1280
avrupa maçlarındaki başarısızlığını anlamlandıramadığım teknik direktör.
hem milli takım ile hem de başakşehir futbol kulübü çatısı altındaki kariyerinde uluslararası maçlardaki istatistikleri gerçekten normal gözükmüyor. ligimizde avrupa'da boy gösteren, nispeten uluslararası seviyede oynayan üç takım olan galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş'a kök söktürürken aynı kulvardaki diğer mücadelelerine bir göz atacak olursak;
türkiye a milli takımı ile, 12 özel ve 6'sı resmi olmak üzere 18 maça çıkmış. oynadığımız özel maçlarda 4 galibiyet, 3 beraberlik ve 5 mağlubiyet yaşamışız. mağlup olduğumuz takımlar: slovakya, finlandiye, avusturya, çek cumhuriyeti ve slovenya; öte yandan mağlup ettiğimiz takımlar ise: gürcistan, bulgaristan, ukrayna ve portekiz;
gana, letonya ve danimarka ile de berabere kalmışız. pek hoş bir tablo değil. resmi altı grup maçımızda ise : 2 galibiyet, 3 mağlubiyet ve 1 beraberliğimiz var. andorra ve estonya'yı yeniyor, hollanda, romanya ve macaristan'a yeniliyor ve gruptan çıkamıyoruz o dönem de.
milli takım farklı bir kulvar, kulüp yönetmekle bir değildir tabi diyor ve başakşehir'de avrupa macerasına bir göz atıyoruz. oradaki performansı da: 14 maç 1 galibiyet, 7 mağlubiyet, 6 beraberlik. shakhtar donetsk ve sevilla'yı saymazsak kağıt üstünde dezavantajlı konumda olduğu bir rakibi de olmamış diyebiliriz.
buradan da çok rahat anlaşıldığı gibi başakşehir'in bu kadro kalitesiyle, süper lig'deki yarattığı bu etkiyle inanılmaz çelişen bir performansı var. ligdeki büyük maçlarda içerde dışarda fark etmeksizin üç büyüklere korku salan, geçen sezonu şampiyonluk yarışında tamamlamış bir kulübün teknik direktörünün uluslararası karşılaşmalarda aldığı sonuçların bu şekilde olması düşündürücü.
odağın kendi çalıştırdığı kulüpler üzerinde olmadığı lig ve kupa maçlarında böylesine iyi bir performansı varken, ilginin biraz arttığı ve avrupa sahnesinde izlendiği bir ortamda böyle kötü bir performansa sahip olması baskıya direnemediği anlamına geliyor. sözün özü büyük takım hocası olacak mental özelliklere sahip olmayan; ancak başakşehir kulübü için en doğru tercih olan, muhtemelen de türkiye'de başka bir takım çalıştıramayacak olan teknik direktör.
hem milli takım ile hem de başakşehir futbol kulübü çatısı altındaki kariyerinde uluslararası maçlardaki istatistikleri gerçekten normal gözükmüyor. ligimizde avrupa'da boy gösteren, nispeten uluslararası seviyede oynayan üç takım olan galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş'a kök söktürürken aynı kulvardaki diğer mücadelelerine bir göz atacak olursak;
türkiye a milli takımı ile, 12 özel ve 6'sı resmi olmak üzere 18 maça çıkmış. oynadığımız özel maçlarda 4 galibiyet, 3 beraberlik ve 5 mağlubiyet yaşamışız. mağlup olduğumuz takımlar: slovakya, finlandiye, avusturya, çek cumhuriyeti ve slovenya; öte yandan mağlup ettiğimiz takımlar ise: gürcistan, bulgaristan, ukrayna ve portekiz;
gana, letonya ve danimarka ile de berabere kalmışız. pek hoş bir tablo değil. resmi altı grup maçımızda ise : 2 galibiyet, 3 mağlubiyet ve 1 beraberliğimiz var. andorra ve estonya'yı yeniyor, hollanda, romanya ve macaristan'a yeniliyor ve gruptan çıkamıyoruz o dönem de.
milli takım farklı bir kulvar, kulüp yönetmekle bir değildir tabi diyor ve başakşehir'de avrupa macerasına bir göz atıyoruz. oradaki performansı da: 14 maç 1 galibiyet, 7 mağlubiyet, 6 beraberlik. shakhtar donetsk ve sevilla'yı saymazsak kağıt üstünde dezavantajlı konumda olduğu bir rakibi de olmamış diyebiliriz.
buradan da çok rahat anlaşıldığı gibi başakşehir'in bu kadro kalitesiyle, süper lig'deki yarattığı bu etkiyle inanılmaz çelişen bir performansı var. ligdeki büyük maçlarda içerde dışarda fark etmeksizin üç büyüklere korku salan, geçen sezonu şampiyonluk yarışında tamamlamış bir kulübün teknik direktörünün uluslararası karşılaşmalarda aldığı sonuçların bu şekilde olması düşündürücü.
odağın kendi çalıştırdığı kulüpler üzerinde olmadığı lig ve kupa maçlarında böylesine iyi bir performansı varken, ilginin biraz arttığı ve avrupa sahnesinde izlendiği bir ortamda böyle kötü bir performansa sahip olması baskıya direnemediği anlamına geliyor. sözün özü büyük takım hocası olacak mental özelliklere sahip olmayan; ancak başakşehir kulübü için en doğru tercih olan, muhtemelen de türkiye'de başka bir takım çalıştıramayacak olan teknik direktör.
