12
mükemmel bestelerimizden biri.
kimsenin ölmeyi ve öldürmeyi yücelttiği yok. herkes barışın ve dostluğun hüküm sürdüğü bir dünyada yaşamak ister.
mesele;
halkın çocukları vatani görevini yerine getirmek için ailesini, işini ve sosyal hayatını arkada bırakıp binbir zorlukla askere giderken bazı güç sahiplerinin unvanlarını kullanarak türlü dalkavukluklarla ''bizim ülkemizde her erkeğin yapmasının bir gereklilik olduğu'' askerlikten paçayı sıyırması.
kimse bir canlının hayatına son vermek istemez.
kimse eline silahla yaşamının bir kısmını dağ başında ailesinden uzakta -25 derecede soğuktan titreye titreye nöbet tutmak istemez.
ama binlerce primat, aileni ve arkadaşlarını kahpece öldürmek için topraklarında kol geziyorsa etrafındakileri ve kendini korumak için askerlik yapmak zo-run-da-sın.
evinizin yanındaki metruk bir binaya 3-5 tinerci konuşlanmaya çalışsa çocuklarınız ve eşinizi korumak için harekete geçmeyecek misiniz? o tinercilerin orada rahatça yaşamasına izin verirseniz, bir gün kendilerini o sokağın sahibi ilan ederek masum insanlara zarar vermeye başlayacaklarını bilmiyor musunuz? eminim ki biliyorsunuz. böyle bir durumda ya hemen polise başvuracaksınız ya da kendi imkânlarınızla o zibidileri çöreklendikleri yerden yaka paça atmak için kolları sıvayacaksınız. askerlik bu durumun kümülatif hâlidir. dolayısıyla her türk erkeğinin ayrım yapılmaksızın bu kutsi borcu yerine getirmesi gerekir. türlü oyunlarla bundan kaçmaya çalışan herkes benim nazarımda haindir, güvenilmezdir, alçaktır.
edit: meslek diyen bile var ya. türkiye'de ne zamandan beri meslek? inanın meslek haline gelmesini ben de çok istiyorum. askerlik profesyonel bir hâl alsın ve mühendis, doktor, öğretmenlik yapan insanlar meslekleriyle hizmet etsin, canı gönülden isterim bunu. ama şu an öyle değil. yani temennilerinizin hiçbir önemi yok. üzgünüm sevgili dostlarım, büyük bir yanılgı içerisindesiniz ve savlarınız ''patates soymak, bisküvi satmak.'' gibi saçma çıkarsamalardan ibaret. kendinizden başka hiçbir şeyi önemsemediğiniz için asla anlayamayacaksınız bazı şeyleri. galatasaray sözlük'te çürük raporu alıp askerden kaçan aziz yıldırım bile savunuluyor, yok artık be! bazı insanların çıkarları uğruna çiğnemeyeceği ilke, satmayacağı şey yok.
kimsenin ölmeyi ve öldürmeyi yücelttiği yok. herkes barışın ve dostluğun hüküm sürdüğü bir dünyada yaşamak ister.
mesele;
halkın çocukları vatani görevini yerine getirmek için ailesini, işini ve sosyal hayatını arkada bırakıp binbir zorlukla askere giderken bazı güç sahiplerinin unvanlarını kullanarak türlü dalkavukluklarla ''bizim ülkemizde her erkeğin yapmasının bir gereklilik olduğu'' askerlikten paçayı sıyırması.
kimse bir canlının hayatına son vermek istemez.
kimse eline silahla yaşamının bir kısmını dağ başında ailesinden uzakta -25 derecede soğuktan titreye titreye nöbet tutmak istemez.
ama binlerce primat, aileni ve arkadaşlarını kahpece öldürmek için topraklarında kol geziyorsa etrafındakileri ve kendini korumak için askerlik yapmak zo-run-da-sın.
evinizin yanındaki metruk bir binaya 3-5 tinerci konuşlanmaya çalışsa çocuklarınız ve eşinizi korumak için harekete geçmeyecek misiniz? o tinercilerin orada rahatça yaşamasına izin verirseniz, bir gün kendilerini o sokağın sahibi ilan ederek masum insanlara zarar vermeye başlayacaklarını bilmiyor musunuz? eminim ki biliyorsunuz. böyle bir durumda ya hemen polise başvuracaksınız ya da kendi imkânlarınızla o zibidileri çöreklendikleri yerden yaka paça atmak için kolları sıvayacaksınız. askerlik bu durumun kümülatif hâlidir. dolayısıyla her türk erkeğinin ayrım yapılmaksızın bu kutsi borcu yerine getirmesi gerekir. türlü oyunlarla bundan kaçmaya çalışan herkes benim nazarımda haindir, güvenilmezdir, alçaktır.
edit: meslek diyen bile var ya. türkiye'de ne zamandan beri meslek? inanın meslek haline gelmesini ben de çok istiyorum. askerlik profesyonel bir hâl alsın ve mühendis, doktor, öğretmenlik yapan insanlar meslekleriyle hizmet etsin, canı gönülden isterim bunu. ama şu an öyle değil. yani temennilerinizin hiçbir önemi yok. üzgünüm sevgili dostlarım, büyük bir yanılgı içerisindesiniz ve savlarınız ''patates soymak, bisküvi satmak.'' gibi saçma çıkarsamalardan ibaret. kendinizden başka hiçbir şeyi önemsemediğiniz için asla anlayamayacaksınız bazı şeyleri. galatasaray sözlük'te çürük raporu alıp askerden kaçan aziz yıldırım bile savunuluyor, yok artık be! bazı insanların çıkarları uğruna çiğnemeyeceği ilke, satmayacağı şey yok.