büyük etken bana göre. çünkü sosyal medya adında, kitleleri belli yönlere kanalize eden oldukça güçlü bir oluşum var, ve her mecraya olduğu gibi bu stadyum ortamına da sıçramış durumda.
ne yalan söyleyeyim az buz özlemedim o gunlerdeki atmosferi...
en önemli farkların başında, o dönemde taraftarımız daha itidalliydi. ani reaksiyonlar göstermezdi ama reaksiyon verdiğinde de hakkını verirdi. bir oyuncuyu daha oyunun 20dk sında ıslıklamazdı. zira birçoğu 14 yıl şampiyon olunamayan dönemi yaşamıştı, sabrın kitabını yazmıştılar kısaca. şimdi ise çok çabuk baştacı ettiğimiz oyuncuları yine iki kötü oyundan sonra tukaka ilan ediyoruz.
sonra o dönemde daha maçın ortasında, oyun ortada iken arabeeskvari tezahuratlar olmazdı, yine oyun daha ortadayken sanki 3-0, 4-0 mış gibi ışık şov işine girmezdi taraftarımız diyeceğim ama o dönemde cep telefonu mu vardı dediğinizi duyar gibi oluyorum. diyeceğim şu ki, cep telefonu da olsa böyle manasız hareketlerde bulunmazlardı bence. aksine sıkışan ya da takımın bocaladığı anlarda kapalının ortasından patlayan bir "re re re ra ra ra........" ile çok maçın döndüğüne de az şahit olmadı bu gözler.
bir de ayrı paragraf açmak lazım bence, şu an statlarda çekilen üçlüler de böyle değildi eskiden. benim gibi yaşı 40'a merdiven dayayan akranlarımın hatırlaması lazım orijinal üçlüyü.
gunumuze gelince maalesef, dönemin de şartları gereği sanırım, çabuk tüketen, sıkılan, sürekli transfer bekleyen, memnun olmadığı bir konuda direk tepki koyan, sabrı az bir topluluk olduk çıktık. belirttiğim gibi bunda o dönem ile bu dönemdeki şartların farklılığı en büyük etken bana göre. çünkü sosyal medya adında, kitleleri belli yönlere kanalize eden oldukça güçlü bir oluşum var, ve her mecraya olduğu gibi bu stadyum ortamına da sıçramış durumda.
ne yalan söyleyeyim az buz özlemedim o gunlerdeki atmosferi...