4617
aldığı galibiyet/mağlubiyet sayısından bağımsız olarak çok kötü teknik direktördür. nedenini, niçinini defalarca anlattım. tekrar gerek yok. insanları anlıyorum. "istikrar" istiyorlar. tamam da yanlışta istikrar sağlamanın sonuçlarını defalarca yaşamadık mı? en yakın tarihte hamza ve riekerink facialarını yaşamış taraftar nasıl daha tudor'da istikrar istiyor, ben anlayamıyorum?
yanlışta istikrar başarısızlığa götürür. bu kadar basit.
yapılması gereken ismiyle, kariyeriyle, tecrübesiyle, yetenekleriyle galatasaray'ı taşıyabilecek bir teknik direktör ile anlaşıp onda istikrar sağlamaya çalışmaktır.
kaldı ki istikrar sağlanması gereken teknik direktör değil, yapıdır aslına bakarsanız. biz doğru bir futbol felsefesi oluşturmalı ve buna uygun futbolcu ve teknik direktörler ile çalışmalıyız. biz gelen teknik direktörün kendi felsefesini oturtmasını ve başarılı olmasını bekliyoruz. olmaz. bu yüzden bu kadar çok teknik direktör değiştirip yine de başarılı olamıyoruz. evet hatalı teknik direktör tercihleri de bunda önemli bir etkendir. ancak istikrarlı bir futbol yapılanmamız olsa teknik direktör ya da futbolcu değişimlerinden bu kadar fazla yara almayacağız.
tudor, galatasaray'a sistem kuracak bir teknik direktör değildir. olamayacağını defalarca kez ispat etti. sezona tek katkısı takımın kondisyonu denebilir. o da muamma. zira zaten kondisyon olarak üst düzey oyuncular var takımda. kendi kendine antrenör tutup özel çalışmalar yapan adamların kondisyonlarını teknik direktöre bağlamak kolay değil. zira geçen senelerde kondisyonu yerlerde sürünen oyuncularımız hala aynı şekilde. onlarda hiçbir değişiklik yok.
takımın kalitesi ve ligin üzerinde olması tudor'u taşıyor. bu kadar basit. bize takım sıkıştığında onu taşıyacak teknik direktör lazım. fatih terim'i hiç sevmesem de drogba, sneijder, melo, ujfalusi gibi adamların bulunduğu takım bile sıkışıp tıkanıyordu. terim burada takımı açabiliyordu. öyle ya da böyle yapıyordu bunu. kimisi taktikle yapar kimisi gazla. ayıp değil, günah değil. ama tudor ikisini de yapamıyor.
ben artık oyuncuların da rahatsız olduğunu düşünüyorum. zira takımdaki oyuncuların hepsi üst düzey oyuncular. ndiaye hariç hepsi üst düzey hocalarla çalışmışlar. işlerin nasıl gitmesi gerektiğini biliyorlar. bu nedenle sahada kendilerinden bağımsız şekilde aciz bırakıldıklarında da tepki gösteriyorlar.
yanlışta istikrar başarısızlığa götürür. bu kadar basit.
yapılması gereken ismiyle, kariyeriyle, tecrübesiyle, yetenekleriyle galatasaray'ı taşıyabilecek bir teknik direktör ile anlaşıp onda istikrar sağlamaya çalışmaktır.
kaldı ki istikrar sağlanması gereken teknik direktör değil, yapıdır aslına bakarsanız. biz doğru bir futbol felsefesi oluşturmalı ve buna uygun futbolcu ve teknik direktörler ile çalışmalıyız. biz gelen teknik direktörün kendi felsefesini oturtmasını ve başarılı olmasını bekliyoruz. olmaz. bu yüzden bu kadar çok teknik direktör değiştirip yine de başarılı olamıyoruz. evet hatalı teknik direktör tercihleri de bunda önemli bir etkendir. ancak istikrarlı bir futbol yapılanmamız olsa teknik direktör ya da futbolcu değişimlerinden bu kadar fazla yara almayacağız.
tudor, galatasaray'a sistem kuracak bir teknik direktör değildir. olamayacağını defalarca kez ispat etti. sezona tek katkısı takımın kondisyonu denebilir. o da muamma. zira zaten kondisyon olarak üst düzey oyuncular var takımda. kendi kendine antrenör tutup özel çalışmalar yapan adamların kondisyonlarını teknik direktöre bağlamak kolay değil. zira geçen senelerde kondisyonu yerlerde sürünen oyuncularımız hala aynı şekilde. onlarda hiçbir değişiklik yok.
takımın kalitesi ve ligin üzerinde olması tudor'u taşıyor. bu kadar basit. bize takım sıkıştığında onu taşıyacak teknik direktör lazım. fatih terim'i hiç sevmesem de drogba, sneijder, melo, ujfalusi gibi adamların bulunduğu takım bile sıkışıp tıkanıyordu. terim burada takımı açabiliyordu. öyle ya da böyle yapıyordu bunu. kimisi taktikle yapar kimisi gazla. ayıp değil, günah değil. ama tudor ikisini de yapamıyor.
ben artık oyuncuların da rahatsız olduğunu düşünüyorum. zira takımdaki oyuncuların hepsi üst düzey oyuncular. ndiaye hariç hepsi üst düzey hocalarla çalışmışlar. işlerin nasıl gitmesi gerektiğini biliyorlar. bu nedenle sahada kendilerinden bağımsız şekilde aciz bırakıldıklarında da tepki gösteriyorlar.
