1675
geldiğinde hiç ümitli değildim açıkçası. melih'in dursun'u kazıkladığını, n'diaye'nin de elimizde patlayacağını düşünmüştüm ki osmanlı'da 5-6 defa izlemiştim kendisini. ancak geldikten sonra temposu, dinamizmi, yılmadan mücadele etmesiyle beklentilerimin çok üzerinde bir performans sergiledi. bunun yanında, görevi gereği hücuma pek katkı veremediğini, takım oturdukça skora dönük daha fazla katkı alabileceğimizi düşünüyordum.
şimdi gitti diye adama kızamıyorum.
kendimi n'diaye'nin yerine koyuyorum; beni getirten hoca kovulmuş, aylardır maaş alamıyorum, takımın geleceği meçhul, açıkça tudor döneminde tembellik ettiklerini itiraf eden futbolcular kadroya geri dönmüşler vs. ve stoke city de olsa sonuçta bir epl takımından teklif gelmiş. bazı arkadaşlar diyor ki "seneye şl'de kendini gösterebilirdi erken ayrıldı". şampiyon olabileceğimiz hatta şampiyonluğu geçtim ikinci olup şl'ye gidebileceğimiz düşüncesi bence gerçekçi değil.
bu takımın durumu, tudor döneminde de aynıydı. takımın eksikleri olduğunu, sol stoper, sol bek, sol açık, 4-2-3-1 veya 4-3-3 devam edilecekse gerçek bir 10 numara ve yedek santrafor ihtiyaçları bulunduğunu söylemiştim. takımın temel eksiklikleri tamamlanmadan hocayı eleştirmeyi anlamsız buluyordum. biz bu koşullarda gidip japon sabri'sini getirdik takıma ve bu futbol aklının şampiyon olabileceğine veya hatta ikinci bitirebileceğine inanmak için gerçekten çok iyi niyetli olmak gerekir bence.
n'diaye'ye kızamıyorum. stoke city'de yarım sezon ortalama bir performans gösterip dünya kupası'nda bir seviye yukarı çıkabilirse epl'nin orta seviye takımlarına 2-3 yıllık bir sözleşmeyle kapağı atma şansı, bizim şl'ye gitme şansımızdan çok daha yüksek bence. kaldı ki para kazandırması, kulübü bataklıktan kurtaracak olmasıyla ziyadesiyle müteşekkir olmamız gerekiyor bence kendisine.
yolun açık olsun. umarım daha iyi yerlere gelirsin.
şimdi gitti diye adama kızamıyorum.
kendimi n'diaye'nin yerine koyuyorum; beni getirten hoca kovulmuş, aylardır maaş alamıyorum, takımın geleceği meçhul, açıkça tudor döneminde tembellik ettiklerini itiraf eden futbolcular kadroya geri dönmüşler vs. ve stoke city de olsa sonuçta bir epl takımından teklif gelmiş. bazı arkadaşlar diyor ki "seneye şl'de kendini gösterebilirdi erken ayrıldı". şampiyon olabileceğimiz hatta şampiyonluğu geçtim ikinci olup şl'ye gidebileceğimiz düşüncesi bence gerçekçi değil.
bu takımın durumu, tudor döneminde de aynıydı. takımın eksikleri olduğunu, sol stoper, sol bek, sol açık, 4-2-3-1 veya 4-3-3 devam edilecekse gerçek bir 10 numara ve yedek santrafor ihtiyaçları bulunduğunu söylemiştim. takımın temel eksiklikleri tamamlanmadan hocayı eleştirmeyi anlamsız buluyordum. biz bu koşullarda gidip japon sabri'sini getirdik takıma ve bu futbol aklının şampiyon olabileceğine veya hatta ikinci bitirebileceğine inanmak için gerçekten çok iyi niyetli olmak gerekir bence.
n'diaye'ye kızamıyorum. stoke city'de yarım sezon ortalama bir performans gösterip dünya kupası'nda bir seviye yukarı çıkabilirse epl'nin orta seviye takımlarına 2-3 yıllık bir sözleşmeyle kapağı atma şansı, bizim şl'ye gitme şansımızdan çok daha yüksek bence. kaldı ki para kazandırması, kulübü bataklıktan kurtaracak olmasıyla ziyadesiyle müteşekkir olmamız gerekiyor bence kendisine.
yolun açık olsun. umarım daha iyi yerlere gelirsin.