• 6102
    kesinlikle bir şeyleri eksik taraftardır.

    sosyal medyayı gayet aktif kullanan özellikle twitter, instagram gibi kişisel kullanım sunan mecralardan farklı takım taraftarını -yakın arkadaş değilse- takip etmeyen, sürekli olumsuz konuşan ve her şeye bok atan galatasaraylıları bile takip etmeyen biriyim.

    lakin gerek sözlük gerek twitter gerek diğer mecralarda bir şekilde herkesin yorumları görülebiliyor; en ufak hatada, puan kaybında veyahut çıkan olumsuz bir haberde düşülen durumlar çok acı verici.

    misal; (bkz: 4 şubat 2018 demirgrup sivasspor galatasaray) maçından sonra takıma, fatih terim'e, muslera'ya, gomis'e, hatta 2 idman ile hiç tanımadığı insanlarla maça çıkan nagatomo'ya bile ağır ithamlar yapılıyor.

    bakın (bkz: fatih terim), (bkz: fernando muslera), (bkz: bafetimbi gomis) diyorum.

    tabi ki her çatlak ses tüm taraftarları yansıtmaz ancak bu çatlak söylemlere karşı bir olamıyoruz diye düşünüyorum.

    aynı durum medya algılarında da geçerli, basının takımı karıştırmak için yapmış olduğu haberlerde dahi bir olamayıp olumsuz gündem belirleyebiliyoruz.

    bu durum beni çok rahatsız ediyor, eleştiri olmayacak mı? illa ki olacak ama hadi (bkz: fernando muslera)'nın yıllardır aldırdığı maçları unuttun, daha iki hafta önce (bkz: 22 ocak 2018 kayserispor galatasaray maçı)'nda yaptığı kurtarışlarla maçı aldırdığını bari unutma. ne kovalığı, ne dişlekliği, ne ahmaklığı kalmadı, biz kendi oyuncumuza bunu yapıyorsak kanatlılar ne yapar?

