5384
galatasaray'a gelmiş en efsane yabancı futbolcuydu. hatta canlı gözlerle izleyebildiğim zamanların, galatasaray'daki en iyi futbolcusuydu. tartışmaya açık değil bu konu malumunuz üzere.
şimdi düşünüyorum da; sosyal medya hagi'nin bizde olduğu dönemlerde de bu kadar yaygın olabilseydi, acaba galatasaray'ın kaderi nasıl değişirdi.
hagi geldiği sezon, yaşlı vs. gibi yorumları geçtim; agresif ve zaman zaman hırsını kontrol edemediğinden dolayı üstüne gidildiği dönemlerde; bir hazırlık maçında rakibinin ayağına kaydığını - böyle bir şey yok, ama olsaydı diyelim mesela - acaba linç edilip; zaten yaşlı, verim alamayız, bir de agresif ve büyük maçtada böyle yaparsa ne olur sonuçları denilip, satın gitsin dendiğini düşünsenize.
medya algısının da etkisiyle, zaten dünden hazır taraftarın galeyana gelmesiyle, haginin satıldığını da düşünün. işte bu noktada galatasaray'ın kaderi nasıl şekillenirdi bilmiyoruz. hiçbir zamanda bilmeyeceğiz.
evet böyle birşey olmadı hagi satılmadı. ve tarihinin en büyük başarısı, uefa 2000 kupasını müzesine götürecek galatasaray, aynı kupada hagi'nin önderliğinde finale yükseldi. ama tahmin edin ne oldu. hagi o finalin uzatmalarının başında, o zamanın arsenal gibi en dev kulüplerinden biriyle yaptığımız maçta, rakibine belki sinir harbiyle birkaç yumruk atarak, galatasaray'ı böyle bir maçta 10 kişi bıraktı. aslında uydurduğum hikayeye göre zamanında gönderelim, önemli maçta bu hatayı yapacak diyenler haklı mı çıktı yani?
işin ucunda kupa olunca ve galatasaray kazanmak zorunda olduğu için, tabi ki de kazandık o finali. uzatmalarda hagi olmadan 10 kişi kazandık. ama hagi olmadan o finalin uzatmalarına kadar gelebilir miydik? işte fazlasıyla muamma olan kısım bu bence.
not: işbu entry, genellikle sosyal medyanında etkisiyle kendi yıldız futbolcularına, en ufak hatalarında, kontrolsüzce ve abartılı tepki gösteren taraftarlar için girilmiştir.
şimdi düşünüyorum da; sosyal medya hagi'nin bizde olduğu dönemlerde de bu kadar yaygın olabilseydi, acaba galatasaray'ın kaderi nasıl değişirdi.
hagi geldiği sezon, yaşlı vs. gibi yorumları geçtim; agresif ve zaman zaman hırsını kontrol edemediğinden dolayı üstüne gidildiği dönemlerde; bir hazırlık maçında rakibinin ayağına kaydığını - böyle bir şey yok, ama olsaydı diyelim mesela - acaba linç edilip; zaten yaşlı, verim alamayız, bir de agresif ve büyük maçtada böyle yaparsa ne olur sonuçları denilip, satın gitsin dendiğini düşünsenize.
medya algısının da etkisiyle, zaten dünden hazır taraftarın galeyana gelmesiyle, haginin satıldığını da düşünün. işte bu noktada galatasaray'ın kaderi nasıl şekillenirdi bilmiyoruz. hiçbir zamanda bilmeyeceğiz.
evet böyle birşey olmadı hagi satılmadı. ve tarihinin en büyük başarısı, uefa 2000 kupasını müzesine götürecek galatasaray, aynı kupada hagi'nin önderliğinde finale yükseldi. ama tahmin edin ne oldu. hagi o finalin uzatmalarının başında, o zamanın arsenal gibi en dev kulüplerinden biriyle yaptığımız maçta, rakibine belki sinir harbiyle birkaç yumruk atarak, galatasaray'ı böyle bir maçta 10 kişi bıraktı. aslında uydurduğum hikayeye göre zamanında gönderelim, önemli maçta bu hatayı yapacak diyenler haklı mı çıktı yani?
işin ucunda kupa olunca ve galatasaray kazanmak zorunda olduğu için, tabi ki de kazandık o finali. uzatmalarda hagi olmadan 10 kişi kazandık. ama hagi olmadan o finalin uzatmalarına kadar gelebilir miydik? işte fazlasıyla muamma olan kısım bu bence.
not: işbu entry, genellikle sosyal medyanında etkisiyle kendi yıldız futbolcularına, en ufak hatalarında, kontrolsüzce ve abartılı tepki gösteren taraftarlar için girilmiştir.
