454
bazı maçları izlerken yahut sonrasında hemen çözemeyebiliyorum. dün akşam bu maç ve sonrasında da kafam allak bullak oldu. bu tip durumlarda goygoycu boş adamları izlemek yerine bana bilmediğim şeyler anlatacak doyurucu yorumcular ve analizciler arıyorum. bulabildiğim yahut bana denk gelen en iyisi şu sıralar nebil evren ve mehmet demirkol‘un analiz yaptığı program. nontvspor’da iblisin programı bitince başlıyor. nebil evren bana göre son zamanların en iyi sunucusu. programı çok iyi götürüyor, yerinde tespitleri var ve demirkol ile çok iyi zihin açıyorlar. bu hezimetin ardından yaptıkları yorumlar şu eksendeydi.
tudor’un elbette tartışılacak eksikleri ve hataları var fakat bu maç özelinde takımımızın 5-6 net pozisyonu üst üste verdiği dakikalarda hiç bir futbolcunun böyle oynamaya hakkı yok. yaptıkları vurgu fernando’nun orta sahada yalnız kaldığı, belhanda, feghouli, ndiaye hepsinin oyundan düştüğü yönündeydi. hal böyle olunca stoperler de rakip karşısında zorlandı. atak üstüne atak geldi. “tudor’un hataları var evet fakat bu maçta ilk eleştireceğim kişi tudor değil oyunculardır” dedi demirkol. katılıyorum kendisine.
ayrıca belirtmek istediğim bir şey var sevgili kardeşlerim. bu maç, fb, başakşehir, ts maçlarında sizin yazdıklarınız ve farklı analizlerde pek çok detay görüyorum. ancak çok önemlidir ki ortak noktaya çıkan tek bir yer var. oyuncuların bir kısımının, özellikle de kuzey afrika tayfasının zor maçlarda, gergin anlarda yok olması. fb maçında kendini ahmakça attıran belhanda, ts maçında attıran feghouli dün de 2. yarıda golü yedikten sonra ortadan kayboldular ve ezilmeye başladık. ndiaye ise çömez, tecrübe yok. derbi kazanamamanın şifresi de burada. yoksa ki ilk yarıyı 0-0 ile kapatmış ve makul seviyede deplasman oyunu oynamış bir 11’in ikinci yarı bu hale düşmesini başka ne açıklar? ha şimdi tudor bunları yönetemediği için mi böyle yoksa tudor’u mahveden de bu kırılgan gevşeklerle oynaması mı emin değilim. yumurta - tavuk ilişkisi. emin olduğum bir şey var. ister kök neden tudor olsun ister olmasın bu gevşek oyuncular yüzünden işler bu hale geldi. terim gibi bir hoca bunları adam eder mi? kısa vadede toparlasa bile sonraki dönemde yine krizler patlak verebilir. düşünün wesley gibi bir adama neler yakıştırıldı. bu adamlar wesley’in yarısı etmez. ne karakter olarak ne futbol olarak. wesley gitmemeliydi demiyorum. fakat yerine gelen belhanda olmamalıydı. şimdi nereye geldik? esas kök nedene: dursun aydın özbek yönetimi. feghouli’yi almak için aylarca uğraştılar. para saçtılar. bu mu almak için bu kadar uğraştıkları adam? eğer bu yönetim bir proje ise riva-florya’dan bu transferlere kadar sinsice görevlerini yerine getiriyorlar demektir. eğer proje değil ise iyi yönetemiyor, beceriksiz demektir. emin olduğumuz bir şey var. temsil yeteneği zayıf, şikecisi, şerefsizi karşısında suskun ve ezik, boyun eğen ayrıca türlü yalanlar söylemiş bir adamdan bahsediyoruz. size şöyle ifade edeyim. yalan kötü bir hastalıktır ve genelde sürekli tekrar eder. kendimize üzülüyorum çünkü bunları göndermesi gereken genel kurulun bir kısmı malumunuz işe yaramaz boş yaşlılardan oluşuyor. diğer güvendiğimiz, gelecek vaad ettiğini düşündüklerimizin çoğu da pasif ve yanlış şekilde ilerliyorlar. bizden tek farkları oturumlara katılıp konuşmak, oy kullanmak. sonuç? ortada.
tudor’un elbette tartışılacak eksikleri ve hataları var fakat bu maç özelinde takımımızın 5-6 net pozisyonu üst üste verdiği dakikalarda hiç bir futbolcunun böyle oynamaya hakkı yok. yaptıkları vurgu fernando’nun orta sahada yalnız kaldığı, belhanda, feghouli, ndiaye hepsinin oyundan düştüğü yönündeydi. hal böyle olunca stoperler de rakip karşısında zorlandı. atak üstüne atak geldi. “tudor’un hataları var evet fakat bu maçta ilk eleştireceğim kişi tudor değil oyunculardır” dedi demirkol. katılıyorum kendisine.
ayrıca belirtmek istediğim bir şey var sevgili kardeşlerim. bu maç, fb, başakşehir, ts maçlarında sizin yazdıklarınız ve farklı analizlerde pek çok detay görüyorum. ancak çok önemlidir ki ortak noktaya çıkan tek bir yer var. oyuncuların bir kısımının, özellikle de kuzey afrika tayfasının zor maçlarda, gergin anlarda yok olması. fb maçında kendini ahmakça attıran belhanda, ts maçında attıran feghouli dün de 2. yarıda golü yedikten sonra ortadan kayboldular ve ezilmeye başladık. ndiaye ise çömez, tecrübe yok. derbi kazanamamanın şifresi de burada. yoksa ki ilk yarıyı 0-0 ile kapatmış ve makul seviyede deplasman oyunu oynamış bir 11’in ikinci yarı bu hale düşmesini başka ne açıklar? ha şimdi tudor bunları yönetemediği için mi böyle yoksa tudor’u mahveden de bu kırılgan gevşeklerle oynaması mı emin değilim. yumurta - tavuk ilişkisi. emin olduğum bir şey var. ister kök neden tudor olsun ister olmasın bu gevşek oyuncular yüzünden işler bu hale geldi. terim gibi bir hoca bunları adam eder mi? kısa vadede toparlasa bile sonraki dönemde yine krizler patlak verebilir. düşünün wesley gibi bir adama neler yakıştırıldı. bu adamlar wesley’in yarısı etmez. ne karakter olarak ne futbol olarak. wesley gitmemeliydi demiyorum. fakat yerine gelen belhanda olmamalıydı. şimdi nereye geldik? esas kök nedene: dursun aydın özbek yönetimi. feghouli’yi almak için aylarca uğraştılar. para saçtılar. bu mu almak için bu kadar uğraştıkları adam? eğer bu yönetim bir proje ise riva-florya’dan bu transferlere kadar sinsice görevlerini yerine getiriyorlar demektir. eğer proje değil ise iyi yönetemiyor, beceriksiz demektir. emin olduğumuz bir şey var. temsil yeteneği zayıf, şikecisi, şerefsizi karşısında suskun ve ezik, boyun eğen ayrıca türlü yalanlar söylemiş bir adamdan bahsediyoruz. size şöyle ifade edeyim. yalan kötü bir hastalıktır ve genelde sürekli tekrar eder. kendimize üzülüyorum çünkü bunları göndermesi gereken genel kurulun bir kısmı malumunuz işe yaramaz boş yaşlılardan oluşuyor. diğer güvendiğimiz, gelecek vaad ettiğini düşündüklerimizin çoğu da pasif ve yanlış şekilde ilerliyorlar. bizden tek farkları oturumlara katılıp konuşmak, oy kullanmak. sonuç? ortada.