    sevgiler.
  • 6104
    hayatımda gördüğüm en pasif taraftar grubu. dursun özbek gelmiş 3-4 senede kulübü sülük gibi emmiş, paraları indirmiş, galatasaray'ın elinde en son kalan borç batağından kurtaracak en son şey olan riva ve florya satışlarında inanılmaz kirli işler dönmüş ve paralar nerede belli değil! yaptığı transferlerle ilgili her gün birbirinden ilginç şeyler duyuyoruz. bugün mesela gomis'in yıllık maliyetinin 7 milyon euro olduğundan bahsediliyor ve kim bilir daha neler var bizim bilmediğimiz! hal böyle iken bu durum şampiyonluklardan daha önemli. çünkü dursun özbek şuan bizim şampiyon olmamız için her gün dua ediyordur. çünkü şampiyonluk gelirse bu kirli işlerin hepsi unutulacak ve hesap sorulmayacak.
  • 6107
    yaşımdan mütevellit 90'lı yılların başında da daha çocukken içinde olduğum, şimdi yıl olmuş 2018, fırsat buldukça yine içinde olduğum topluluktur. o gunden bugüne değişen o kadar çok şey var ki. sadece stadın konforu değil (sadece bina olarak iç kısımdan bahsediyorum), o stada gelen taraftar profili de az buz değişmedi.
    en önemli farkların başında, o dönemde taraftarımız daha itidalliydi. ani reaksiyonlar göstermezdi ama reaksiyon verdiğinde de hakkını verirdi. bir oyuncuyu daha oyunun 20dk sında ıslıklamazdı. zira birçoğu 14 yıl şampiyon olunamayan dönemi yaşamıştı, sabrın kitabını yazmıştılar kısaca. şimdi ise çok çabuk baştacı ettiğimiz oyuncuları yine iki kötü oyundan sonra tukaka ilan ediyoruz.
    sonra o dönemde daha maçın ortasında, oyun ortada iken arabeeskvari tezahuratlar olmazdı, yine oyun daha ortadayken sanki 3-0, 4-0 mış gibi ışık şov işine girmezdi taraftarımız diyeceğim ama o dönemde cep telefonu mu vardı dediğinizi duyar gibi oluyorum. diyeceğim şu ki, cep telefonu da olsa böyle manasız hareketlerde bulunmazlardı bence. aksine sıkışan ya da takımın bocaladığı anlarda kapalının ortasından patlayan bir "re re re ra ra ra........" ile çok maçın döndüğüne de az şahit olmadı bu gözler.
    bir de ayrı paragraf açmak lazım bence, şu an statlarda çekilen üçlüler de böyle değildi eskiden. benim gibi yaşı 40'a merdiven dayayan akranlarımın hatırlaması lazım orijinal üçlüyü.
    gunumuze gelince maalesef, dönemin de şartları gereği sanırım, çabuk tüketen, sıkılan, sürekli transfer bekleyen, memnun olmadığı bir konuda direk tepki koyan, sabrı az bir topluluk olduk çıktık. belirttiğim gibi bunda o dönem ile bu dönemdeki şartların farklılığı en büyük etken bana göre. çünkü sosyal medya adında, kitleleri belli yönlere kanalize eden oldukça güçlü bir oluşum var, ve her mecraya olduğu gibi bu stadyum ortamına da sıçramış durumda.
    ne yalan söyleyeyim az buz özlemedim o gunlerdeki atmosferi...
  • 6108
    rakip takımların taraftar profillerinden şikayetçiyiz ama bizim taraftarlarımızda aynı şeyi yapıyor. birleşince, ortak bir şeyler yapmaya çalışınca ortaya ne kadar güzel şeyler çıkıyor gördük.* gel gelelim ki bir futbolcumuz hata yapınca; mal, gerizekalı, aptal sıfatları yakıştırılıyor. takım maç kaybedince, herkes kılıçtan geçiriliyor. eleştiri yapılacak burada, şahıslara göre doğrular elbet belirtilecek ama bu şekilde değil. eğer kontrol edemiyorsanız kendinizi, maç sonrası sözlüğe girmeyin. çok zor değil.
  • 6109
    maç içinde telefonlarıyla video kaydı yapan taraftarlara sahiptir. maç girişi artık telefon mu yasaklanır, herkes yanındakini mi uyarır bilemiyorum ama şu alışkanlıktan vazgeçmeliyiz. itici güç olup maçın içinde olamıyoruz. bu yüzdendir de eski baskılı iç saha atmosferini yakalayamıyoruz. ben maçı kafede izlerken bile telefona dokunmuyorum ama bazı taraftarların da elinde telefonda keyiflerinin gıcır olması sinir bozucu.
  • 6110
    22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçındaki stadyumdaki performansımız berbattı. o maçı galatasaray kazanamamışsa cüneyt kadar ruhsuz taraftar da sorumludur. seneye şampiyonlar liginde oynayacağız. buraları avrupalı cehennem diye biliyor ama fena halde adamları güldüreceğiz ve hayal kırıklığına uğratacağız gibime geliyor. toparlanmak şart...

    eski ali sami yen'de 15-20 bin kişiyle yakaladığımız atmosferleri çok özlüyorum. sosyal medya icat oldu taraftarlık yok oldu demiş köroğlu. ama avrupa'da taraftar en azından maçta maçla ilgileniyor. bari bunu yapalım. bu sıradanlık, bu yozlaşmışlık canımı çok sıkıyor.
  • 6111
    içerisindeki, tribünde elinde telefonla kayıt yapan adamların sayısı hiç da azımsanmayacak topluluktur. bunun özelinde şunu da söyleyeyim, içimde kalmasın: herhangi bir spor karşılaşmasına ya da konser falan gibi bir kültür sanat atraksiyonuna gidip de olayı kameraya çekmeye çalışan beyinsizler, toplumların kanseridir. yemin ediyorum, insanlığın geleceğine dair umutları falan azaltıyorlar ya.
  • 6114
    bazılarının ülke yanarken birlik olalım gardaşım her şeyi eleştirmeyin cumhurbaşganımıza sahip çıkalım birlik olalım diyen %50lik kesimden farkı yoktur. fikir belirtmek suç oldu tudor'u eleştirme destek ol, belhanda saçma sapan kırmızı gördü eleştirme destek ol, he oldu fikirlerimizi söyleyemeyeceğiz he sizin bu saçma düşünceniz yüzünden. adam dakika 90ken saçma sapan kırmızı görsün eleştirmeyin hakem takmış falan. pardon amariganın oyunları.
  • 6116
    bir donemin efsane toplulugu ve turkiyedeki cogunluk olmasina ragmen ne yazikki takima destek vermekten uzaklasan gruptur. mac oynanirken futbolcu isliklamalar, teknik direktorlere sabir gostermemeler, altyapisindan cikan futbolculara bile tahamulsuzluk... bu liste uzar gider. ne yazikki artik takimina destek olan, sahip cikan, moral kaynagi olan gruptan takima baski yapan gruba evrilmektedir.

