5680
17/18 sezonunda sakin olması gereken taraftar. hem övgüde, hem yergide. her ikisinde de bir panik havası mevcut. anlayamıyorum.
10 eylül 2017 antalyaspor maçı sonrası yine yangın havasına girmiş. fakat durum o değil. bir defa burnumuz kaf dağındaydı indi iyi oldu. ikincisi takımın eksikleri vardı, organizasyon sıkıntısı yaşıyorduk, çünkü set hücumunda yetenekli, pasör ve yaratıcı oyuncumuz yok. bu iyice anlaşıldı iyi oldu.
ancak maç özelinde konuşursak... zemin berbattı. bu zeminde pres, dripling, istasyon inanılmaz ağır sakatlıklara yol açabilir. o nedenle verilen paslarda topun seke seke ilerlemesini görünce galatasaray bu gün pres yapamaz dedim peder beye. nitekim sıcak ve nemle birleşince yapamadı da.
bu takımın en büyük artısı yeteneğimize oranladığımızda fizik kalitemiz çok iyi. hatta bence ligin en iyisiyiz. fakat bunu sahaya yansıtamazsak işte farkımızı ortaya koyamıyoruz. yani antalya deplasmanı her zaman yaşayacağımız şartların bir sonucu değil. ligde böyle elverişsiz zeminler 3-4 defa daha karşımıza çıkacaktır. hepsinde kayıp yaşamayız.
ayrıca takımın bir sorunu kaliteli futbolcu sayısının azlığı. 11 iyi oyuncumuz ve oyuna müdahale anlamında latovlevici'yi de sayarsak, eren ve rodrigues(tolga) olmak üzere 3 tane de kaliteli yedeğimiz var. muslera maç içerisinde değişmez. yedek kalecimiz de iyi. muhtemelen fenerbahçe'ye büyük katkı sağlardı... antalyaspor maçı'nda hazır olmayan feghouli'yi o sahaya sürmek; "tekrar sakatlan, yan bas ayak bileği bağlarını kopar" demek olacağından açıkcası değişiklik yapacak oyuncumuz da yok gibiydi. bence 2 puan uğruna son 5 dakika sahaya sürülmesi de hataydı.
ben mesela antalya maçı'nın kolay geçeceğini düşünüyordum. çünkü önceki haftalarda dağınık bir takım görüntüsü çizdiler. kolay geçerdi de... ama gerçekten hiç mücadele edemedik. her topu rakibe bırakınca o kadar hücum etmelerine rağmen doğru dürüst pozisyona giremeden golü buldular. buna da sürümden kazanmak denir. sonuna kadar hakettiler o golü de.
daha dün aykut kocaman hakkında yazarken benzer şeyleri ifade ettim. (bkz: #2244998) çok çok çok iyi değiliz. sadece iyiyiz. erken havaya girmek büyük motivasyon kayıpları yaşatabilir taraftara sezon içerisinde. sakin olalım. inançlı olalım. puan kayıpları yaşanacaktır. kendimizi kaf dağının zirvesinde görmeyelim ama panik de yaratmayalım.
malesef belhanda bizi organizasyon olarak taşıyacak futbolcu değil. bu görülüyor. ancak feghouli formunu bulursa yaratıcılık sıkıntımız azalır. ndiaye'nin rakip kale önünde daha fazla görülmesi şart. normalde ofansif anlamda baya yetenekli bir oyuncu. mesela pres kırarken etkin olması lazım. dripling özelliğini kullanmalı, rakip hatlarını yarabilmeli. bunu osmanlıspor'da sürekli yapıyordu. hatta pozisyonları tamamlayıp asist veya gol olarak skora dönüştürüyordu. evet burası galatasaray. osmanlıspor'a benzemez. ama kapanıp geriye yaslandığımız anlarda bu durum bir avantaj. çünkü rakibi yarıp gittiğinde ilerde feghouli, gomis gibi oyuncular bekliyor olacak.
malesef istediğimiz seviyede 14 kişilik bir kadromuz var. onun dışında serdar var. yasin var. selçuk var. bir de gençler var. (bkz: #2245910) hocanın değerlendirmek istemediği koray günter opsiyonu var. zorluklar yaşamadan, her maçımızı kazanarak ilerleyemeyiz. görüldüğü üzere sıkıştığımızda hakemler de yardımımıza koşmuyor. ama dün adil bir yönetim gördük. hatta ne yalan söyliyim linnes'in sarı kartı kırmızı da olabilirdi. ben bu kadarına razıyım.
kadro sıkıntısı nedeniyle en büyük korkumuz sakatlık olur. bence dua edelim de ciddi sakatlık yaşanmasın. zaten az maçla sezonu tamamlayacağız. eksik kalmazsak bu kadro bizi taşır.
panikle ortalığı yangın yerine çevirmeye gerek yok. tudor'un da seçenekleri sınırlı. teknik adama sabır göstermemiz gerekiyor. muhtemelen 5. hafta sahada özlediğimiz galatasaray'ı tekrar görücez. merak etmeyin.
