5567
ulan hala arkasından ağlayanlara sahip vasat teknik direktör.. bizi mi deniyorsunuz bilmiyorum ki.
yine son defa diye diye kaçıncı defa anlatacağım, biri çıkıp haksızlık ettiğimiz teknik direktör; fergusonumuz olacaktı, nefret ediyorum bu ortadoğu zihniyetinden :(((( diye gelecek.
galatasaray'a geldiği zaman kritik kayserispor maçından sonraydı. 5 puan fark vardı ve o kritik maçı kazanamamıştı takım; puan farkını 2'ye indirme fırsatı varken. sonra tudor geldi. o nefret edilen, sövülen riekerink'in takımı vardı ya; işte o takım 20 haftada 14 gol yemişti. şampiyonlar ligi potasındaydı. igor tudor'dan sonra lig bittiğinde; son 14 maçta 22 gol yemiş ve daha az gol atmış bir galatasaray vardı. üstelik evinde beşiktaşa sinmiş; başakşehirden 4 yemiş, skor 3-0'ken podolski ve sneijderi oyuna alan, brumayı küstüren tudor.. puan ortalaması mustafa denizli'nin son döneminden bile kötü bir takım bıraktı tudor. attığı gol/yediği gol ve puan ortalaması mustafa denizliden bile kötü! 14 maç sonra 15 puan geride galatasaray fenerbahçenin bile ardında yer aldı ligde.
40 milyon euro'luk transfer yapıldı. yeni takım kuruldu. takım sezonu haziran'da açtı. haziran. östersund faciasına değinmiyorum bile. bu tudor beyimiz de "kreatif oyuncu eksikliğim var belhanda gelince çok güzel olacak" diyip sneijder'in gönderilmesinde rol oynamıştı ilk maçtan sonra. sonra malum 2. maç, yine hiçbir şey oynamayan bir takım. hiçbir şey....
onlarca entry yazıldı taktiksel olarak hakkında sezon başında. ben de yazdım. nasıl insanlar "ilk 8 hafta efsaneydi" falan diyor anlamıyorum ama her zaman saçmalıyordu, hiçbir zaman güven vermiyordu ve böyle olacağı belliydi. altta vericem linkini entrylerime bakarsınız. sadece sezonu rakiplere göre erken açmanın, rakiplere göre hayvani bir kadronun avantajını kullandı tudor. sadece pres'le ve kondisyonla skor buldu, 1 tane ofansif oyun şeması yoktu sahada. taktik analizini de yaptım gerek maçlardan sonra başlıklarda belki de bu başlıkta bilemiyorum. ha bu sırada alkışlanacak bir şeyler de becerdi tabi. yeni oluşturulmuş takımda kazanma hırsı, sahiplenme ve uyumluluk konusunda iyi iş yaptığını söylemek istiyorum, biraz da profesyonel oyunculara ve düzgün karakterlilere sahip olmasının faydaları(gomis,mariano,maicon,fernando). ama hepsi bu. hikayenin sonunu anlatmıyorum. ama ben anlatmıyorum diye de o berbat deplasmanları, kasım ayında ortalama her gün 1 gol yiyen trabzona şut atamadığımız maçları, o efsanevi kalemizde 30 şut gördüğümüz beşiktaş maçını unutturmaya çalışmayın.
aynı şeyleri önceki takımlarında da yaşamış. taktik ve adam yönetimi konusunda berbat olaylar yaşamış özellikle paok'ta. yani geleceği umut veren falan da bir şey değil ki. haksızlıkmış... gereğinden fazla hak verildi kendisine. 2017 nisan'ında hamza hamzaoğlundan kötü bir yaz dönemi geçirebiliriz kendisi kalırsa demiştim, yavaş yavaş ortaya çıkıyor, çıkacak bu.
yine son defa diye diye kaçıncı defa anlatacağım, biri çıkıp haksızlık ettiğimiz teknik direktör; fergusonumuz olacaktı, nefret ediyorum bu ortadoğu zihniyetinden :(((( diye gelecek.
galatasaray'a geldiği zaman kritik kayserispor maçından sonraydı. 5 puan fark vardı ve o kritik maçı kazanamamıştı takım; puan farkını 2'ye indirme fırsatı varken. sonra tudor geldi. o nefret edilen, sövülen riekerink'in takımı vardı ya; işte o takım 20 haftada 14 gol yemişti. şampiyonlar ligi potasındaydı. igor tudor'dan sonra lig bittiğinde; son 14 maçta 22 gol yemiş ve daha az gol atmış bir galatasaray vardı. üstelik evinde beşiktaşa sinmiş; başakşehirden 4 yemiş, skor 3-0'ken podolski ve sneijderi oyuna alan, brumayı küstüren tudor.. puan ortalaması mustafa denizli'nin son döneminden bile kötü bir takım bıraktı tudor. attığı gol/yediği gol ve puan ortalaması mustafa denizliden bile kötü! 14 maç sonra 15 puan geride galatasaray fenerbahçenin bile ardında yer aldı ligde.
40 milyon euro'luk transfer yapıldı. yeni takım kuruldu. takım sezonu haziran'da açtı. haziran. östersund faciasına değinmiyorum bile. bu tudor beyimiz de "kreatif oyuncu eksikliğim var belhanda gelince çok güzel olacak" diyip sneijder'in gönderilmesinde rol oynamıştı ilk maçtan sonra. sonra malum 2. maç, yine hiçbir şey oynamayan bir takım. hiçbir şey....
onlarca entry yazıldı taktiksel olarak hakkında sezon başında. ben de yazdım. nasıl insanlar "ilk 8 hafta efsaneydi" falan diyor anlamıyorum ama her zaman saçmalıyordu, hiçbir zaman güven vermiyordu ve böyle olacağı belliydi. altta vericem linkini entrylerime bakarsınız. sadece sezonu rakiplere göre erken açmanın, rakiplere göre hayvani bir kadronun avantajını kullandı tudor. sadece pres'le ve kondisyonla skor buldu, 1 tane ofansif oyun şeması yoktu sahada. taktik analizini de yaptım gerek maçlardan sonra başlıklarda belki de bu başlıkta bilemiyorum. ha bu sırada alkışlanacak bir şeyler de becerdi tabi. yeni oluşturulmuş takımda kazanma hırsı, sahiplenme ve uyumluluk konusunda iyi iş yaptığını söylemek istiyorum, biraz da profesyonel oyunculara ve düzgün karakterlilere sahip olmasının faydaları(gomis,mariano,maicon,fernando). ama hepsi bu. hikayenin sonunu anlatmıyorum. ama ben anlatmıyorum diye de o berbat deplasmanları, kasım ayında ortalama her gün 1 gol yiyen trabzona şut atamadığımız maçları, o efsanevi kalemizde 30 şut gördüğümüz beşiktaş maçını unutturmaya çalışmayın.
aynı şeyleri önceki takımlarında da yaşamış. taktik ve adam yönetimi konusunda berbat olaylar yaşamış özellikle paok'ta. yani geleceği umut veren falan da bir şey değil ki. haksızlıkmış... gereğinden fazla hak verildi kendisine. 2017 nisan'ında hamza hamzaoğlundan kötü bir yaz dönemi geçirebiliriz kendisi kalırsa demiştim, yavaş yavaş ortaya çıkıyor, çıkacak bu.