18558
sezon başlamadan takımdan gönderilmesi istenen isimlerin başında, selçuk inan ve ryan donk geliyordu. tudor selçuk'u keserek taraftarın gözünde kredi bile kazanmıştı. şimdi galatasaray'ın orta sahası selçuk-donk-tolga üçlüsüne kaldı.
tolga ciğerci'den bahsetmeye gerek yok 6 maç oynarsa ne ala. diğer ikili için de fatih terim'den mucize, sihirbazlık bekleyeceğiz artık. taraftar olarak metafiziksel bir dünyaya tekrar giriş yapmış bulunmaktayız enerjiler, sinerjiler, inançlar, ruhlar. üstelik bu sefer işi ilginç kılan; kişiliğini, futbolculuğunu sevmediğim, 2-3 sene önce futbolu bırakması gereken selçuk inan'dan galatasaray'ı sırtlamasını beklemek, ruhunu ortaya koymasını beklemek.
fernando dönene kadar, o da dönerse, dönüp kırmızı kart görmezse. mevcut galatasaray orta sahası ligin en kötü orta sahalarından biridir. diğer kulüpler çatır çatır transfer yaparken biz orta sahaya oyuncu bile kiralayamadıysak kulübün rotası şampiyonluk değil, borç kapatmaya dönmüş demektir.
dünya üzerinde, milyar dolar değerinde riva-florya gibi taşınmaz mallarını satıp eskisinden daha beter bir duruma düşen başka bir kulüp olamaz. milyarlarca liralık borç futbolcu, tişört, kombine satarak kapanmaz. riva-floryayı satıp parasını başkanın, kongre üyelerinin yediği bir ortamda taraftarın aidiyet duygusu kalmaz. mayıs ayında kimin seçileceği bile belli değil. yeni gelen yönetimin de devrim yaptığı, statüko yıktığı yok. üyeler kimi isterse yine onu seçecek.
nasıl ki fenerbahçeli olup aziz yıldırımdan dolayı futboldan soğumuş bir taraftar grubu varsa, ben de bu liseliler, hırsızlardan dolayı futboldan soğudum. artık fedakarlık lafı, borç lafı duymaktan tiksindim. bu sene için futbolla alakamı kesiyorum içim daraldı yeteri kadar.
tolga ciğerci'den bahsetmeye gerek yok 6 maç oynarsa ne ala. diğer ikili için de fatih terim'den mucize, sihirbazlık bekleyeceğiz artık. taraftar olarak metafiziksel bir dünyaya tekrar giriş yapmış bulunmaktayız enerjiler, sinerjiler, inançlar, ruhlar. üstelik bu sefer işi ilginç kılan; kişiliğini, futbolculuğunu sevmediğim, 2-3 sene önce futbolu bırakması gereken selçuk inan'dan galatasaray'ı sırtlamasını beklemek, ruhunu ortaya koymasını beklemek.
fernando dönene kadar, o da dönerse, dönüp kırmızı kart görmezse. mevcut galatasaray orta sahası ligin en kötü orta sahalarından biridir. diğer kulüpler çatır çatır transfer yaparken biz orta sahaya oyuncu bile kiralayamadıysak kulübün rotası şampiyonluk değil, borç kapatmaya dönmüş demektir.
dünya üzerinde, milyar dolar değerinde riva-florya gibi taşınmaz mallarını satıp eskisinden daha beter bir duruma düşen başka bir kulüp olamaz. milyarlarca liralık borç futbolcu, tişört, kombine satarak kapanmaz. riva-floryayı satıp parasını başkanın, kongre üyelerinin yediği bir ortamda taraftarın aidiyet duygusu kalmaz. mayıs ayında kimin seçileceği bile belli değil. yeni gelen yönetimin de devrim yaptığı, statüko yıktığı yok. üyeler kimi isterse yine onu seçecek.
nasıl ki fenerbahçeli olup aziz yıldırımdan dolayı futboldan soğumuş bir taraftar grubu varsa, ben de bu liseliler, hırsızlardan dolayı futboldan soğudum. artık fedakarlık lafı, borç lafı duymaktan tiksindim. bu sene için futbolla alakamı kesiyorum içim daraldı yeteri kadar.