3345
rakiplerimiz fenerbahçe, beşiktaş ve trabzonspor lig açılışında üst üste üç pas yapamazken tudor yönetimindeki galatasaray yeni sezonun iddialı takımlarından kayserispor'u pas pas yaptı. sahada rakibi ısıran, top rakibe geçtikten maksimum üç saniye sonra topu geri kazanan, alan parselizasyonunu çok doğru yapan, taktik disipline bağlı, hücuma hızlı çıkan, yeri geldiğinde ayağa paslarla rakibi bezdiren, art arda atak yapma gücüne erişmiş bir galatasaray gördük. bununla beraber kayserispor gibi fizik gücü yüksek bir ekibe karşı dahi maç sonuna kadar fizik olarak üstün devam ettik ki normal bir üstünlük de değildi bu. kedinin fareyle oynadığı gibi rakibiyle oynayan, istediği her şeyi yapmaya yeten bir fizik kondisyon ile maçı tamamladık.
maalesef yakın döneme kadar kendisiyle ''vur kırbacı hoccam, indiana jones, kondisyoner'' gibi alaycı ifadelerle dalga geçiliyordu. halbuki modern futbolun olmazsa olmazı koşu- doğru koşudur ve taraftarımız takımın hocası bunu önemsiyor diye onunla dalga geçiyordu. bugün geldiğimiz noktada herhalde herkes fiziki kapasitenin ne kadar önemli olduğunu, fizik kapasiteniz iyiyse rakibin nasıl elek yapılabileceğini görmüştür. sahada temposuyla, rakip takımı tiye alan bir galatasaray izledik. sanki kaç tane yersek yiyelim canımız isterse gol atacakmışız gibi bir hava hissettirdiler oyun içinde. fiziken iyi oyunculardan kurulu kayserispor bile kondisyonu muazzam seviyede olan galatasaray karşısında şöyle kaldı: https://i.hizliresim.com/6XzQ8k.jpg
belki geçen sene tudor'un bizlere vadettiği futbolu göremeyenler olmuş olabilir ama futbolu dikkatli izleyenler tudor'un ilk maçına ve ardındaki beşiktaş maçına bakarak onun kafasındaki ısırgan- tempolu- hızlı futbolu görmüşlerdir. tudor'a destek çıkma nedenim de buydu zira karabük takımını da bu doğrultuda hangi seviyeye çıkarttığını çok net görmüştüm. bitik, toplama karabükspor takımına hiç umulmadık maçlar kazandırmış, oynattığı futbolla taraflı tarafsız herkesin taktirini toplamıştı. yine aynı karabükspor hakemler tarafından o dönem en çok haksızlığa uğrayan takım olmuş, buna rağmen kendi sahalarındaki performasla lig zirvesinde yer almışlardı. işte karabükspor'u takip edenler bu somut performansa dayanarak tudor'a sabredilmesi gerektiğini, kendi takımını kurma şansı verilmesini, yaz kampında yükleme yapmasını söylediler ki ben de dahilim bu gruba. görülen köyün kılavuz istemeyeceği üzere ligin ilk maçında gördük ki en iyi futbolu oynayan takım galatasaray, hem de ırın kırınla değil bastıra bastıra, açık ara farkla.
bugün televizyonlara bakın, bizi öldüremeye gelen(!) rakip takım teknik direktöründen tutun rıdvan dilmen'ine şansal büyüka'sına, aklınıza gelebilecek her türlü isime kadar galatasaray'ın sahadaki performansına hayran kaldılar ve bunu belirtiyorlar. en son böyle övgü yağmurunu herhalde real madrid'i üçlediğimiz maçtan sonra hatırlıyorum daha sonrasında dördüncü yıldızı taktığımızda dahi saha içinde futbol anlamında bu kadar çok övgü aldığımızı hatırlamıyorum. hal böyleyken galatasaray tüm türkiye'nin aklını almışken tudor'a destek olmayacağız da kime olacağız ha?
buraya kadarki kısmı da geçelim hadi, öyle bir oyun kurgusu yaratmış ki rakipler bizi analiz ettikten sonra bir yetmişlik devirse yeridir çünkü üzerine strateji geliştirmesi çok zor bir takım olmuşuz. kendi sahanda kalıp kapansan garry, belhanda, feghouli, ndiaye, gomis gibi sihirli ayaklar ve şapkadan tavşan çıkartabilecek oyuncular var. böyle bir hücum hattına kapanan her takım illa ki gol yer ki golü yedikten sonra da tüm planın çöküyor zaten. ee hücum yapayım desen, topu kendi sahasında kaptıktan beş saniye sonra gol pozisyonuna girecek kadar hızlı hücuma çıkan bir takım var karşında. yine plan yaş. yani öyle bir takım yaratılmış ki rakipler kapansa bir dert, hücum etse iki dert. zaten kayserispor da bunu daha ilk yarıda anlayıp top yekün hücuma çıkmayı kesti. koskoca maçta bir pozisyonu falan var kayseri takımının ve bizim de en az 7-8 net gollük pozisyonumuz var aynı zamanda.
ek olarak, defanstan ayağa pasla çıkma yaması da yüklemiş takıma, izlerken mest oldum. başakşehir de brugge takımını bu taktikle elemişti. kaleci ve defans dörtlüsü hatta orta ikili arasında sahanın köşelerine kadar açılıp pas yaparak rakibin üzerlerine gelmelerini sağlıyor ve birden ani atakla rakibi eksik bulmanın da güzelliğiyle gol pozisyonu yaratıyorsun. gol pozisyonu yaratamasan bile rakip hücumları yoruyor, rakibin press gücünü kırıyorsun ve rakip üstüne gelemiyor.
