2720
(bkz: #2205769)
quakerboy'un dediği gibi, kaderinin bir maç sonucuna bağlı olması yönetimin ne kadar beceriksiz olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. bir teknik direktör hakkında beş ayda karar veremedin de bir maçta mı karar vereceksin. bu gösteriyor ki, igor tudor iyi teknik direktör mü yoksa yetersiz mi hiçbir fikirleri yok. zaten dursun bakkal'ın en ufak bir bilgisi olmadığını, dolayısıyla bir fikrinin de olamayacağını biliyorum da diğerleri diyeceğim ki, birden kim ve hangi yönetici diye düşünüyorum kimse gelmiyor aklıma. işte beni üzen en önemli konu bu. yönetimde futbolu iyi biliyor dediğim bir yönetici yok maalesef. (genç yöneticileri istisna tutuyorum)
"taşıma suyla değirmen dönmez demiş" atalarımız. tam da bizim yöneticilerimize uygun bir atasözü. kendilerinde hiçbir bilgi olmayınca ordan-burdan aldıkları bilgilerle kararlar veriyorlar ama bunlar değirmeni döndermeye yetmiyor. bir hıncal'ın, bir pos bıyık tanburacı'nın bir ahmet çakır'ın, bir bilmem kimin fikirlerinden etkilenip hep yanlış kararlar veriyorlar. yıllardır taraftarı kahreden sabri, selçuk, yasin gibi futbolcular bu dinazorlar yüzünden kadroda kendilerine yer bulurken sneijder, bruma gibi yıldızlar takımdan hiç uğruna gönderiliyor.
her zaman söyledim yine tekrar ediyorum; başkan ve yönetimden en az iki kişinin, çocukluktan itibaren futbolun içinde olması, futbolu sevmesi, futboldan anlaması, futbolcu ve menejerler dünyasını iyi tanıması, federasyon ve hakemleri iyi etüt etmesi ve tuzaklara düşmemesi gerekir. bunlar paralı başkanların başa çıkabileceği şeyler değil. başkan futbol cahili ise, iyi danışmanlar falan da bir yere kadar götürüyor işi. sonra başlıyor yine istismarlar.
sonuç olarak igor tudor hakkında bir maça bakarak karar vermek ne kadar yanlış ise, bu güne kadar yaptığı fahiş hataları görememek de o kadar yanlıştır.
bazı arkadaşlar, sık td değişikliklerinin yanlış olduğunu belirtiyor. doğru aynen katılıyorum ama bu galatasaray gibi bir takımın, tamamen genç, tecrübesiz ve kendini isbat edememiş hocaları tercih etmesinden kaynaklanıyor. hamza hamzaoğlu, riekerink ve igor tudor böyleydi. mancini büyük oynayıp bütçe istediğinden, prandelli genetik uyumsuzluktan ayrıldı. mustafa denizli ise maalesef eskilerde takılıp kalmış olmasından dolayı gönderildi. yani şöyle adam gibi, kendini ispatlamış, uluslararası futbol kamuoyunda bilinen, genç, dinamik ve enerjik bir td getirilmedi takımın başına.
öncelikle bugünün futbol literatüründe geçerli olan sistemlerin hangisi bize uygun buna karar verilip sonra da o sisteme uygun futbol oynatacak yukarıdaki özellikleri taşıyan bir td getirilmeli ve ona şans verilmeli ki sistemini oturtsun ve başarılı olabilsin. aksi halde boşuna bekleyip zaman kaybetmekten başka bir şey geçmez elinize.
igor tudor, geçen sezonki başakşehir maçındaki hatalarından ve maç sonunda "bu nasıl oldu anlamadım" diyerek komik duruma düşmesinden hemen sonra gönderilmeliydi. geç kalındı ama hala sezonu ve sezonları kurtarabilecek hamleler yapabiliriz.
bence lucescu 1+1 yıl ile getirilip ondan sonrası için iyi bir planlama yapılması gerekir. uzun vadeli planlama yapılması için bu şart gözüküyor. tabi iyi bir yönetimin de en kısa zamanda gelmesi kaydı şartıyla.
