2283
galatasaraya geleli 5 ay oldu. bu 5 aylık süreçte kendisini çok net ifade ettiğini, futbola bakışı ve karakterini iyi anlattığını düşünüyorum. bazı yönleri takdir topladı, bazı özellikleri ise eleştirildi. benim açımdan beğendiğim yönleri kadar geliştirmesi gereken ve ben de soru işaretleri bırakan noktaları da mevcut. öncelikle iyi yönlerine odaklanmayı tercih ediyorum.
pozitif yönleri:
-çalışmaya olan inancı: ilk günden bu yana yoğun bir çalışma temposu içerisinde. futbolcuları çalıştırmaya uğraştığından daha fazla kendisi floryada mesai harcıyor. bu sene tatil yaptığını görmedim. kendi çalışkanlığı futbolculara da örnek olacaktır.
-tempolu futbol: ilk günden bu yana tempolu futbol için gayret gösteriyor. 5 aylık dönemde bunun bazı emareleri görüldü. ancak bunun için fizik kondisyonun en üstte olması gerekiyor. sene başında da bunun yüklemesini yapmaya çalışıyor. bu sene en azından fizik olarak ezilen bir takım göreceğimizi zannetmiyorum.
-heyecan: maç içerisinde büyük bir heyecan yaşıyor. dün yapılan hazırlık maçında bile yapılan bir hatada çıldırdı. son 5 aydatakımın geçmişe göre daha heyecanlı ve istekli olduğu kesin.
-adalet: futbolcunun ismini cismini zerre kadar umursamıyor. istediğini yapmayan oyuncu onun için yok hükmünde. bu ister bruma olsun, ister sneijder olsun isterse de sabri. yani yerli, yabancı, yıldız, wonderkid gibi bir ayrımı yok. hepsine benzer muamele yapıyor. bir problem kangrene dönüşmüşse kesip atmasını biliyor. bu yönüyle kalliye benzetiyorum.
bi de negatif yönlerine bakalım:
-taktik ve diziliş seçimleri: belki genç bir teknik direktör olmasının da etkisiyle taktik bilgi açısından iyi olduğunu düşünmüyorum. taktik ve diziliş futbolcuya göre belirlenmelidir. iyi bir teknik direktör mesela lucescu elindeki kadroya göre bunları şekillendirir. geçen seneki oyuncu yapısının pas oyunu dışında bir oyun oynaması, pozisyon bilgisi kötü olan defans oyuncuları ile 3lü defans yapılamayacağı çok önceden de görülebilecek şeylerdi. büyük maçların hepsini kaybettik. büyük hocaların taktik bilgisi büyük maçlarda ortaya çıkar. mustafa denizli bu yüzden büyük hoca olmuştur. ayrıca kafasındaki oyun şeklini futbolculara iyi yansıtabildiği de soru işareti. yasinin buna işaret eden bazı açıklamaları olmuştu.
-futbolcularla ilişki: futbolcuları basın önünde eleştirmesi, hatta isim verip yermesi uzun vadede olumlu sonuçlanmayabilir. bu sene takımda büyük bir revizyon yapılacağı için şu aşamada sorun olmayabilir. ama uzun maratonda futbolcu idaresini iyi yönetmek gerekir. her problemi transferle çözemeyebiliriz.
-futbolcu bazında performans gelişimi: takım oyunu kadar futbolcuların geliştirilmesi ve ön plana çıkarılması da önemli. şenol güneş bu konuda gördüğüm en iyi teknik direktör. linnes, tolga, garry, eren gibi oyuncular şenol güneşin takımında olsa öve öve bitirilemezdi. tudorun futbolcunun özelliklerini ön plana çıkarma ve buna göre bir oyun kurma gibi bir düşüncesi olduğunu pek zannetmiyorum.
netice olarak bu sene yeni bir takım kuruluyor gibi. tudor için büyük bir şans. artık mazeret şansı kalmadı. umarım bazı yönlerini geliştirir ve çok başarılı olur.
pozitif yönleri:
-çalışmaya olan inancı: ilk günden bu yana yoğun bir çalışma temposu içerisinde. futbolcuları çalıştırmaya uğraştığından daha fazla kendisi floryada mesai harcıyor. bu sene tatil yaptığını görmedim. kendi çalışkanlığı futbolculara da örnek olacaktır.
-tempolu futbol: ilk günden bu yana tempolu futbol için gayret gösteriyor. 5 aylık dönemde bunun bazı emareleri görüldü. ancak bunun için fizik kondisyonun en üstte olması gerekiyor. sene başında da bunun yüklemesini yapmaya çalışıyor. bu sene en azından fizik olarak ezilen bir takım göreceğimizi zannetmiyorum.
-heyecan: maç içerisinde büyük bir heyecan yaşıyor. dün yapılan hazırlık maçında bile yapılan bir hatada çıldırdı. son 5 aydatakımın geçmişe göre daha heyecanlı ve istekli olduğu kesin.
-adalet: futbolcunun ismini cismini zerre kadar umursamıyor. istediğini yapmayan oyuncu onun için yok hükmünde. bu ister bruma olsun, ister sneijder olsun isterse de sabri. yani yerli, yabancı, yıldız, wonderkid gibi bir ayrımı yok. hepsine benzer muamele yapıyor. bir problem kangrene dönüşmüşse kesip atmasını biliyor. bu yönüyle kalliye benzetiyorum.
bi de negatif yönlerine bakalım:
-taktik ve diziliş seçimleri: belki genç bir teknik direktör olmasının da etkisiyle taktik bilgi açısından iyi olduğunu düşünmüyorum. taktik ve diziliş futbolcuya göre belirlenmelidir. iyi bir teknik direktör mesela lucescu elindeki kadroya göre bunları şekillendirir. geçen seneki oyuncu yapısının pas oyunu dışında bir oyun oynaması, pozisyon bilgisi kötü olan defans oyuncuları ile 3lü defans yapılamayacağı çok önceden de görülebilecek şeylerdi. büyük maçların hepsini kaybettik. büyük hocaların taktik bilgisi büyük maçlarda ortaya çıkar. mustafa denizli bu yüzden büyük hoca olmuştur. ayrıca kafasındaki oyun şeklini futbolculara iyi yansıtabildiği de soru işareti. yasinin buna işaret eden bazı açıklamaları olmuştu.
-futbolcularla ilişki: futbolcuları basın önünde eleştirmesi, hatta isim verip yermesi uzun vadede olumlu sonuçlanmayabilir. bu sene takımda büyük bir revizyon yapılacağı için şu aşamada sorun olmayabilir. ama uzun maratonda futbolcu idaresini iyi yönetmek gerekir. her problemi transferle çözemeyebiliriz.
-futbolcu bazında performans gelişimi: takım oyunu kadar futbolcuların geliştirilmesi ve ön plana çıkarılması da önemli. şenol güneş bu konuda gördüğüm en iyi teknik direktör. linnes, tolga, garry, eren gibi oyuncular şenol güneşin takımında olsa öve öve bitirilemezdi. tudorun futbolcunun özelliklerini ön plana çıkarma ve buna göre bir oyun kurma gibi bir düşüncesi olduğunu pek zannetmiyorum.
netice olarak bu sene yeni bir takım kuruluyor gibi. tudor için büyük bir şans. artık mazeret şansı kalmadı. umarım bazı yönlerini geliştirir ve çok başarılı olur.