şimdilik harikasın tudor hocam, sana inananları lig açılışında mahcup etmedin aksine bir de gurur duymamızı sağladın.
şampiyonluk kupası ellerinde yükselsin, yolun açık olsun.
*
maalesef yakın döneme kadar kendisiyle ''vur kırbacı hoccam, indiana jones, kondisyoner'' gibi alaycı ifadelerle dalga geçiliyordu. halbuki modern futbolun olmazsa olmazı koşu- doğru koşudur ve taraftarımız takımın hocası bunu önemsiyor diye onunla dalga geçiyordu. bugün geldiğimiz noktada herhalde herkes fiziki kapasitenin ne kadar önemli olduğunu, fizik kapasiteniz iyiyse rakibin nasıl elek yapılabileceğini görmüştür. sahada temposuyla, rakip takımı tiye alan bir galatasaray izledik. sanki kaç tane yersek yiyelim canımız isterse gol atacakmışız gibi bir hava hissettirdiler oyun içinde. fiziken iyi oyunculardan kurulu kayserispor bile kondisyonu muazzam seviyede olan galatasaray karşısında şöyle kaldı: https://i.hizliresim.com/6XzQ8k.jpg
belki geçen sene tudor'un bizlere vadettiği futbolu göremeyenler olmuş olabilir ama futbolu dikkatli izleyenler tudor'un ilk maçına ve ardındaki beşiktaş maçına bakarak onun kafasındaki ısırgan- tempolu- hızlı futbolu görmüşlerdir. tudor'a destek çıkma nedenim de buydu zira karabük takımını da bu doğrultuda hangi seviyeye çıkarttığını çok net görmüştüm. bitik, toplama karabükspor takımına hiç umulmadık maçlar kazandırmış, oynattığı futbolla taraflı tarafsız herkesin taktirini toplamıştı. yine aynı karabükspor hakemler tarafından o dönem en çok haksızlığa uğrayan takım olmuş, buna rağmen kendi sahalarındaki performasla lig zirvesinde yer almışlardı. işte karabükspor'u takip edenler bu somut performansa dayanarak tudor'a sabredilmesi gerektiğini, kendi takımını kurma şansı verilmesini, yaz kampında yükleme yapmasını söylediler ki ben de dahilim bu gruba. görülen köyün kılavuz istemeyeceği üzere ligin ilk maçında gördük ki en iyi futbolu oynayan takım galatasaray, hem de ırın kırınla değil bastıra bastıra, açık ara farkla.
bugün televizyonlara bakın, bizi öldüremeye gelen(!) rakip takım teknik direktöründen tutun rıdvan dilmen'ine şansal büyüka'sına, aklınıza gelebilecek her türlü isime kadar galatasaray'ın sahadaki performansına hayran kaldılar ve bunu belirtiyorlar. en son böyle övgü yağmurunu herhalde real madrid'i üçlediğimiz maçtan sonra hatırlıyorum daha sonrasında dördüncü yıldızı taktığımızda dahi saha içinde futbol anlamında bu kadar çok övgü aldığımızı hatırlamıyorum. hal böyleyken galatasaray tüm türkiye'nin aklını almışken tudor'a destek olmayacağız da kime olacağız ha?
buraya kadarki kısmı da geçelim hadi, öyle bir oyun kurgusu yaratmış ki rakipler bizi analiz ettikten sonra bir yetmişlik devirse yeridir çünkü üzerine strateji geliştirmesi çok zor bir takım olmuşuz. kendi sahanda kalıp kapansan garry, belhanda, feghouli, ndiaye, gomis gibi sihirli ayaklar ve şapkadan tavşan çıkartabilecek oyuncular var. böyle bir hücum hattına kapanan her takım illa ki gol yer ki golü yedikten sonra da tüm planın çöküyor zaten. ee hücum yapayım desen, topu kendi sahasında kaptıktan beş saniye sonra gol pozisyonuna girecek kadar hızlı hücuma çıkan bir takım var karşında. yine plan yaş. yani öyle bir takım yaratılmış ki rakipler kapansa bir dert, hücum etse iki dert. zaten kayserispor da bunu daha ilk yarıda anlayıp top yekün hücuma çıkmayı kesti. koskoca maçta bir pozisyonu falan var kayseri takımının ve bizim de en az 7-8 net gollük pozisyonumuz var aynı zamanda.
ek olarak, defanstan ayağa pasla çıkma yaması da yüklemiş takıma, izlerken mest oldum. başakşehir de brugge takımını bu taktikle elemişti. kaleci ve defans dörtlüsü hatta orta ikili arasında sahanın köşelerine kadar açılıp pas yaparak rakibin üzerlerine gelmelerini sağlıyor ve birden ani atakla rakibi eksik bulmanın da güzelliğiyle gol pozisyonu yaratıyorsun. gol pozisyonu yaratamasan bile rakip hücumları yoruyor, rakibin press gücünü kırıyorsun ve rakip üstüne gelemiyor.
şimdilik harikasın tudor hocam, sana inananları lig açılışında mahcup etmedin aksine bir de gurur duymamızı sağladın.
şampiyonluk kupası ellerinde yükselsin, yolun açık olsun.
*