16790
benim bi türlü anlamadığım şey. futbol takımımız hakkında taraftarımızın çok iyi niyetli olması yüzünden sürekli genç oyunculara yönelmek istemeleri. galatasaray altyapısını hatta altyapıyı da geçtim. komple futbol takımını porto gibi ya da ne bileyim, barcelona, ajax, lizbon gibi filan genç oyuncuları alıp. yetiştirip bize çok faydalı olacaklarını düşünmekle çok büyük hata yapıyolar.
mesela sürekli transfer dönemlerinde 20li yaşlarda oyuncuları söyleyip 33 yaşındaki sneijder yerine bunu alın diyolar. bir türlü kabul edemedikleri olay tam olarak bu. türkiye'den porto'nun yaptığı gibi ne bir genç oyuncu çıkarmasını beklememek lazım. sadece bizim takım için değil. hiçbirisi yapamıyor. ayda yılda bi tane derler ya. o şekilde çıkarsa çıkıyor. hadi bizden çıkmadı. dışarıdan aldığımız oyuncuyu da 2-3 sene sonra değerlendirip aldığımızın 3-4 katına satma gibi bir piyasamızda yok bizim. en basit örnek bruma. geldiğinden beri çok büyük bi kademe atladı mı? öyle çok çok büyük bi gelişme yok. geldiğinde de 2 metreye pas atamıyordu. hala daha da 2 metreye pek pas atabildiği söylenemez. demek istediğim şey de işte bu adam bizde değil de porto'da olsaydı eğer. acaba kaç m euroya büyük takımlardan birine giderdi. ya da gitmedi mi. acaba hala 2 metreye pas atamaz mıydı?
kabul etmek lazım işte arkadaşlar. türkiye'de bu işi yapamıyorlar. yani "bana balık verme, balık tutmayı öğret." atasözünün tam tersi burda. bize balık tutmayı öğretmesinler abi. bize balık getirsinler. arkadaş 40 yaşında dediğiniz eto neler yapıyor. drogba geldi 18likken mi geldi bu adam? ligde neler yaptı. cl'de neler yaptı. sneijder yine. genç değildi geldiğinde futbol için en güzel yaştaydı. bakıyosun bjk için quaresma. genç mi? ama adamın neler yaptığı ortada. bir de gençlere bakın. yıllardır sizi heyacanlandıran galatasaray'lı genç oyuncu kim var? son zamanlarda sinan gümüş dışında. o bile mechul her birimizin seveceği bi futbolcu tarzı değil. şimdi de bakıyorum 20 yaşında adam alın galatasaray'a ihtiyar almayın diyolar. ulan bu takıma hagi bile 31 yaşında geldi işte. neyin derdindesiniz siz. fenerbahçe için de alex mesela. 27 yaşında geldi. adamların yaptıkları ortada. ve buna benzer bin tane örnek işte.
eğer avrupada başarılı bi kulup olmak istiyorsan takımı gençleştirmek yerine ortalama yaş ile bir takım kurman şart. en yakın örneğini de geçen haftalardaki uefa finali'nde görebilirsiniz. manu'nun takıma bakıyorsun bir de ajax'ın. yemin ediyorum ajax belki de finalde takım çok genç ve tecrübesiz oldukları için kaybetti.
ha bütün bu yazdıklarımdan da sakın ola anlaşılmasın ki bütün takımı 30 yaşındaki adamlardan kurup veteran takımı yapalım. futbolda bazı kilit noktalar vardır. atıyorum işte ujfa gibi bi stoper. melo gibi bi dos. sneijder gibi bi 10. drogba gibi bi forvet. bu tarz adamların yaşına bakmadan alacaksın. çünkü bunlar yaşlı oldukları için seni yavaşlatmazlar. tam tersine tecrübesiyle takımı taşırlar. yanındaki gençlerle birlikte. bi zahmet genç arkadaşlar da bunlar 2 koşuyorsa onların 3 koşması lazım orası ayrı.
mesela sürekli transfer dönemlerinde 20li yaşlarda oyuncuları söyleyip 33 yaşındaki sneijder yerine bunu alın diyolar. bir türlü kabul edemedikleri olay tam olarak bu. türkiye'den porto'nun yaptığı gibi ne bir genç oyuncu çıkarmasını beklememek lazım. sadece bizim takım için değil. hiçbirisi yapamıyor. ayda yılda bi tane derler ya. o şekilde çıkarsa çıkıyor. hadi bizden çıkmadı. dışarıdan aldığımız oyuncuyu da 2-3 sene sonra değerlendirip aldığımızın 3-4 katına satma gibi bir piyasamızda yok bizim. en basit örnek bruma. geldiğinden beri çok büyük bi kademe atladı mı? öyle çok çok büyük bi gelişme yok. geldiğinde de 2 metreye pas atamıyordu. hala daha da 2 metreye pek pas atabildiği söylenemez. demek istediğim şey de işte bu adam bizde değil de porto'da olsaydı eğer. acaba kaç m euroya büyük takımlardan birine giderdi. ya da gitmedi mi. acaba hala 2 metreye pas atamaz mıydı?
kabul etmek lazım işte arkadaşlar. türkiye'de bu işi yapamıyorlar. yani "bana balık verme, balık tutmayı öğret." atasözünün tam tersi burda. bize balık tutmayı öğretmesinler abi. bize balık getirsinler. arkadaş 40 yaşında dediğiniz eto neler yapıyor. drogba geldi 18likken mi geldi bu adam? ligde neler yaptı. cl'de neler yaptı. sneijder yine. genç değildi geldiğinde futbol için en güzel yaştaydı. bakıyosun bjk için quaresma. genç mi? ama adamın neler yaptığı ortada. bir de gençlere bakın. yıllardır sizi heyacanlandıran galatasaray'lı genç oyuncu kim var? son zamanlarda sinan gümüş dışında. o bile mechul her birimizin seveceği bi futbolcu tarzı değil. şimdi de bakıyorum 20 yaşında adam alın galatasaray'a ihtiyar almayın diyolar. ulan bu takıma hagi bile 31 yaşında geldi işte. neyin derdindesiniz siz. fenerbahçe için de alex mesela. 27 yaşında geldi. adamların yaptıkları ortada. ve buna benzer bin tane örnek işte.
eğer avrupada başarılı bi kulup olmak istiyorsan takımı gençleştirmek yerine ortalama yaş ile bir takım kurman şart. en yakın örneğini de geçen haftalardaki uefa finali'nde görebilirsiniz. manu'nun takıma bakıyorsun bir de ajax'ın. yemin ediyorum ajax belki de finalde takım çok genç ve tecrübesiz oldukları için kaybetti.
ha bütün bu yazdıklarımdan da sakın ola anlaşılmasın ki bütün takımı 30 yaşındaki adamlardan kurup veteran takımı yapalım. futbolda bazı kilit noktalar vardır. atıyorum işte ujfa gibi bi stoper. melo gibi bi dos. sneijder gibi bi 10. drogba gibi bi forvet. bu tarz adamların yaşına bakmadan alacaksın. çünkü bunlar yaşlı oldukları için seni yavaşlatmazlar. tam tersine tecrübesiyle takımı taşırlar. yanındaki gençlerle birlikte. bi zahmet genç arkadaşlar da bunlar 2 koşuyorsa onların 3 koşması lazım orası ayrı.