    beni en cok uzen sey ise son senelerde takima mac esnasinda itici guc gorevini ustlenmeyi birakmis olmalaridir. eskiden televizyonda mac izlerken taraftarimizi duymak icin sesi son ses acardim ancak artik taraftarimizdan sadece isliklama ya da ciliz destekler duymaktayiz.

    türkiyenin oncu gucu, vizyoner takiminin taraftari olarak bizlere birlik olmak ve takimimizi ne pahasina olursa olsun desteklemek duser dusuncesindeyim. bizler en azindan sozluk yazarlari olarak ortak sevgimiz ilgimiz galatasarayimiz icin destekleyici yapici olalim, yazdigimiz yorumlari bir suzgecten gecirelim ve sonuc odakli yorumlardan kacinalim.
  • 6117
    tek maçla değil 2 tane üst üste, en basit deplasmandan sırf teknik direktörü "ben yaparım" egosuna hakim olamadığı için 6 puan bırakılması nedeniyle şampiyonluğun gittiğini söyleyen taraftardır. bu takımın önünde ciddi maçlar var. biz kolay maçları bile kazanamıyoruz. illa başakşehir'den bi 5 daha mı yemek lazım, anlamıyorum ki? kötüyse kötüdür arkadaş bir şey. neden süsleyip püsleyip iyiymiş gibi davranalım? böyle yaparsak hatalı olanlar inadına daha da çok hata yaparlar. kötü olan eleştirilir. bu kadar basit.
  • 6119
    fatih hocanın bir egosu var doğrudur. ama bu ben yaparım diye bizi sinana donka tolgaya selçuka yasine mecbur bıraktı diyenler ne kadar sığ bir düşüncede olduklarının farkında değiller. fatih terim bugün (bkz: 18 şubat 2018 kasımpaşa galatasaray maçı) nda ve (bkz: 4 şubat 2018 sivasspor galatasaray maçı) nda maalesef maglubiyetin baş sorumlularından ancak devre arasında transfer yapabilecek olsa inanın hepinizden çok o yapmak isterdi. nagatomo'yu bile aldığımıza şükretmemiz lazım zira son gün 22 milyon liralık ödeme yapılamasa o bile gelemeyecekti. eleştirin sorun yok ama saçmalamayın allah aşkına, birşey söylüyorsanız nedenini niçinini düşünmenizden zarar gelmez.
    edit:anlam düşüklüğü
  • 6120
    göte göt demesi gereken taraftardır.

    bu takımın asıl beki mariano, bu takımın beyini belhanda'dır. terim'in bir bildiği vardır diyip mariano - linnes arasında kalıp mariano'nun hücüm gücünü görmezden geldikleri sürece mağlubiyetlere alışmaları gerekmektedir.

    mariano'nun oynadığı maçlarda sağdan gelen ortaların ne kadar isabetli olduğunu görmek için futbol uleması olmaya gerek yok. bugüne baktığımız zaman sağdan bir tane mantıklı bir orta izleyemedik. linnes malesef orta açma konusunda oldukça başarısız ve toy. ve senin hali hazırda kenarda bekleyen bir mariano gibi jokerin var. ama oynamıyor.

    belhanda'nın ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu bugün itibariyle taraftar tarafından görülmesi gerekmektedir. sırf sneijder romantizmi yüzünden bu adamın hakkının yenmesini kanıma dokunmaktadır. kendisi bu takımın en önemli hücum silahlarından bir tanesidir ve sezon sonuna kadar destek olunması lazımdır.