10 eylül 2017 antalyaspor maçı sonrası yine yangın havasına girmiş. fakat durum o değil. bir defa burnumuz kaf dağındaydı indi iyi oldu. ikincisi takımın eksikleri vardı, organizasyon sıkıntısı yaşıyorduk, çünkü set hücumunda yetenekli, pasör ve yaratıcı oyuncumuz yok. bu iyice anlaşıldı iyi oldu.
ancak maç özelinde konuşursak... zemin berbattı. bu zeminde pres, dripling, istasyon inanılmaz ağır sakatlıklara yol açabilir. o nedenle verilen paslarda topun seke seke ilerlemesini görünce galatasaray bu gün pres yapamaz dedim peder beye. nitekim sıcak ve nemle birleşince yapamadı da.
bu takımın en büyük artısı yeteneğimize oranladığımızda fizik kalitemiz çok iyi. hatta bence ligin en iyisiyiz. fakat bunu sahaya yansıtamazsak işte farkımızı ortaya koyamıyoruz. yani antalya deplasmanı her zaman yaşayacağımız şartların bir sonucu değil. ligde böyle elverişsiz zeminler 3-4 defa daha karşımıza çıkacaktır. hepsinde kayıp yaşamayız.
ayrıca takımın bir sorunu kaliteli futbolcu sayısının azlığı. 11 iyi oyuncumuz ve oyuna müdahale anlamında latovlevici'yi de sayarsak, eren ve rodrigues(tolga) olmak üzere 3 tane de kaliteli yedeğimiz var. muslera maç içerisinde değişmez. yedek kalecimiz de iyi. muhtemelen fenerbahçe'ye büyük katkı sağlardı... antalyaspor maçı'nda hazır olmayan feghouli'yi o sahaya sürmek; "tekrar sakatlan, yan bas ayak bileği bağlarını kopar" demek olacağından açıkcası değişiklik yapacak oyuncumuz da yok gibiydi. bence 2 puan uğruna son 5 dakika sahaya sürülmesi de hataydı.
ben mesela antalya maçı'nın kolay geçeceğini düşünüyordum. çünkü önceki haftalarda dağınık bir takım görüntüsü çizdiler. kolay geçerdi de... ama gerçekten hiç mücadele edemedik. her topu rakibe bırakınca o kadar hücum etmelerine rağmen doğru dürüst pozisyona giremeden golü buldular. buna da sürümden kazanmak denir. sonuna kadar hakettiler o golü de.
daha dün aykut kocaman hakkında yazarken benzer şeyleri ifade ettim. (bkz: #2244998) çok çok çok iyi değiliz. sadece iyiyiz. erken havaya girmek büyük motivasyon kayıpları yaşatabilir taraftara sezon içerisinde. sakin olalım. inançlı olalım. puan kayıpları yaşanacaktır. kendimizi kaf dağının zirvesinde görmeyelim ama panik de yaratmayalım.
malesef belhanda bizi organizasyon olarak taşıyacak futbolcu değil. bu görülüyor. ancak feghouli formunu bulursa yaratıcılık sıkıntımız azalır. ndiaye'nin rakip kale önünde daha fazla görülmesi şart. normalde ofansif anlamda baya yetenekli bir oyuncu. mesela pres kırarken etkin olması lazım. dripling özelliğini kullanmalı, rakip hatlarını yarabilmeli. bunu osmanlıspor'da sürekli yapıyordu. hatta pozisyonları tamamlayıp asist veya gol olarak skora dönüştürüyordu. evet burası galatasaray. osmanlıspor'a benzemez. ama kapanıp geriye yaslandığımız anlarda bu durum bir avantaj. çünkü rakibi yarıp gittiğinde ilerde feghouli, gomis gibi oyuncular bekliyor olacak.
malesef istediğimiz seviyede 14 kişilik bir kadromuz var. onun dışında serdar var. yasin var. selçuk var. bir de gençler var. (bkz: #2245910) hocanın değerlendirmek istemediği koray günter opsiyonu var. zorluklar yaşamadan, her maçımızı kazanarak ilerleyemeyiz. görüldüğü üzere sıkıştığımızda hakemler de yardımımıza koşmuyor. ama dün adil bir yönetim gördük. hatta ne yalan söyliyim linnes'in sarı kartı kırmızı da olabilirdi. ben bu kadarına razıyım.
kadro sıkıntısı nedeniyle en büyük korkumuz sakatlık olur. bence dua edelim de ciddi sakatlık yaşanmasın. zaten az maçla sezonu tamamlayacağız. eksik kalmazsak bu kadro bizi taşır.
panikle ortalığı yangın yerine çevirmeye gerek yok. tudor'un da seçenekleri sınırlı. teknik adama sabır göstermemiz gerekiyor. muhtemelen 5. hafta sahada özlediğimiz galatasaray'ı tekrar görücez. merak etmeyin.