16271
şu an başına kim geçerse geçsin galatasaray'ın sorunları devam edecek, günü kurtarmak için yapılanlar anca birilerine zaman kazandıracak. ilk önce en tepeden başlayarak kulüp içinde köklü değişikliklere gidilmesi lazım zaman kaybetmeden ki kulübün geleceği kurtulsun. galatasaray'a faydalı olabilecek, yönetimleri yapıcı anlamda eleştirebilecek üyelerin kulübe kazandırılması ve kulüp bizim olsun, biz bize takılalımcı tayfadan kurtarılması atılacakilk adım olmalı.
ikinci olarak sportif anlamda olayı ele alalım. son 2-3 yılda sık sık teknik direktör değişikliğine gidildi, oyuncular geldi, gitti ama değişen hiç bir şey olmadı. biz hep ya teknik direktörleri ya da oyuncuları bireysel eleştirdik. bana göre sürekli gözardı edilen nokta ise yıllardan beri galatasaray kadro yapısının genel olarak sıkıntılı olması. ilk başta aklıma gelenler;
stoperler arasında liderlik yapabilecek, bire bir de üstünlük sağlayabilecek oyuncu eksikliği.
beklerin savunma anlamında ciddi eksiklikleri olması, üzerine hücumda da katkılarının olmaması.
ortasahaya gelince pozisyonun tanımından yola çıkıp galatasaray'ı düşünelim;
orta saha pozisyonu: "futbolda oyuna yön veren ve defans ile forvet arasında köprü görevi gören oyunculara denir. temel amaçları rakip takımların topunu kapmak ve gerçekleştirdiği atakları kesmek, topa sahip olmak ve forvetleri beslemektir."
temel amaçlarına baktığımızda top kapmak nadir o da de jongsayesinde, gerçekleştirilen atakları kesmek, galatasaray'da böyle bir şey göremiyorum rakip hücuma çıktığında alayı ceza sahamız çevresinde. topa sahip olmak konusunda selçuk inan ve yan pas-geri pas kardeşliğini tek geçiyorum, üzerine yoktur bu konuda. forvetleri beslemek olayına geldiğimizde yine kesinlikle galatasaray'da görmediğimizi söyleyebiliriz.
kanatlara baktığımızda elimizde bulunan kanatların hepsi aynı tip kanat, bruma, yasin, garry, sinan. hepsi topla oyunu seven, içe katetmeyi seven oyuncular. orta açmayı düşünen, yapan, uygulayan bir oyuncumuz dahi yok. bu da cezasahası içine top taşıma da büyük eksiklik olduğu gibi savunmadan dönen toplarla da etkili olabilecek hücumları ortadan kaldırıyor.
forvet bölgesinin ise kanatlarla uyumu alakasız. eren ve poldi fiziksel olarak güçlü, rakip defansı yorabilecek, defans oyuncularına cezasahası içinde üstünlük sağlayabilecek, kafa toplarında etkili oyuncular diyebiliriz. ama gel gelelim kanatlarımız orta açmayı düşünmediğinden forvetler direk oyun dışı ve katkı alamıyoruz. üzerine kanatlar ve forvet bölgesi çok haraketsiz ve ayağıma gelsini beklediği için uzun süreler pozisyona giremediğimiz bile oluyor.
şimdi benim direk aklıma gelenler bunlarken, hangi antrenör gelirse gelsin, ne kadarını değiştirebilecek, düzeltebilecek. yeniden bir yapılanmaya gitmeden galatasaray'ın etkili oynaması pek mümkün görünmüyor benim için, yeniden yapılanmada pek olacak gibi değil bu borcun, harcın içinde. sonuç olarak biz ne söylesek boş, galatasaray kötü gidince td değişir, 6 ay sonra aynı sorunlar ortaya çıkar, bu döngü devam eder.
ikinci olarak sportif anlamda olayı ele alalım. son 2-3 yılda sık sık teknik direktör değişikliğine gidildi, oyuncular geldi, gitti ama değişen hiç bir şey olmadı. biz hep ya teknik direktörleri ya da oyuncuları bireysel eleştirdik. bana göre sürekli gözardı edilen nokta ise yıllardan beri galatasaray kadro yapısının genel olarak sıkıntılı olması. ilk başta aklıma gelenler;
stoperler arasında liderlik yapabilecek, bire bir de üstünlük sağlayabilecek oyuncu eksikliği.
beklerin savunma anlamında ciddi eksiklikleri olması, üzerine hücumda da katkılarının olmaması.
ortasahaya gelince pozisyonun tanımından yola çıkıp galatasaray'ı düşünelim;
orta saha pozisyonu: "futbolda oyuna yön veren ve defans ile forvet arasında köprü görevi gören oyunculara denir. temel amaçları rakip takımların topunu kapmak ve gerçekleştirdiği atakları kesmek, topa sahip olmak ve forvetleri beslemektir."
temel amaçlarına baktığımızda top kapmak nadir o da de jongsayesinde, gerçekleştirilen atakları kesmek, galatasaray'da böyle bir şey göremiyorum rakip hücuma çıktığında alayı ceza sahamız çevresinde. topa sahip olmak konusunda selçuk inan ve yan pas-geri pas kardeşliğini tek geçiyorum, üzerine yoktur bu konuda. forvetleri beslemek olayına geldiğimizde yine kesinlikle galatasaray'da görmediğimizi söyleyebiliriz.
kanatlara baktığımızda elimizde bulunan kanatların hepsi aynı tip kanat, bruma, yasin, garry, sinan. hepsi topla oyunu seven, içe katetmeyi seven oyuncular. orta açmayı düşünen, yapan, uygulayan bir oyuncumuz dahi yok. bu da cezasahası içine top taşıma da büyük eksiklik olduğu gibi savunmadan dönen toplarla da etkili olabilecek hücumları ortadan kaldırıyor.
forvet bölgesinin ise kanatlarla uyumu alakasız. eren ve poldi fiziksel olarak güçlü, rakip defansı yorabilecek, defans oyuncularına cezasahası içinde üstünlük sağlayabilecek, kafa toplarında etkili oyuncular diyebiliriz. ama gel gelelim kanatlarımız orta açmayı düşünmediğinden forvetler direk oyun dışı ve katkı alamıyoruz. üzerine kanatlar ve forvet bölgesi çok haraketsiz ve ayağıma gelsini beklediği için uzun süreler pozisyona giremediğimiz bile oluyor.
şimdi benim direk aklıma gelenler bunlarken, hangi antrenör gelirse gelsin, ne kadarını değiştirebilecek, düzeltebilecek. yeniden bir yapılanmaya gitmeden galatasaray'ın etkili oynaması pek mümkün görünmüyor benim için, yeniden yapılanmada pek olacak gibi değil bu borcun, harcın içinde. sonuç olarak biz ne söylesek boş, galatasaray kötü gidince td değişir, 6 ay sonra aynı sorunlar ortaya çıkar, bu döngü devam eder.