• 18527
    tarık çamdal'ı neden gönderemiyoruz? ya da ryan donk'u, hakan balta'yı, de jong'u? geçmişte de bu sorunları çoğu branşta yaşadık.

    ama sözleşmesi devam ediyor, adamın hakkıdır diyoruz. madem mızıtacaktın o kadar uzun süreli ve garanti ücretli sözleşme yapmasaydın diyoruz yönetime. oyuncudan önce yönetime suç buluyoruz. ama bir de işin diğer tarafı var.

    uefa kupası sonrası arif ile başladı. sociedad'a gitmek için tutturmuştu. sonrasında okan, emre ile devam etti. inter ile anlaştıktan sonra şampiyonluğu yaktılar ve top oynamadılar. devamında da çok sayıda benzer olay yaşanmıştır. işin özeti; futbolcu sözleşmesine sadık kalmak zorundadır. nasıl yata yata para kazanırken kimse bunun hesabını soramıyor, tıkır tıkır maaşı hesabına yatıyorsa belirlenen süre içerisinde profesyonelce görevini yerine getirmek zorundadır. sözleşmedeki akdine sadık olmayacak futbolcunun bu kulüpte işi olamaz.
    beni x, y, z takıma göndermezseniz oynamam diyemez. sene sonuna başka takımla anlaştım diyip kıvıramaz. kafası karışamaz. kezban triplerine giremez. çünkü bu yüzden seninle profesyonel sözleşme imzalanıyor, bu yüzden 7 haneli sözleşmelere imza atıyorsun.

    aslında burda yalnızca galatasaray bazında düşünmek yanlış olur. en son neymar'ın psg'ye transferinden önce takımda çıkardığı huzursuzlukları gördük. antrenmanda takım arkadaşlarıyla kavga etmesi, idmanı kafasına göre terk etmesi; ben kararımı verdim, beni bırakın demekti. tamamen futbolcuya dayalı bir düzen oluştuğu için işler çığrından çıktı. bosman kuralları vs. derken maksadını aştı. futbolculara odaklı yeni düzenlemelerle bazı sorunlar çözülebilir.

    antrenmanı terketme, maça çıkmama, antrenmanlara gelmeme, sözleşmesi devam ederken gizlice başka takımlarla görüşme, düşük performans gösterip kasıtlı olarak takımdan gönderilmek için yol arama, takım içerisinde huzursuzluk yaratma... bu tür hal ve hareketlerin bedelini futbolcuya ağır şekilde ödetecek bir düzen olması şarttır.

    sen uzun vadeli sözleşmeye imza attıysan sonrasında iyi performans da göstersen maaşıma zam diye tutturamazsın. o karar, kulübün takdiridir. dilerse iyileştirir. tekrar etmekte fayda var; dilerse...
    basın, medya yoluyla veya menajerin vasıtasıyla bunu gündeme getiremezsin. iyileştirmezseniz ben nasıl oynarım, moralim bozuldu bi kere diyemezsin. o zaman daha kısa vadeli imzalayacaktın o sözleşmeyi. ya da hak ettiğini verecek kulüp gelecek; bonservisini ödeyecek ve alacak.

    ndiaye gider, kalır, oynar, oynamaz mesele bu değil. ama kafam karışık diyip sahaya çıkmamasını ben kabul edemiyorum. yeryüzünde hiçbir meslekte sağlanmayan tolerans; futbolcuya da sağlanmamalıdır. rapor almadan iki gün üst üste işe gitmemezlik, hepimiz için kovulma sebebiyken bu adamları bu kadar şımartan düzen de değişmelidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın