4722
tarihin gördüğü en kötü galatasaray başkanı. normal bir türkiye'de şimdiye kadar elli kere linç edilip koltuktan indirilmişti.
ama bir güç var bunu orada tutan.
öyle bir güç ki; taksim'in orta yerindeki küçücük yeşil alana dikilecek avmnin rantından tutun, cennet koylara yapılacak otelin ruhsatına, köprü yapımı için istimlak edilip sonra da imara açılan orman arazilerinden tutun yenisini yaptıktan sonra kapanacak havalimanının arsasına kadar para edecek ülkenin neresinde hangi toprak parçası varsa bu güç orada hazır ve nazır. tezgahı her zaman kurulu. bu arazilerle ilgilenecek kim varsa o tezgahtan mutlaka geçmek zorunda. geçmemenin bir yolu yok, zaten tezgahtan geçmeyi adet edinmiş kim varsa onlar yanaşabiliyor tezgaha.
elimizde para edecek güzel arazilerimiz vardı. güç odakları ile en ufak akçeli işi olmayan, servetini yurtdışında yapmış ve işlerinin büyük kısmı da halen orada olan ünal aysal bize buranın rantını yedirmez, siktiri çeker eyvallah da etmez diye adama satma izni verdirmediler. bir ton engel çıkarttılar, kaçırdılar.
bu silik, pasif, beceriksiz adama verdirdiler. elinde olanı aldıkları gibi daha melul melul yüze baktırır oldular. çok kızıyoruz, sövüyoruz, sayıyoruz ama adamlar kendileri açık açık söylüyor, bu arazi işleri bitmeden biz gitmeyiz diyor. elimizden bir şey gelmiyor.
hepimiz her şeyin farkındayız. ancak beddua ediyoruz, sövüyoruz, sayıyoruz. başka bir şey de yapamıyoruz. bu ülkede çok hak yeniyor, güç odakları ülkede istedikleri gibi at koşturuyor, hak yiyor, rant yiyor, talan ediyor, vurgun yapıyor ve hiçbir şey olmuyor. hak da güçlüden yana, hukuk da güçlüden yana. karşı çıkan bin kulp takılıp bertaraf ediliyor anında. kimse sesini çıkartamıyor. çok dindar biri değilim ama gönülden gelerek dua ediyorum, kalpten gelen bir istekle dua ediyorum. inşallah bir gün bu devran döner, hak eden hakkını bulur, hak yiyen cezasını çeker.
inşallah bir daha dursun özbek gibiler bu kulübün başına gelemez.
ama bir güç var bunu orada tutan.
öyle bir güç ki; taksim'in orta yerindeki küçücük yeşil alana dikilecek avmnin rantından tutun, cennet koylara yapılacak otelin ruhsatına, köprü yapımı için istimlak edilip sonra da imara açılan orman arazilerinden tutun yenisini yaptıktan sonra kapanacak havalimanının arsasına kadar para edecek ülkenin neresinde hangi toprak parçası varsa bu güç orada hazır ve nazır. tezgahı her zaman kurulu. bu arazilerle ilgilenecek kim varsa o tezgahtan mutlaka geçmek zorunda. geçmemenin bir yolu yok, zaten tezgahtan geçmeyi adet edinmiş kim varsa onlar yanaşabiliyor tezgaha.
elimizde para edecek güzel arazilerimiz vardı. güç odakları ile en ufak akçeli işi olmayan, servetini yurtdışında yapmış ve işlerinin büyük kısmı da halen orada olan ünal aysal bize buranın rantını yedirmez, siktiri çeker eyvallah da etmez diye adama satma izni verdirmediler. bir ton engel çıkarttılar, kaçırdılar.
bu silik, pasif, beceriksiz adama verdirdiler. elinde olanı aldıkları gibi daha melul melul yüze baktırır oldular. çok kızıyoruz, sövüyoruz, sayıyoruz ama adamlar kendileri açık açık söylüyor, bu arazi işleri bitmeden biz gitmeyiz diyor. elimizden bir şey gelmiyor.
hepimiz her şeyin farkındayız. ancak beddua ediyoruz, sövüyoruz, sayıyoruz. başka bir şey de yapamıyoruz. bu ülkede çok hak yeniyor, güç odakları ülkede istedikleri gibi at koşturuyor, hak yiyor, rant yiyor, talan ediyor, vurgun yapıyor ve hiçbir şey olmuyor. hak da güçlüden yana, hukuk da güçlüden yana. karşı çıkan bin kulp takılıp bertaraf ediliyor anında. kimse sesini çıkartamıyor. çok dindar biri değilim ama gönülden gelerek dua ediyorum, kalpten gelen bir istekle dua ediyorum. inşallah bir gün bu devran döner, hak eden hakkını bulur, hak yiyen cezasını çeker.
inşallah bir daha dursun özbek gibiler bu kulübün başına gelemez.