    (bkz: 18 şubat 2018 kasımpaşa galatasaray maçı)
  • 6122
    en büyük hatası futbolcuları aldıkları yıllık ücrete göre değerlendirmemesidir. pardon bunu yerli futbolcular için yapar yabancılar için yapmazlar.

    evet selçuk aldığı yıllık ücret paralelinde top oynamıyor.
    ulan feghouli oynuyor mu ? 3,85 milyon euro alıyorsun. ayıptır insan utanır maçtan çıkarken bir afralar tafralar.
    ya muslera ? ulan dünyanın en çok kazanan kalecileri sıralamasında ilk 10 en kötü ilk 15'desin. son 3 senedir oynadığın topa söyleyecek laf bulamıyorum. ben olsam utanır paramda indirime gidin derim diyeceğim neredeyse. yazık o aldığın paraya.
    söyledik sneijder balon dedik yatıyor yattığı yerden akıl almaz paralar alıyor dedik bak şimdi katar'da bülent serttaş'a penaltı atıyor. evet evet bunları söylediğimiz için bizi yerin dibine soktuğunuz sneijder.

    en kısa sürede gerek muslera gerekse feghouli'den kurtulmak gerekir. hem de en kısa sürede. şu an bu katkı düzeyinde ki bu adamlara bu paraları verecek lüksümüz yok.
  • 6123
    şike yapsaydı düşürülmesi için yürüyen galatasaray taraftarlarının olacağından ben de eminim ve işte tam da bu yüzden iyi ki galatasaray'lıyım.

    eleştriliyor bu durum ama, öncelikli olarak hakem, mhk yerine takımdaki defektler ağırlıklı olarak taraftarın gündeminde olduğu için de iyi ki galatasaray'lıyım. ağlak feylezof, algıcı aykut falan yazıp hemen akabinde top oynamadığımız maçlardan sonra hakem de hakem yazmayan taraftarlar çoğunlukta olduğu için, iyi ki galatasaray'lıyım.

    genele vurulduğunda ve instagram varoşları çıkarıldığında, olaylara mantıklı ve sebep analizi odaklı yaklaşan taraftardır.
  • 6125
    özellikle son 25 yılda yaşanılan tartışmasız başarılar ve futbol takımının dominant özelliği nedeniyle "şımarık" olarak tabir edeceğimiz renktaşlar topluluğudur. şımarık olmakta haklıdır zira sözlükte ve dünyada galatasaray taraftarı yaşı araştırılması yapılsa hayatlarının %70'inde galatasaray şampiyonluğu görmüş insanlar mevcut; inşallah bu oran %90 olur.

    akdeniz insanı olmanın verdiği sıcakkanlılık, ülkemizde ve dünyada son dönemde prim yapan fevrilik ve empati yoksunluğu gibi olgular ile birleşen yaklaşım nedeniyle kimse alınmasın, kimse darılmasın ama üzülerek söylüyorum ki taraftarlık olgusunu kaybedip seyircilik olgusuna kaymaktadır.

    sorun, yapılan eleştirilerin objektiflikten uzak ve tamamen skora bağlı sinir ile, eleştiri sınırlarını aşarak saldırı mahiyeti taşıyacak hale gelmesidir. bu saldırılar, kendi içimizde sinirimizi bozduğu gibi, dışarıya karşı da oyuncularımızın piyasa değerlerini düşürmektedir.

    18 şubat 2018 kasımpaşa galatasaray maçından sonra yazılanlara bakıyorum;

    - "muslera kaleyi acilen carrasso'ya devretmeli, 3 sezondur bok gibi oynuyor" : yahu arkadaşım, gören de önünde chiellini bonucci ikilisi, bekte marcelo ile dani alves var sanacak 3 sezondur. kaybettiğin maçlara aç bak, bu adam bu sene dışında standart dahi oynamıyor. 10 metrelik kaleye gelen her yan topa vurdurursan kaleci illa gol yer. ne yapsın mala ile duvar mı örsün kaleye? türkiye'de kendisinin yarısı kadar dahi olmayan fabri beşiktaş taraftarı tarafından göklere çıkartılırken biz adamdan memnun değiliz.

