157
seyretmesi çok keyifli bir müsabakaydı. özellikle bu tarz maçlarda herhangi bir taraf değilsen keyfi 2 kat artıyor. kadıköy, derbi, hakem mevzularına girmeden maçla ilgili bir kaç şey yazmaya çalışacağım.
fenerbahçe geçen hafta oyun formasyonunda değişime gitti. pek uçuk kaçık bir şey olmasa da bence 2 haftalık oyunlarını buna borçlular. gerek dirar'ın vasatın altı sağ açık performansı gerek valbuena'nın gezgin oyunu gerekse de isla kulvarını daha etkili kullanma çabası bu farklılığa neden oldu. aykut kocaman konyaspor'da yaptığı beki etkili kullanma arayışı skubic ile kendini göstermişti. ilk haftalar bunu fenerbahçe'de fazla göremesek de futbol anlayışı içinde bunun yer aldığı son 2 haftadır isla ile görüyoruz. formasyon değişikliği diyorduk:
josef
dirar(ekici) ozan
guilano valbuena
dirar'ı sağ iç pozisyonuna çekilmesi orta saha oyuncu sayısını artırarak hem savunmada bi tık emniyeti artırma hem de hücumda valbuena'nın organizatörlüğünün etkinliğini artırma arayışının bir sonucu. böylece hem josef'i hep istediği tek ön liberoda kullanıyor ek olarak isla'nın kulvarını daha etkili kullanmaya başlıyorlar. zira valbuena da sık sık sağa gelerek sağ tarafta çok oyunculu aynı zamanda meziyetli bir alan paylaşımı yaratmış olunuyor. derbide dirar sakatlığı sebebiyle yoktu, ekici de sakatlıktan yeni dönmesi sebebiyle 45 dk oynayabildi. ek olarak kırmızı kartlar da vardı. dolayısıyla aykut kocaman'ın oynatmak istediği sistemi ilk 45 dk'da daha net görebildik. fazlasıyla agresif, rakibi yıldırmaya yönelik bir mücadele ve buna ek olarak doğrudan 3.bölgeye hızlı geçiş çabası içinde bir takım gördük. buna da beşiktaş'ın antitez üretmemesinden ötürü planın fenerbahçe'nin istediği gibi gittiği söylenebilir.
beşiktaş içinse; şenol güneş'in maça özel bir planı yok demek ne kadar doğru olabilir bilmiyorum ama en azından maça etki edecek ekstra bir oyun, değişiklik gösteremedi. oğuzhan ve atiba'ya yapılan prese herhangi bir cevap veya bir b planı ortaya koyamadılar. ayrıca maçı tabiri caizse uyutması gereken taraf beşiktaş iken; provoke olmaya meyilli oyuncu sayısının fazlalığı ile de fenerbahçe'nin arzu ettiği oyunun oynanmasına sebebiyet verdi.
son olarak janssen'den bahsedeyim istiyorum. hakikaten çok komple bir forvet. inanılmaz istekli buna ek olarak pepe'yi sırtında taşıyacak kadar kuvvetli bir santrfor. ikinci yarıda o da bi hayli düşse de lig için fazla bir forvet.
açıkçası bu maç gösterdi ki; iki takımın da bi hayli defosu var ve şampiyonluk ve derbi maçları için umutlu olmamak için hiçbir sebep yok. yeter ki oyun iştahımız ve arzumuzu kaybetmeyelim. bursa maçını da kazanırsak rüzgarı arkamıza alacağımızı düşünüyorum.*
fenerbahçe geçen hafta oyun formasyonunda değişime gitti. pek uçuk kaçık bir şey olmasa da bence 2 haftalık oyunlarını buna borçlular. gerek dirar'ın vasatın altı sağ açık performansı gerek valbuena'nın gezgin oyunu gerekse de isla kulvarını daha etkili kullanma çabası bu farklılığa neden oldu. aykut kocaman konyaspor'da yaptığı beki etkili kullanma arayışı skubic ile kendini göstermişti. ilk haftalar bunu fenerbahçe'de fazla göremesek de futbol anlayışı içinde bunun yer aldığı son 2 haftadır isla ile görüyoruz. formasyon değişikliği diyorduk:
josef
dirar(ekici) ozan
guilano valbuena
dirar'ı sağ iç pozisyonuna çekilmesi orta saha oyuncu sayısını artırarak hem savunmada bi tık emniyeti artırma hem de hücumda valbuena'nın organizatörlüğünün etkinliğini artırma arayışının bir sonucu. böylece hem josef'i hep istediği tek ön liberoda kullanıyor ek olarak isla'nın kulvarını daha etkili kullanmaya başlıyorlar. zira valbuena da sık sık sağa gelerek sağ tarafta çok oyunculu aynı zamanda meziyetli bir alan paylaşımı yaratmış olunuyor. derbide dirar sakatlığı sebebiyle yoktu, ekici de sakatlıktan yeni dönmesi sebebiyle 45 dk oynayabildi. ek olarak kırmızı kartlar da vardı. dolayısıyla aykut kocaman'ın oynatmak istediği sistemi ilk 45 dk'da daha net görebildik. fazlasıyla agresif, rakibi yıldırmaya yönelik bir mücadele ve buna ek olarak doğrudan 3.bölgeye hızlı geçiş çabası içinde bir takım gördük. buna da beşiktaş'ın antitez üretmemesinden ötürü planın fenerbahçe'nin istediği gibi gittiği söylenebilir.
beşiktaş içinse; şenol güneş'in maça özel bir planı yok demek ne kadar doğru olabilir bilmiyorum ama en azından maça etki edecek ekstra bir oyun, değişiklik gösteremedi. oğuzhan ve atiba'ya yapılan prese herhangi bir cevap veya bir b planı ortaya koyamadılar. ayrıca maçı tabiri caizse uyutması gereken taraf beşiktaş iken; provoke olmaya meyilli oyuncu sayısının fazlalığı ile de fenerbahçe'nin arzu ettiği oyunun oynanmasına sebebiyet verdi.
son olarak janssen'den bahsedeyim istiyorum. hakikaten çok komple bir forvet. inanılmaz istekli buna ek olarak pepe'yi sırtında taşıyacak kadar kuvvetli bir santrfor. ikinci yarıda o da bi hayli düşse de lig için fazla bir forvet.
açıkçası bu maç gösterdi ki; iki takımın da bi hayli defosu var ve şampiyonluk ve derbi maçları için umutlu olmamak için hiçbir sebep yok. yeter ki oyun iştahımız ve arzumuzu kaybetmeyelim. bursa maçını da kazanırsak rüzgarı arkamıza alacağımızı düşünüyorum.*