quakerboy'un dediği gibi, kaderinin bir maç sonucuna bağlı olması yönetimin ne kadar beceriksiz olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. bir teknik direktör hakkında beş ayda karar veremedin de bir maçta mı karar vereceksin. bu gösteriyor ki, igor tudor iyi teknik direktör mü yoksa yetersiz mi hiçbir fikirleri yok. zaten dursun bakkal'ın en ufak bir bilgisi olmadığını, dolayısıyla bir fikrinin de olamayacağını biliyorum da diğerleri diyeceğim ki, birden kim ve hangi yönetici diye düşünüyorum kimse gelmiyor aklıma. işte beni üzen en önemli konu bu. yönetimde futbolu iyi biliyor dediğim bir yönetici yok maalesef. (genç yöneticileri istisna tutuyorum)
"taşıma suyla değirmen dönmez demiş" atalarımız. tam da bizim yöneticilerimize uygun bir atasözü. kendilerinde hiçbir bilgi olmayınca ordan-burdan aldıkları bilgilerle kararlar veriyorlar ama bunlar değirmeni döndermeye yetmiyor. bir hıncal'ın, bir pos bıyık tanburacı'nın bir ahmet çakır'ın, bir bilmem kimin fikirlerinden etkilenip hep yanlış kararlar veriyorlar. yıllardır taraftarı kahreden sabri, selçuk, yasin gibi futbolcular bu dinazorlar yüzünden kadroda kendilerine yer bulurken sneijder, bruma gibi yıldızlar takımdan hiç uğruna gönderiliyor.
her zaman söyledim yine tekrar ediyorum; başkan ve yönetimden en az iki kişinin, çocukluktan itibaren futbolun içinde olması, futbolu sevmesi, futboldan anlaması, futbolcu ve menejerler dünyasını iyi tanıması, federasyon ve hakemleri iyi etüt etmesi ve tuzaklara düşmemesi gerekir. bunlar paralı başkanların başa çıkabileceği şeyler değil. başkan futbol cahili ise, iyi danışmanlar falan da bir yere kadar götürüyor işi. sonra başlıyor yine istismarlar.
sonuç olarak igor tudor hakkında bir maça bakarak karar vermek ne kadar yanlış ise, bu güne kadar yaptığı fahiş hataları görememek de o kadar yanlıştır.
bazı arkadaşlar, sık td değişikliklerinin yanlış olduğunu belirtiyor. doğru aynen katılıyorum ama bu galatasaray gibi bir takımın, tamamen genç, tecrübesiz ve kendini isbat edememiş hocaları tercih etmesinden kaynaklanıyor. hamza hamzaoğlu, riekerink ve igor tudor böyleydi. mancini büyük oynayıp bütçe istediğinden, prandelli genetik uyumsuzluktan ayrıldı. mustafa denizli ise maalesef eskilerde takılıp kalmış olmasından dolayı gönderildi. yani şöyle adam gibi, kendini ispatlamış, uluslararası futbol kamuoyunda bilinen, genç, dinamik ve enerjik bir td getirilmedi takımın başına.
öncelikle bugünün futbol literatüründe geçerli olan sistemlerin hangisi bize uygun buna karar verilip sonra da o sisteme uygun futbol oynatacak yukarıdaki özellikleri taşıyan bir td getirilmeli ve ona şans verilmeli ki sistemini oturtsun ve başarılı olabilsin. aksi halde boşuna bekleyip zaman kaybetmekten başka bir şey geçmez elinize.
igor tudor, geçen sezonki başakşehir maçındaki hatalarından ve maç sonunda "bu nasıl oldu anlamadım" diyerek komik duruma düşmesinden hemen sonra gönderilmeliydi. geç kalındı ama hala sezonu ve sezonları kurtarabilecek hamleler yapabiliriz.
bence lucescu 1+1 yıl ile getirilip ondan sonrası için iyi bir planlama yapılması gerekir. uzun vadeli planlama yapılması için bu şart gözüküyor. tabi iyi bir yönetimin de en kısa zamanda gelmesi kaydı şartıyla.