1498
türkiye'deki spor yorumcularını eleştirmeye kalksak, sabaha kadar konuşuruz. fakat bazı eleştiriler gerçekten çok beyhude. kaşının üstünde gözün var tadında mesnetsiz eleştiriler de olmuyor değil. elbette gerçekten saçmalamaktan öteye geçemediği için çekilmeyecek olanları da söz konusu. ancak bu sektörün artık gerektirdiği bir şey midir, yoksa gerçekten yorum farklılığından mı kaynaklanıyor bu durum, bilemiyorum, ama buna takılıp kalmamak lazım. mehmet demirkol bu alanda takip edilecek ve sözüne itimat edilecek kişilerden birisidir. yaptığı bazı - tırnak içinde- 'tarafgirli' yorumlar bunu değiştirecek değil. büyük resme bakmak lazım. yoksa sözlükte en az eleştiri yiyen adam, ali ece'nin de bayağı kirli çamaşırı çıkar.
dinleyip dinlememek elbette sizlerin bileceği iş, ancak ben başka bir noktaya parmak basmak istiyorum. biz niye bu adamlarla zaman kaybediyoruz ki? bunun yerine dönemin en popüler ve kaliteli oyuncuların yazdıkları kitapları okumak çok daha güzel bir iş olamaz mı? hem kitap okumak gibi oldukça kutsi bir meseleyi gerçekleştirmiş olup, hem de soyunma odasında daha önce hiç dillendirilmeyen şeylere vakıf olmak daha nitelikli bir şey değil midir?
(bkz: #2094722)
zamanında şuraya böyle bir şey araştırıp bırakmıştım, bu kitapları okumanızı öneririm. bu kitapları okumak, akşam sekizden sonra a spor, ntv spor açıp göbeğini kaşıya kaşıya boş boş oturup dinlemekten çok daha faydalı olacaktır. "kitap okuyacaksam bunlarla zaman mı kaybederim, okunmaya değer bir sürü klasik var" derseniz zaten boynum kıldan ince. o zaman hodri meydan.
bu entrynin dışında, ülkemizdeki ve dünya genelindeki asıl mesleği yazarlık olanların futbol ve sporla alakalı kitaplarını da derleyip atma isteğim var. inşallah en yakın zamanda onu da tamamlarım.
ilk olarak da ali ece'nin "ayak oyunlarından akıl oyunlarına: futbol" kitabını önermek istiyorum. kitap üç bölüme ayrılmış, önce almanya, sonra ingiltere futbolu ve gelişimi, sonuncusu da transfer kısmının ele alındığı bölüm. henüz ingiltere kısmındayım. inanın çok garip şeyler dönmüş kıta avrupa'sında. bir an evvel okumanızı tavsiye ederim. zaten aşağı yukarı 200 sayfalık bir şey.
dinleyip dinlememek elbette sizlerin bileceği iş, ancak ben başka bir noktaya parmak basmak istiyorum. biz niye bu adamlarla zaman kaybediyoruz ki? bunun yerine dönemin en popüler ve kaliteli oyuncuların yazdıkları kitapları okumak çok daha güzel bir iş olamaz mı? hem kitap okumak gibi oldukça kutsi bir meseleyi gerçekleştirmiş olup, hem de soyunma odasında daha önce hiç dillendirilmeyen şeylere vakıf olmak daha nitelikli bir şey değil midir?
(bkz: #2094722)
zamanında şuraya böyle bir şey araştırıp bırakmıştım, bu kitapları okumanızı öneririm. bu kitapları okumak, akşam sekizden sonra a spor, ntv spor açıp göbeğini kaşıya kaşıya boş boş oturup dinlemekten çok daha faydalı olacaktır. "kitap okuyacaksam bunlarla zaman mı kaybederim, okunmaya değer bir sürü klasik var" derseniz zaten boynum kıldan ince. o zaman hodri meydan.
bu entrynin dışında, ülkemizdeki ve dünya genelindeki asıl mesleği yazarlık olanların futbol ve sporla alakalı kitaplarını da derleyip atma isteğim var. inşallah en yakın zamanda onu da tamamlarım.
ilk olarak da ali ece'nin "ayak oyunlarından akıl oyunlarına: futbol" kitabını önermek istiyorum. kitap üç bölüme ayrılmış, önce almanya, sonra ingiltere futbolu ve gelişimi, sonuncusu da transfer kısmının ele alındığı bölüm. henüz ingiltere kısmındayım. inanın çok garip şeyler dönmüş kıta avrupa'sında. bir an evvel okumanızı tavsiye ederim. zaten aşağı yukarı 200 sayfalık bir şey.