5503
17/18 sezonu için konuşuyorum; katkıları, zararından fazladır. zira geçen seneki gibi çöp bir kadrodan sonra transfer döneminde vizyonlu davranmıştır. çöplerin çoğunu yollamış, yerine fatih terim'e eli yüzü düzgün, 1-2 transferle şampiyon olacak bir takım bırakmıştır.
ayrıca kendisi 17/18 sezonunda başarısız olmamıştır. şöyle ki; tudor anadolu maçlarından inanılmaz bir galibiyet serisi çıkardı. bu sadece arka arkaya oynanan maçlar anlamında değil, bütün anadolu maçlarında. futbolcularıyla bağı kopmuş vaziyette çıktığı malatya maçı ve leş şartlarda oynanan antalya maçı beraberliği hariç anadolu takımlarına karşı puan kaybetmedi. bu sene herkes diyor lig daha zor diye, bu şartlarda böyle bir performans sergiledi. beşiktaş ve fenerbahçe ise çok kötüydü bu maçlarda.
ancak işte sıkıntı şöyle başladı: ilk 8 maçta 7 galibiyet 1 beraberlik alıp, sonraki dönemde önemli 4 maçtan sadece 1 puan alması onun sonunu getirdi. yani o maçlarda 12 puanın 4'ünü alsa bile belki de yeterli olacaktı. yani tudor anadolu maçlarında kazandığı muazzam krediyi(puan anlamında) büyük maçlarda verdi. özellikle deplasmanda oynadığımız başakşehir, trabzon ve beşiktaş maçlarındaki oyunlar ve skorlar hem puan anlamında, hem mental anlamda takımı bitirdi, taraftarın güveni kalmadı. yani belki de tudor, anadolu maçlarında öyle bir seri yapmayıp, büyük maçlarda daha iyi olsa hala başımızdaydı.
dolayısıyla tudor başarısızlığı yüzünden değil, veremediği güven yüzünden bu takımdan gönderildi. 2. yarı bu takım üç önemli maçını çok kritik dönemde evinde oynayacak ve bu maçlar belki de şampiyonluğu belirleyecek. kimse bu adama güvenmiyordu bu maçlarla ilgili. üstte bahsettiğim maçlarda sadece skor da değil dediğim gibi oyun da çok kötüydü. keza alev alev beklediğimiz fener maçında da yine hakem falan tamam ama oyun yine kötüydü, beklenenin altındaydı.
ancak böyle söyleyince prandelli'ye benzeyebilir diye diyorum, benim için o konumda değil. zira çok iyi oynattığı bir dönem de oldu ve dediğim gibi kaliteli bir takım, fizik kapasitesi yüksek bir takım ve ligin ikinci devresi için iyi, şampiyon yapabilecek bir fikstür bıraktı. yani şampiyon olursak ben tudor'a rağmen değil, tudor'un da az veya çok katkısı var, derim.
ha kendisinin şanssızlığı şu oldu; artık dursun yönetiminde başarısızlık taraftarı çıldırtacak seviyeye geldi. sene başında fatih terim boşa çıktı ki taraftar o dönem baskı yaptı. ardından başakşehir ve beşiktaş maçlarından sonra baskı git gide arttı ve son olarak da malatya maçıyla zirveye çıktı. yani taraftar neredeyse ''tudor gitsin'' diye değil, ''fatih terim gelsin'' diye baskı yaptı. ki sözlükte de bence terim'in geleceğine inanmasa tudor'u destekleyecek yazar sayısı az değil. dursun da başkanlığının son senesi olduğu, sabrın taştığını bildiği için artık daha fazla dayanamadı ve tek çaresine gitti.
neyse işte yolu açık olsun, katkıları için teşekkürler.
ayrıca kendisi 17/18 sezonunda başarısız olmamıştır. şöyle ki; tudor anadolu maçlarından inanılmaz bir galibiyet serisi çıkardı. bu sadece arka arkaya oynanan maçlar anlamında değil, bütün anadolu maçlarında. futbolcularıyla bağı kopmuş vaziyette çıktığı malatya maçı ve leş şartlarda oynanan antalya maçı beraberliği hariç anadolu takımlarına karşı puan kaybetmedi. bu sene herkes diyor lig daha zor diye, bu şartlarda böyle bir performans sergiledi. beşiktaş ve fenerbahçe ise çok kötüydü bu maçlarda.
ancak işte sıkıntı şöyle başladı: ilk 8 maçta 7 galibiyet 1 beraberlik alıp, sonraki dönemde önemli 4 maçtan sadece 1 puan alması onun sonunu getirdi. yani o maçlarda 12 puanın 4'ünü alsa bile belki de yeterli olacaktı. yani tudor anadolu maçlarında kazandığı muazzam krediyi(puan anlamında) büyük maçlarda verdi. özellikle deplasmanda oynadığımız başakşehir, trabzon ve beşiktaş maçlarındaki oyunlar ve skorlar hem puan anlamında, hem mental anlamda takımı bitirdi, taraftarın güveni kalmadı. yani belki de tudor, anadolu maçlarında öyle bir seri yapmayıp, büyük maçlarda daha iyi olsa hala başımızdaydı.
dolayısıyla tudor başarısızlığı yüzünden değil, veremediği güven yüzünden bu takımdan gönderildi. 2. yarı bu takım üç önemli maçını çok kritik dönemde evinde oynayacak ve bu maçlar belki de şampiyonluğu belirleyecek. kimse bu adama güvenmiyordu bu maçlarla ilgili. üstte bahsettiğim maçlarda sadece skor da değil dediğim gibi oyun da çok kötüydü. keza alev alev beklediğimiz fener maçında da yine hakem falan tamam ama oyun yine kötüydü, beklenenin altındaydı.
ancak böyle söyleyince prandelli'ye benzeyebilir diye diyorum, benim için o konumda değil. zira çok iyi oynattığı bir dönem de oldu ve dediğim gibi kaliteli bir takım, fizik kapasitesi yüksek bir takım ve ligin ikinci devresi için iyi, şampiyon yapabilecek bir fikstür bıraktı. yani şampiyon olursak ben tudor'a rağmen değil, tudor'un da az veya çok katkısı var, derim.
ha kendisinin şanssızlığı şu oldu; artık dursun yönetiminde başarısızlık taraftarı çıldırtacak seviyeye geldi. sene başında fatih terim boşa çıktı ki taraftar o dönem baskı yaptı. ardından başakşehir ve beşiktaş maçlarından sonra baskı git gide arttı ve son olarak da malatya maçıyla zirveye çıktı. yani taraftar neredeyse ''tudor gitsin'' diye değil, ''fatih terim gelsin'' diye baskı yaptı. ki sözlükte de bence terim'in geleceğine inanmasa tudor'u destekleyecek yazar sayısı az değil. dursun da başkanlığının son senesi olduğu, sabrın taştığını bildiği için artık daha fazla dayanamadı ve tek çaresine gitti.
neyse işte yolu açık olsun, katkıları için teşekkürler.
