• 131
    şampiyonluğa inanmayan değil bu berbat kadronun şampiyon olamayacağını bilen taraftardır. inancımızı yitirdik meselesi falan değil bu. ortada inanılacak birşey yok. bu takımın en çok gol atan futbolcusu 9 golle yasin öztekin. o da kendini "penaltısız gol kralı" olarak tanımlıyor. "şimdiki aklım 20 yaşımda olsaydı ronaldo olurdum" diyor kendi kendine...
    sadece bu bile şu "beşiktaş'ı yenersek şampiyonuz" düşüncesinin önünü kesmek için yeterlidir.

    zorluklar içerisinde gelen 2005-2006 şampiyonluğuyla bu sezonun alakası yok. çünkü o sezon necati ateş, hakan şükür ve ümit karan ile üç santrafor oynuyorduk. arkalarında hırsından mermiye kafa atan hasan şaş vardı. sasa ilic vardı. kısacası, kadıköy'de 4-0 yenilip gelseler bile bu takım şampiyonluğu hak ediyor diyorduk.

    2007-2008 sezonunda son 6 haftaya cevat güler yönetiminde giren takımın, o hafta rakip puan kaybetmişken gençlerbirliği deplasmanında çamur çirkef içinde oynanan maçta son dakikada deplasman fakiri lincoln'e bile galibiyet golünü attırabilecek hırsını gördüğümüz için bu takım şampiyon olmayı hak ediyor diyorduk.

    2013-2014 sezonunda hamzaoğlu geldikten sonra, bir rakibimizin ismail eagle'ın fenerbahçesi, diğerinin de ite-kaka giden beşiktaş olduğunu bilip, neredeyse bütün futbolcularımızın "ulan bu sene şampiyon olup 4. yıldızı takalım da seneye yan gelir yatar, paramızı alırız" düşüncelerini hissediyor ve "bu takım şampiyon olur, en fazla hak eden biziz sonuçta" diyerek şampiyon olmayı hak ediyoruz diyorduk.

    lakin içinde bulunduğumuz 2016-2017 sezonunda durum bu şampiyonluklar gibi değil. hatta hiç alakası yok. bu takımdan bana bir tane hırsından kuduran futbolcu söyleyemezsiniz. bazıları iyi niyetiyle mücadele ediyor sadece o kadar. bu takımda form veya sakatlık durumunu göz önüne alırsak mevkisinin hakkını verenler sadece muslera ve bruma (bir de yeni transfer olduğu için kendini zorlayan ve beğenimi kazanan garry rodrigues). o yüzden boşuna şampiyonluğa inanmayan taraftar falan diyerek birbirimizi kandırmayalım. bu takımın şampiyon olma ihtimali yok. bence 2. bitirme ihtimali de %15 falan ama inşallah 2.bitirip şampiyonlar ligi zorlarız diyeyim.

    önümüzdeki fikstüre bakınız. iç saha maçlarını yazmıyorum. 6 tane deplasmanımız var. sırasıyla; antalyaspor, trabzonspor, başakşehir, bursaspor, gaziantepspor, alanyaspor.
    18 şubat 2017 çaykur rizespor galatasaray maçında akan oyunda en uçta oynayan futbolcumuz podolski'yi kendi kalemize 30 metre mesafede oynarken izlediğim için önümüzdeki ilk 3 deplasman maçını konuşmak istemiyorum. diğerleri ise;
    hamza varken idare eden bursaspor'un artık götü toplayamayacağını düşünüp bu deplasmana %50 ihtimalle 1 puan, %50 ihtimalle 3 puan yazarım.
    adanaspor ile birlikte ligin en kötü takımı olan gaziantepspor ise bülent uygun'un gazıyla hafif kıpırdansa da küme düşecektir. bu deplasmana %20 ihtimalle 1 puan, %80 ihtimalle 3 puan yazarım.
    alanyaspor ise bizim maça kadar iç sahada bayağı puan toplayacaktır. düşme tehlikesini daha az yaşarlar diye tahmin ediyor ve 33. haftadaki bu deplasmana %30 ihtimalle 1 puan, %70 ihtimalle 3 puan yazıyorum.

    sonuç;
    2016-2017 sezonunda önümüzdeki 6 adet deplasman maçından maksimum 11-12 puan, 6 adet iç saha maçından ise maksimum 15-16 puan alırız. şuan 40 puanda olduğumuza göre ligi maksimum 66-67 puanla ve 60-63 golle falan bitiririz. bu sayılar da bizi değil şampiyon, lig 2.si bile zor yapar. amacım gecenin bir vakti iç karartmak değil, lakin gerçekler böyle;

    takım tek ve as santraforu eren derdiyok 20 maçta 8 gol atmış.
    mevkisi santrafor olmayan ama mecburiyetten santrafor oynayan podolski 4 gol atmış (evet podolski'nin ligde 4 golü var. o hatırladığınız gollerin hepsini kupa'da attı. sürpriz; kupa'dan elendik).
    en potansiyelli futbolcusu "sezon bitse de artık ingiltere'ye gitsem, ronaldo abim gibi oradan da bir real madrid yaparım" diyen bruma (ne diyeceğiz adama, haklıdır).
    sabrının sınırlarını zorladığımız adam muslera. (oynacağınız topu sikeyim, gidiyorum ben ne haliniz varsa görün dese birşey diyemeyiz adama).
    32 yaşında, ayda bir sakatlanan 2 gollü sneijder (çoğunu 5-6 attığımız maçlarda yapmış olsa da gene de 11 asisti var adamın).
    31 yaşında 90 dakika boyunca sadece 15-20 dakika top oynamaya çalışıp çoğunlukla onu da beceremeyen ve bu sezon sadece 3 maçta iyi oynayan ve biri frikik biri penaltıdan 2 golü olan ve 1 tane de asist yapan selçuk inan.
    yasin'i yazdırmayın bana bir daha..
    tolga, de jong ve josue hakkında konuşmak istemiyorum..
    defans oyuncularımıza hiç girmek istemiyorum..

    demem o ki; efendi efendi oynayalım. iç saha derbilerimizi kazanalım, kendimizi teselli edelim. fenerbahçe'nin durumunu göz önüne aldığımızda 3.lüğümüz garanti gözüküyor. ligi 2. bitirsek de fark etmez zaten şampiyonlar ligi'ne kalamayız. yazın da 2011-2012 sezonu başlangıcı gibi 15 futbolcuyu gönderip 15 futbolcu alarak yeni bir takım kurduktan sonra şampiyonluk ve avrupa ligi çeyrek final-yarı final iddiasıyla 2017-2018 sezonuna başlayalım. galatasaray için şuandaki en olumlu plan budur. o da bu yönetim mayıs ayında giderse..

    saygılar
App Store'dan indirin Google Play'den alın