    - "linnes orta yapamıyor amk" : adam dün bangır bangır top oynadı. ileri top taşıdı. 8 kasımpaşalı arasından ceza sahasındaki tek adam gomis'in kafaya top indiremedi diye yetersiz bulduğunuz adam, ne fenerbahçe'nin beki isla'dan, ne de beşiktaş'ın beki gökhan'dan kötü değil. maçı kazansak büyük topçu olacaktı, kazanamadık "amk senin" oldu. bu adam galatasaray kadrorsunda, iki beki de yeterli derecede yedekleyen, hiçbir zaman "ya amk buna mı kaldık" demeyeceğin bir adam. biz real madrid değiliz. real madrid demişken açıp bir carvajal'i de izlemenizi tavsiye ederim 2-3 maç, sonra linnes değerlendirmesi yapalım.

    - "fatih hoca donk'un oyununun içine sıçtı" : öncelikle donk yoktu olm. fatih hoca gelmeden donk mu vardı? donk ne amk demiyor muyduk burada? fatih hoca kendisini çapa olarak 4-3-3'te iki orta sahanın arkasına yerleştirdi, antalya ve paşa maçlarında iyi verim aldı. serdar sakatlanmış iken de stopere çekti. doğru yanlış tartışılır ama ben kulübede hummels veya boateng göremediğimden, ahmet çalık'ı stopere koyacağına donk oynasın derdim. yine kendisini stopere çektiğinde oynayacak 3. bir orta saha oyuncusunun olmaması (404 not found gibi yok) da hocanın kusuru mu?

    - "gomis iyi bitirici ama işte al veri yok top indiremiyor" : bırakın da bayıldığı maçın devamında top indiremesin adam. antalya maçında takır takır atılan her degajı, dikilen her topu babam indirmediğine göre, bir oyuncu hakkında kötü oynadığı ilk maçtan sonra sallamayın. zaten senin kafandaki kadar top indirse, hızlı olsa, adam geçse galatasaray'da ne işi var adamın real madrid, liverpool, arsenal bangır bangır bunları yapabilen forvet arıyor.

    galatasaray bir his takımıdır. kaybedince hayata küser, kazanınca mutlu oluruz. karşılıksız sevginin en güzelini sarı kırmızı renklerde buluruz. hedef her zaman şampiyonluktur ancak şampiyonluk her zaman gelen bir şey değildir. kadro kalitesi, alternatif oyuncuların olmadığı sürece dünyanın bölgesinde en iyi 4-5 adamına bile sahip olsan şampiyon olamayabiliyorsun ve bizim kadromuz, ideal bir şampiyonluk için yeterli değil. 9 adam alınmasına, hatta yuto ile 10 adam alınmasına rağmen, ne rotasyon oyuncumuz, ne de net bir hamle oyuncumuz var.

    bu önerme sadece bizim için geçerli de değil. geçen senenin sonunda şampiyon olup şampiyonlar ligini kaldıran,sene başında, morata, danilo, pepe gibi adamları satıp yerine adam almayan real madrid, ronaldo, ramos, bale, marcelo, isco, modric, kroos, casemiro, benzema, varane, asensio gibi dünyanın hemen her takımında oynayabilecek adamları olmasına rağmen lider barcelona'nın 17 puan gerisinde, ligde 23 maçın 13'ünde puan kaybetmiş. neden? çünkü bazı bölgelerde iyi adamlar var ama bazı bölgelerde derinlik yok.

    bu sene, şartlar ne olursa olsun 21 hedefinden sapmadan, ancak takımın underachieve etmediği göz önünde bulundurularak eleştiri dozunu ayarlayarak destek verilmeli. gelecek sene 3-4 nokta atış transfer ile "uzay takımı" olarak nitelendirilen beşiktaş'ın da, fenerbahçe'nin de, akbilşehirin de içinden geçmek işten dahi değil. ancak dediğim gibi, bu süreçte, gerekli ve fark yaratacak oyuncular gelene kadar elimizde olan oyunculara "boktan" yaftası yapıştırmamamız, gelecek senelerde de bu oyuncuların iskeletin önemli parçalarını oluşturacak adamlar olduğunun bilinci ile hareket etmemiz lazım.

    özetle, maçlardan sonra muslera'ya hayrettin, linnes'e tarık çamdal, gomis'e ali lukunku ve fatih terim'e hamza hamzaoğlu muamelesi yapılmaması, özellikle kalan 13 haftada, içeride dışarıda, skor ne olursa olsun destek verilmesi çok ama çok önemli. taraftarlık da bunu gerektirir zaten.
App Store'dan indirin Google Play'den alın